Türkiye'de de görülen Batı Nil Virüsü nedir?
23 Ağustos 2024ABD ve Avrupa'da Batı Nil Virüsü vakalarında artış gözlemleniyor. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) Temmuz sonunda kıtadaki sekiz ülkede 69 vaka görüldüğünü bildirdi. Vaka sayısının önceki yıllara göre yüksek olduğu Yunanistan, İtalya ve İspanya'da virüs kaynaklı sekiz ölüm kayda geçti. ABD'de 26 eyalette 100'den fazla vaka tespit edildi. Tarihsel olarak ABD'de en fazla Batı Nil Virüsü vakası Ağustos aylarında görülüyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye'de ise bu yıl altı kişide hastalığın tespit edildiğini açıkladı. Bakanlığın bilgilendirmesinde, "Hastalık, kişiden kişiye doğrudan bulaşmamaktadır. Ülkemizde 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil virüsü enfeksiyonu, 2024 yılında 6 kişide tespit edilmiştir" denildi. Peki Batı Nil Virüsü nedir? Bilinmesi gerekenler:
Hastalık nasıl yayılıyor?
Hastalık ilk olarak 1937 yılında Uganda'da Batı Nil bölgesinde bir kadında tespit edilmiş. Dang Humması, Zika ve Sarıhumma ile aynı grupta yer alan Batı Nil Virüsü normalde Afrika'ya özgü bir sinek türü olan ancak tüm dünyaya yayılan "Culex" türü sivrisinekler tarafından taşınıyor. Sağlık Bakanlığına göre ana konak yabani kuşlar. Virüs kuşlardan sivrisineklere, sinek ısırmasıyla da insanlara geçiyor. İnsandan insana bulaş ise söz konusu değil.
Batı Nil Virüsü belirtileri neler?
Sağlık otoritelerine göre enfeksiyon çoğu kişide, virüsle temas edenlerin neredeyse yüzde 80'inde herhangi bir semptoma yol açmıyor. Ancak vakaların yüzde 20'sinde yüksek ateş, bulantı, baş ağrısı ve yorgunluk şikayetleri görülüyor. Belirtiler genelde bir haftanın sonunda ortadan kayboluyor. Virüs, vakaların yüzde 1'inden azında ise ölümcül olabilecek ciddi rahatsızlıklara sebep olabiliyor.
Sağlık Bakanlığı ileri yaştakiler, yüksek tansiyon hastalıkları, diyabet, böbrek hastalığı veya alkolle ilgili rahatsızlıkları bulunanların en riskli gruplar olduğuna dikkat çekiyor.
Tedavisi var mı?
Virüse karşı bir aşı bulunmazken en etkili mücadele sivrisineklerden korunmak. Sinek popülasyonunun büyümesini önlemek, tatlı su kenarları veya su birikintileri gibi sivrisineklerin yaygın olduğu bölgelerde böcek kovucu kullanmak, uzun kollu giysiler ve pantolon giymek alınabilecek başlıca önlemler.
Semptom gösteren hastalara destek tedavisi uygulanırken Sağlık Bakanlığı belirtileri azaltmak için ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçların kullanımını tavsiye ediyor.
En riskli aylar hangileri?
Genelde mevsimsel özellik gösteren hastalık en çok yaz boyunca ve sonbaharın erken dönemlerinde görülüyor. İlk vakanın 2010'da bildirildiği Türkiye için en riskli aylar Haziran-Eylül dönemi.
Öte yandan iklim değişikliğinin sinek popülasyonunun artmasına ve dünyanın daha kuzey bölgelerine yayılmalarına yol açarak hastalığın seyrine olumsuz etki yapabileceği değerlendiriliyor.
DW / MA,MUK,HT