"Türkiye'de basın özgürlüğüne siyasi destek yok"
10 Kasım 2010Geçtiğimiz hafta Türkiye’ye bir ziyarette bulunan Alman hükümetinin İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sorumlusu Markus Löning, Türkiye’den genelde olumlu izlenimlerle döndü. Ancak Löning, yargının bağımsızlığı, azınlık hakları ve basın özgürlüğü konularındaki eksiklikleri eleştirdi. 1-5 Kasım tarihleri arasında Türkiye’de temaslarda bulunan Löning, Alman Meclisi’nin Avrupa Birliği İşleri Komisyonu'nun Çarşamba günü yapılan toplantısında, izlenimlerini anlattı.
Olumlu izlenimler
Alman hükümetinin İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sorumlu Markus Löning’in beş günlük Türkiye programı oldukça yoğundu. Hür Demokrat Partili Löning İstanbul, Ankara ve Van’da aralarında Türkiye İçişleri Bakanı Beşir Atalay, farklı partilerden siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin bulunduğu yaklaşık 50 kişi ile görüştü. Löning, bu görüşmeler sonucunda Türkiye’deki gelişmelere ilişkin edindiği izlenimin olumlu olduğunu söyledi. Konuştuğu herkesin, temelde çok olumlu değerlendirmeler yaptığını belirten Löning, "eskiden tabu sayılan bütün konuların çok farklı bir şekilde, açıkça tartışıldığı dile getirildi. Örneğin, ordunun siyasilere tabi olması, Kürt sorunu, azınlıklar meselesi veya din özgürlüğü sorunu, azınlıkların kendi dilinde konuşabilmesine dikkat edilmesi gibi... Yani tümü olumlu değerlendirmeler" şeklinde konuştu.
Yargı bağımsızlığındaki eksiklikler
Löning, bu olumlu değerlendirmelere rağmen, Türk hükümetinin reform temposunu düşürmesinin eleştirildiğini belirtti. Löning, Türkiye’deki görüşmelerinde üç alanda ciddi eksiklikler tespit ettiğini söyledi. Löning’in yargının yeterince bağımsız olmamasını eleştirdi. ”Eleştirilen bir nokta hâkimlerin yeterince bağımsız olmaması. Burada hükümetin uyguladığı baskıdan çok sosyal, siyasi ve kişisel çevreden gelen baskı söz konusu. Hâkimlerin de bu baskıya boyun eğdiği ortada. Burada, bunun siyasi açıdan nasıl bir anlama geldiğini görmek için Türkiye’deki iktidar yapısını göz önünde bulundurmak gerekiyor.”
Azınlık hakları
Alman hükümetinin İnsan Hakları Sorumlusu Löning ayrıca azınlık haklarına ilişkin eksiklikler bulunduğunu dile getirdi. Almanya’daki tartışmalarda genellikle Türkiye’deki Hrıstiyan azınlığın haklarına dikkat çekildiğini ifade eden Löning, Alevilerin, dili ve kültürü farklı olan grupların ve hatta eşcinsellerin de haklarının da savunulması gerektiğini vurguladı.
Basın özgürlüğü şart
Löning, yaptığı görüşmeler sonucunda, basın özgürlüğü alanında Türkiye’deki durumun son yıllarda kötüleştiğini tespit ettiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü. ”Ve hatta bana göre durum alarm veriyor. Canlı demokrasinin bir parçası da özgür ve eleştirel basındır. Kendini özgür, demokratik olarak tanımlayan ve Avrupa Birliği üyeliği hedefi bulunan bir ülkede basının kesinlikle özgür olması gerekir.”
Löning, gazeteciler hakkında açılan 5 binin üzerinde dava açılmasını, gazetecilerin hapishanelerde bulunmasını eleştirdi. Medya kuruluşlarının ekonomik açıdan bağımsız olmamasını da sorun olarak gören Löning, "bana göre basın özgürlüğü alanında en önemli mesele, basın özgürlüğü alanında siyasi desteğin olmaması" dedi. "Başbakan Erdoğan, diplomatik olarak söylemek gerekirse, bence zorlayıcı ifadeler kullanıyor" diyen Löning, basın özgürlüğünün yasalarla güvence altına alınmasının yanı sıra siyasi olarak da desteklenmesi gerektiğini söyledi. Löning, "ancak Türkiye’de bunun eksik olduğunu görüyorum ve bence bu çok önemli bir sorun” şeklinde konuştu.
Löning, Türkiye’de ilerleme sağlanması isteniyorsa, yapıcı eleştirilerin yapılması gerektiğini, ancak ”biz sizi zaten Avrupa Birliği’nde görmek istemiyoruz” demenin kimsenin işine yaramayacağını söyledi.
İlerleme Raporu'nun ilk değerlendirmesi
Alman Meclisi Avrupa Birliği İşleri Komisyonu'nda AB Komisyonu'nun 2010 İlerleme Raporu’nun ilk değerlendirmesi yapıldı. Alman Dışişleri Bakan Yardımcı Werner Hoyer, Türkiye’deki basın özgürlüğüne ilişkin sorunları kaygıyla karşıladıklarını belirtti. Hoyer, rapora göre endişe yaratan bir diğer konunun ise Kıbrıs meselesi olduğunu ifade etti.
© Deutsche Welle
Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ahmet Günaltay