1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye kadın hakları raporunu BM'ye sundu

Sema Emiroğlu / New York21 Ocak 2005

Türkiye, 1985 yılında imzaladığı BM Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” uyarınca, üçüncü dönem raporunu dün BM’ye sundu. New York'ta bulunan Devlet Bakanı Güldal Akşit tarafından sunulan rapor, Türkiye'de kadının statüsünün iyileştirilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve eşitliğin sağlanması için alınan önlemleri, yapılan yeni yasal düzenlemeleri içeriyor…

https://p.dw.com/p/AazN
Devlet Bakanı Güldal Akşit tarafından BM'ye sunular rapor değerlendirmeye alındı.
Devlet Bakanı Güldal Akşit tarafından BM'ye sunular rapor değerlendirmeye alındı.Fotoğraf: AP

Rapor, kısa adı CEDAW olan Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin komitede görüşülürken, Türk hükümetinin, CEDAW'ın sorduğu 31 soruya verdiği yanıtlar da ele alınıyor. Bu sorularda Türk Ceza Kanunu’nda töre ve namus cinayetlerine ilişkin hükümler, kızlara bekaret testi uygulaması, aile içi ve kadına karşı şiddet ve üniversitelerdeki başörtüsü konusu da yer aldı.

“Gölge raporlar“

Bu arada, hükümet raporuna ek olarak Türkiye'de iki ayrı sivil toplum örgütü tarafından hazırlanan "gölge raporlar" da CEDAW'a sunuldu. Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı tarafından hazırlanan ve 26 kadın örgütü tarafından desteklenen raporla, Uçan Süpürge adlı sivil toplum örgütü tarafından hazırlanan ve CEDAW Yürütme Kurulu üyesi 12 kadın örgütü tarafından desteklenen iki rapor, baz alındı.

"Gölge Raporu"nda AKP hükümeti, kadın haklarına ve kadın sorunlarına yeterince ilgi göstermediği için eleştirildi; evde ve sokakta şiddete maruz kalan kadınların, siyaset ve iş yaşamında da haklarını hayata geçiremedikleri vurgulandı; ayrıca kadına karşı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele için somut öneriler getirildi.

Akşit yetkililere bilgi verdi

Devlet Bakanı Güldal Akşit ise, son dönemde Türkiye'de kadınların statüsünün geliştirilmesine yönelik yapılan reformlar ve yasal değişiklikler konusunda bilgi verdi. Toplumsal değişimlerin çok zor olduğunu bilmelerine rağmen, bu dönüşümü Türkiye’de gerçekleştireceklerinden umutlu olduklarını belirten Akşit, Türk kadınlarına ilişkin tüm sorulara sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışarak yanıt aradıklarını bildirdi. Akşit, Türkiye’de yasaların, CEDAW ışığında yorumlanmasının, anayasanın bir gereği haline geldiğini de bildirdi.

Medeni Kanun, Aile Mahkemeleri’nin kurulması, yeni Ceza Yasası gibi düzenlemelerin kadın hakları üzerindeki olumlu etkilerini anlatan Akşit, töre cinayetlerinin Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu, ancak konuyla ilgili iyileştirmeler yapıldığını vurguladı ve artık toplumsal bilinci geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Rapor değerlendirmeye alındı

CEDAW komitesi, hükümet raporu ve gölge raporlarını dikkate alarak Türkiye’de kadınların durumuyla ilgili yapacağı değerlendirme ve tavsiyeleri, önümüzdeki haftalarda açıklayacak.

1979 yılında BM Genel Kurulu’nda onaylanan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, kadınların insan haklarını koruyan, bağlayıcı bir yasa niteliğinde. Sözleşme üzerindeki son çekincesini de 29 Ekim 2002’de kaldıran Türkiye, sözleşmeye imza koyan diğer ülkeler gibi, CEDAW komitesine periyodik raporlar sunuyor ve kadına karşı ayrımcılığı önlemek üzere aldığı önlemleri açıklıyor.