Türkiye ekonomisi kritik dönemeçte
28 Şubat 2020Türkiye ekonomisi, 2019 yılı son çeyreğinde yüzde 6 büyüdü ve yılı yüzde 0,9 büyüme ile kapatmayı başardı. Ancak Suriye ve Libya’daki çatışmalar, Rusya ile gerilim ve koronavirüs tehdidi gibi etkenler, 2020'deki yüzde 5'lik büyüme hedefini tehlikeye atıyor.
Büyüme verilerini DW Türkçe’ye değerlendiren ekonomistlere göre, son 6 aydır resesyondan çıkmak için çabalayan Türkiye ekonomisi için 2020 kritik bir dönemeç olacak.
Hizmet harcamaları yüzde 21,1 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2019 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 6 büyüdü. Yılın ilk iki ayındaki yüzde 2,4 ve yüzde 1,6 küçülme sonrasında, üçüncü çeyrekte yüzde 0,9 büyüyen ekonomi, son çeyrekteki yükselişle birlikte 2019’u yüzde 0,9 büyüme ile kapatmış oldu. Böylelikle Türkiye ekonomisi 4 trilyon 280 milyar dolarlık büyüklüğe kavuştu.
Geçen yılki büyümesinde Temmuz 2019'dan beri sürdürülen faiz indirimleri ve bu sayede artan kredi talebi etkili oldu. Hem vatandaşın tüketimi hem de şirketlerin ithalatı son çeyrekte yükselişe geçti. Özellikle konut, taşıt ve tüketici kredi faizlerindeki düşüş ve kampanyalar, büyümeye ciddi etki yaptı. Son çeyrekte dayanıklı tüketim mallarına yapılan harcama yüzde 15.7 artarken, dayanıksız tüketim mallarına harcamalardaki artış ise yüzde 17.6 oldu. Turizm harcamalarını da içeren hizmetler kalemindeki harcamalarda ise yüzde 21.1 büyüme yaşandı.
Suriye gerilimi piyasayı sarstı
Ancak piyasa beklentilerinin de üzerinde gelen büyüme verileri, Cuma gecesi itibariyle İdlib’den gelen ölüm haberleri nedeniyle piyasalarda olumlu bir havanın esmesine engel oldu.
Borsa İstanbul güne yüzde 10,04 düşüşle başlarken, dolar kuru ise 6,25 seviyelerine çıktı. Piyasadaki panik havasın karşısında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul Pay Piyasasında açığa satış işlemlerinin yasaklanmasına karar verdi.
“2020 kritik eşik olacak”
Ekonomideki son durumu DW Türkçe'ye değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, yüzde 0,9 büyüme ile kapanan 2019 yılının Cumhuriyet tarihinin en düşük büyümelerinden biri olarak kayda geçtiğini söylüyor. Son çeyrekte artan ithalatın büyümeye olumlu katkı yaptığını dile getiren Prof. Günçavdı, “Ancak inşaat sektöründeki vahim küçülme devam ediyor. Ayrıca yatırımlar tarafında hala artıya dönüş yok” diyor.
Günçavdı, ekonominin resesyondan çıkmasına rağmen henüz önünü göremediğini, 2020’nin ülke ekonomisi için kritik bir eşik olacağını vurguluyor. Günçavdı, “Şu anda ekonomide işler iyiye gidiyor diyemiyorum. Yatırımlarda kayda değer bir canlanma görmemiz gerekiyor. Şu aşamda temkinli bir bekleyiş içerisinde olduğumuzu söyleyebilirim” diye konuşuyor.
“Büyümeyi tüketim sırtladı”
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın da yılbaşından beri küresel çapta yaşanan gelişmelerin 2020 yılının ekonomide ‘yüksek risk’ barındıran yıl olacağına dair görüşleri kuvvetlendirdiğini söylüyor. Alçın, 2019 son çeyrekte büyümeyi tüketimin sırtladığını kaydediyor.
Ekonominin resesyondan çıktığı 2019 üçüncü çeyreğinde büyümenin kamu harcamaları eliyle sağlandığını hatırlatan Alçın, “Son çeyrekte ise kamu harcamalarının azaldığını ama buna karşın tüketici harcamaları ve ithalatın payının arttığın görüyoruz. Bunun nedeni de Kasım ve Aralık aylarında yapılan faiz indirimlerinin tüketici kredilerine olan talebi artırmış olması” diye konuşuyor.
“Yatırımlarda iyileşme yok”
Uzun yıllar sonra ilk kez Türkiye’nin yıllık bazda büyümesinin yüzde 1’in altına düştüğünü dile getiren Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise özellikle inşaat ve makine yatırımlarında kayda değer bir iyileşme olmadığına işaret ediyor.
Toplam yatırım harcamalarında yüzde 12,4 seviyesinde bir düşüş olduğunu belirten Prof. Ulusoy, “Son çeyrek verileriyle, 2019’u yüzde 0,9 da olsa büyüme ile kapattık. Türkiye’nin potansiyel büyüme seviyesi olan yüzde 6-7’lerden çok uzak. Bu değerlerle işsizlik sorununu bırakın çözmeyi, kayda değer şekilde azaltmak bile mümkün değil” şeklinde konuşuyor.
2020 hedefi tutar mı?
Peki Türkiye ekonomisi, hükümetin 2020 için koyduğu yüzde 5’lik büyüme hedefini yakalayabilir mi?
Ekonomistlere göre, asıl önemli olan Türkiye’nin yüzde kaç büyüdüğü değil, nasıl büyüdüğü. Hükümetin 2020 için hedeflediği yüzde 5 büyümeyi yakalamak için yine kamu harcamalarına yüklenmesi halinde Hazine’nin daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kalacağını ifade eden Prof. Sinan Alçın, “Böylelikle Merkez Bankası bir yandan faiz indirimine devam ederken diğer yandan piyasadaki faizi doğal olarak artırmış oluyor” diye konuşuyor.
Bununla birlikte 2020’de büyümenin hızlı tüketim ile sağlanması halinde ortaya çıkacak enflasyon artışı ile yoksul kesimlerin sıkıntılarının artacağını dile getiren Alçın, şunları söylüyor:
“Tüm bu sorunlu alanların yanında Suriye’deki çatışma süreci ve küresel ekonomideki belirsizlikler ekonomideki kırılganlığı artırıyor. Koronavirüs, Çin’deki büyüme tahminlerini düşürüyor. Küresel ticaretteki gerileme, Türkiye’nin hedeflerini de doğrudan olumsuz etkileyecektir”
“Ekonomideki hedefler çelişkili”
Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç’a göre ise Türkiye ekonomisindeki büyüme için yurtdışı kaynaklı sermaye hareketleri belirleyici olmaya devam edecek. Ekonomi yönetiminin 2020 için koyduğu yüzde 5 büyüme hedefinin ‘çok iddialı’ bir hedef olduğunu dile getiren Prof. Ardıç, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Türkiye’de verimli yatırımlar yapılmıyor. Kamu harcamaları ve tüketime dayalı büyüme modeli ise eninde sonunda ekonomide bir krize yol açıyor. Üstelik hükümet 2020’de hem yüzde 5 büyüme hem de yüzde 8,5 gibi bugüne göre düşük enflasyon hedefliyor. Bu ikisi aynı anda olmaz, bu bir çelişki.”
Aram Ekin Duran / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe