Türkiye Hrant Dink'i uğurladı
23 Ocak 2007Uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Kumkapı'daki Meryem Ana Kilisesi'nde düzenlenen dini törenin ardından Balıklı Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi. Dink, aile mezarlığına, annesinin babasının yanına gömüldü.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob II'nin yönettiği Meryem Ana Kilisesi'ndeki tören, yaklaşık 50 dakika sürdü. Kumkapı'daki kilisede saat 14.00'de başlayan töreni Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun hükümeti temsil ettiği törene çok sayıda vatandaş katıldı. Mesrob II, ayinin ardından önce Ermenice, daha sonra Türkçe yaptığı konuşmada, Dink'in Malatya'da başlayan yaşam çizgisinin bugün burada son bulduğunu ifade ederek, zorluk ve mücadelelerle geçen yaşamının Dink'te cesur, duygusal ve gözü pek bir karakter yarattığını anlattı.
Mesrob II, Hrant Dink'in etnik kökenine olduğu kadar vatanına da bağlı olduğunu kaydederek, ''Doğduğu yeri, büyüdüğü ülkeyi, yaşadığı ülkenin insanlarını, kendi ait olduğu köklerin değerlerini reddetmeden sevebildi. Cesur çıkışları, onun din, ırk, köken farkı gözetmeyen, insan sevgisiyle dolu, dürüst Anadolu insanı karakterinin dışa vurumuydu'' dedi. Hrant Dink'in demokrasinin ateşli bir savunucusu olduğunu ve onu ideal toplumun ön şartı olarak kabul ettiğini vurgulayan Mesrob II, Dink'i sadece gazeteci olarak tanıyanların, onun kimsesiz çocuklar için yaptıklarından habersiz olduklarını dile getirdi.
Gazete binası önünde tören
Dink'in cenazesi Agos gazetesindeki ilk törenin ardından kortej eşliğinde Elmadağ'a getirildi. Daha sonra kortejden ayrılan cenaze aracı, çan sesleri ve alkışlarla saat 13.00'de Meryem Ana Kilisesi'ne ulaştı. Omuzlara alınan Dink'in cenazesi, kilisenin orta kısmında hazırlanan katafalka konuldu ve tabutun üzerine beyaz karanfillerle süslü haç şeklinde çelenk bırakıldı.
İlk törende yapılan anonsta, Türkiye'de binlerce, on binlerce, milyonlarca Hrant Dink'in bulunduğu, ancak sadece birinin alındığı belirtilerek, ''Dink'in idealleri, ülkesi ve onun özlediği dünya ile Türkiye için iki dakikalık saygı duruşunda bulunulması'' çağrısı yapıldı. Bu saygı duruşunun ardından aile adına konuşma yapmak üzere Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, kızları Sera ve Delal, oğlu Ararat ve gelini Karolin ile midibüsün üstünde oluşturulan kürsüye çıktı.
Rakel Dink, burada yaptığı konuşmada, ''bugün çok acılı ve onurlu olarak burada bulunduğunu'' belirterek, bu sessiz sevginin kendilerine biraz olsun güç kattığını, kederli bir sevinç yaşattığını söyledi. Rakel Dink, konuşmasını şöyle sürdürdü:''Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık, saygısızlık vermeden, sloganlar atmadan, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır. Yaşı kaç olursa olsun 17 veya 27. Katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim.''
On binler uğurladı
Tören alanında alınan geniş güvenlik önlemlerine, havadan uçuş yapan bir polis helikopteri ile binaların çatılarına yerleştirilen keskin nişancılar da destek verdi. Törene, Dink'in ailesi ve yakınları ile DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth Claudia Roth, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ile gazeteciler, sivil toplum örgütü temsilcileri kalabalık bir grup katıldı.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Claudia Roth, Hrant Dink'in öldürülmesinin Türkiye ve bütün dünya için büyük bir trajedi olduğunu söyledi. Roth, milliyetçiliğe karşı hükümetten bir duruş beklediklerini ifade ederek, TCK'nın 301. maddesinin de kaldırılmasını istedi.
Töreni programı kapsamında, Şişli'den Yenikapı'ya kadar sekiz kilometrelik 'sessiz yürüyüş' gerçekleştirildi. Yürüyüşe katılanlar 'Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz', 'Katil 301' dövizler taşıdı.
Trabzon'da cinayet protesto edildi
Öte yandan Trabzon'da çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye bir grup, yaptıkları basın açıklamasıyla gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesini protesto etti. Grup, daha sonra geçen yıl öldürülen Rahip Andrea Santaro'nun görev yaptığı Sancta Maria Kilisesi'ne karanfil bıraktı. Atatürk Alanı'nda toplanan ve ellerinde ''Hepimiz Ermeniyiz, Hepimiz Hrant'ız'' ve 'Çeteler elini Trabzon'dan çeksin'' başlıklı gazeteleri tutan grup adına, Trabzon Barosu Başkan Vekili Selçuk Özderya basın açıklaması okudu.
Dink için Giresun, Mersin ve Bodrum'da da gösteriler düzenlendi. Giresun'da, SHP, ÖDP ve DSP il başkan ve üyeleri ile Halkevi üyeleri Atapark'ta bir araya gelerek Dink öldürülmesiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Halkevleri Giresun Şube Başkanı Sedat Bora, ''Hrant Dink'i, Türk'ün Ermeni ile dost olmasından korktukları için vurdular'' dedi.
Dink'in taşıdığı değerler açısından Türkiye'de önemli bir yeri ve rengi temsil ettiğini belirten Bora, Dink'in öldürülmesindeki etkenin, sadece gazeteci olması değil, kalemini satmadan bozulmuş bir kardeşliğin kökündeki irini akıtmaya çalışması olduğunu söyledi.