1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türk siyaseti Almanya seçimlerinden kaygılı

25 Eylül 2017

Almanya’daki seçimler Ankara’da da yakından izlendi. TBMM’de temsil edilen partiler AKP, CHP, MHP ve HDP, Almanya’da sağ popülist AFD’nin ilk kez meclise girmesinin kaygı verici olduğu görüşünde birleşiyor.

https://p.dw.com/p/2kdXw
Sağ popülist AfD'nin liste başı adayları Alice Weidel ve Alexander Gauland seçim sonrasında.
Sağ popülist AfD'nin liste başı adayları Alice Weidel ve Alexander Gauland seçim sonrasında.Fotoğraf: Reuters/W. Rattay

Almanya Başbakanı Merkel’in partisinin (CDU) seçimlerden birinci çıkması Ankara’yı şaşırtmadı ancak sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) federal meclise üçüncü parti olarak girmesi sürpriz oldu. TBMM Başkanvekili, AKP’li Naci Bostancı Almanya’da seçim sonuçları ve Türkiye’yle ilişkilere etkisi üzerinde DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulundu. Bostancı, Avrupa’da 90’lı yıllarda ‘ekmeğimiz küçülüyor, yabancılarla paylaşmayalım’ düşüncesiyle başlayan içe kapanma sürecinin sürdüğünü hatırlatırken, bu sürecin Avrupa’da siyasetçileri ve toplumu yabancı düşmanlığına sürüklediğini anlattı. Almanya’nın "popülist ve yabancı düşmanlığına dayalı siyaset anlayışından çok çektiğini", Almanya’da zihinlerde bu konularda dramatik olayların olduğunu vurgulayan Bostancı, “Ama bugün maalesef popülizm ve yabancı düşmanlığından pay almak isteyen siyaset, kendini açıkça Almanya’da da göstermiş oldu. Radikal ve yabancı düşmanı sağ siyasetin yükselmesi Almanya için dramatiktir” diye konuştu.

AKP'li Bostancı: Merkel'den beklentimiz yeni sayfa açmak

Bostancı, insanı odak noktasına alan ve evrensel insan haklarına saygıyı öne çıkaran Avrupa değerlerinin yeniden canlandırılması için tüm siyasetçilere büyük görev düştüğünü anlatırken, Almanya’da seçimler öncesi tüm dünyanın gündemine oturan “Türkiye karşıtlığı”nın üzerinde de yeniden durulmasını istedi. “Birbirleriyle köklü bir tarihi paylaşan Almanya ile Türkiye’nin hasmane duygulara sahip olması kadar saçma bir şey olamaz” diyen Bostancı, “Özellikle Merkel’den beklentimiz uluslararası hukuk, insan hakları ve demokratik değerleri, karşılıklı güven ve işbirliğini öne çıkararak Türkiye’yle yeni bir sayfa açmasıdır” dedi. PKK ve FETÖ’yle mücadelenin iki ülkenin ilişkilerindeki önemini koruyacağını anlatan Bostancı, “Bu konularda beklediğimiz samimi işbirliğinin aynısını Türkiye’nin AB üyeliği konusunda da bekliyoruz. Merkel, AB üyeliği yolunda Türkiye’nin önüne konulan haksız engelleri kaldırmak için iyi niyetle çalışmalıdır ve daha güçlü mesajlarla kamuoyunun önüne çıkmalıdır” mesajı verdi.

CHP'li Yılmaz: Alarm verici bir başlangıç

CHP Genel Başkan Yardımcılarından Öztürk Yılmaz da Almanya’daki seçim sonuçlarını DW Türkçe’ye değerlendirdi. “Görünen o ki; seçim öncesi Türkiye konusundaki gerginlik Merkel’e de, Schulz’a da yaramamış, aşırı sağ partiye yaramış” diyen Yılmaz, sağ popülist AfD’nin mecliste üçüncü parti olmasının "kaygı verici" olduğunu söyledi.

Yılmaz, “Almanya’da aşırı sağın yükselişini alarm verici bir başlangıç olarak görmek lazım. Aşırı sağ, Almanya’da toplumsal uyumu zedeleyebilecek yöne doğru ilerliyor. Demokrasi ve güvenlik açısından alarm verici bir durumla karşı karşıyayız. Alman toplumu, bu trendi önleyemezse demokrasisiyle övünemeyecek” diye konuştu.

Almanya’da aşırı sağın yükseliş trendinin sürmesinin en çok Türklerin Alman toplumuna uyumunu olumsuz etkileyeceği görüşünü paylaşan Yılmaz, “Kötü mülteci ve göçmen politikası Almanya'da popülizm ve milliyetçiliğin prim yapmasına neden oldu maalesef” yorumu yaptı. “Her durumda bir koalisyon çıkacak ve Türkiye’yle ilişkiler öncelikli olacak” diyen Yılmaz, Almanya’da siyasetçilerin Türkiye konusunda ‘daha makul ve daha yumuşak bir ses tonu’ kullanmasının şart olduğunu savundu. Merkel’in Türkiye’yle ilişkileri belirleyecek tek kişi olmayacağını, her şeyin koalisyonu kimlerle kuracağına bağlı olduğunu anlatan Yılmaz, Merkel için de “Merkel seçim öncesi girdiği Türkiye polemiğine son vermeli. Erdoğan’ı Türkiye olarak görmemeli. Türkiye’yle daha makul ve daha çok diyaloğa dayanan ilişki biçimini tercih etmeli. Kavga politikasından uzaklaşmalı. Erdoğan’la kavga edeceğim diye Türkiye’yle yatırımı, turizmi bir kenara atmamalı” diye konuştu.

HDP'li Sancar: Ciddi kaygı sebebi

HDP’li Mithat Sancar da, sağ popülist AfD’nin meclise üçüncü parti olarak girmesinin "sürpriz", Almanya’da popülist sağın yükselişinin de "önemli bir kaygı sebebi" olduğunu söyledi. Sancar, DW Türkçe’yle seçim sonuçlarıyla ilgili ilk yorumlarını paylaşırken, “Demek ki diğer partiler aşırı sağa oy kaymasını önleyecek politikalar ortaya koyamadılar. İç politik tartışmalar kadar, bu sonuçta mülteci politikası ve Türkiye konusu da etkili olmuştur. AfD’nin yükselişi Almanya demokrasisi açısından rahatsızlık kaynağı, göçmenler ve yabancılar için de kaygı nedenidir” dedi. Nasıl bir koalisyon oluşacağının belli olmadığını belirten Sancak, “Merkel başbakan olacak bu belli. Türkiye’nin AB’yle müzakerelerinin durdurulmasına dönük mesajlar vermişti. Bu taahhüdünden geri adım atması zor görünüyor ama yepyeni bir dönem başlıyor. Hep birlikte göreceğiz” yorumu yaptı.

DW Türkçe’nin görüşlerine başvurduğu MHP’liler “Seçim sonuçlarını bütünüyle gördükten sonra ayrıntılı” değerlendirme yapmak istediklerine dikkat çekiyorlar. MHP’li vekiller, “Türkiye düşmanlığı Almanya’ya hiçbir şey kazandırmaz. Alman meclisinde sürekli Türk düşmanlığı yapılmasına izin verilirse Türk ve Alman toplumunda telafisi mümkün olmayan yaralar açılır. Bu yüzden kurulacak koalisyonun önceliği bu konu olmalıdır ve AfD’nin yarattığı kaygılar giderilmelidir” mesajı verdiler. “Biz Türkiye’nin AB yolunda oyalanmasını, önüne sürekli engel çıkarılmasını istemiyoruz” diyen vekiller, “Almanya’da oluşacak yeni koalisyon, Türkiye ile nasıl işbirliği içinde çalışılır, kırılan güven nasıl tazelenir, bu konuya odaklanmalıdır. Düşmanlıklar, geçmişte olduğu gibi bugün de tarihe gömülmelidir” çağrısı yapıyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara