Tutuklu gazetecilerin umudu AİHM
14 Mart 2017Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’de yargılanan bazı gazetecilerin dosyalarına ‘öncelik’ vereceğini açıklaması, sayıları 150’yi bulan tutuklu gazeteciler için umut oldu. Cezaevindeki gazetecileri temsil eden avukatlar tarafından AİHM’e art arda başvurular yapılırken, DW Türkçe’ye konuşan hukukçular “AİHM’in ifade özgürlüğüne ilişkin vereceği bir ilke kararın, tutuklu gazetecilerin tahliyesinin önünü açabileceği” görüşünde.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde, Türkiye’den adil yargılama, ifade özgürlüğü ve hak ihlali gibi konularda yapılan başvuruları ‘iç hukuk yollarının tükenmediği’ gerekçesiyle gündemine almayan AİHM, tutuklu gazeteciler için istisnai bir uygulamaya gitti. Yaklaşık 8 aydır 'FETÖ' soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Zaman Gazetesi yazarı Şahin Alpay’ın serbest bırakılmasına ilişkin başvurusunu değerlendiren AİHM, 3 Mart'ta Alpay’ın dosyasına “öncelik verileceği” açıklaması yaptı. Şahin Alpay’ın avukatlarının sağlık sorunları nedeniyle yaptığı tahliye talebini reddeden AİHM, buna karşın " tutuklama ve tutukluluğa devam kararlarının haksız olduğuna” ilişkin başvuruyu içtüzüğünün 41. maddesine atıfta bulunarak kabul etti. İçtüzüğün 41’inci maddesi, mahkemeye şikâyetlere öncelik vermede oldukça geniş bir esneklik tanıyor.
Altan’lar, Ilıcak ve Aksoy da listede
AİHM’in Şahin Alpay dosyasına öncelik vereceğini açıklamasının ardından, 29 Temmuz 2016'dan beri yine "FETÖ soruşturması” kapsamında tutuklu bulunan gazeteci Nazlı Ilıcak’ın başvurusuna da “öncelik verilmesi” yönünde karar çıktı. AİHM Alpay ve Ilıcak’ın ardından, yazıları nedeniyle “darbeye destek” ve “terör örgütü propagandası” gibi suçlamalarla tutuklanan gazeteciler Ahmet Altan, Mehmet Altan, Murat Aksoy ve şarkıcı Atilla Taş dosyaları için de “öncelikle ele alma” kararı verdiğini açıkladı. Böylelikle bugüne kadar 6 isim için ‘öncelikli değerlendirme’ kararı verilmiş oldu. AİHM’in kararı, 130 gündür cezaevinde tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi yazar ve yöneticileri için de umut oldu. Gazete avukatları “tutuklamaların haksız olduğuna” ilişkin başvurusunu geçen hafta AİHM’e yaptı. Şu an verilecek yanıt bekleniyor.
Peki, AİHM’in 15 Temmuz sonrası tutuklu gazetecilerin davaları için verdiği “öncelikli ele alma” kararı, Türkiye’deki yargılamaları nasıl etkileyecek? AİHM, tutuklu gazetecilerin tahliyesinin önünü açabilir mi?
DW Türkçe’ye konuşan Şahin Alpay’ın avukatı Veysel Ok, AİHM’in tüm başvuruları tek tek ele alacağını, her dosyanın kendi sınırları içerisinde değerlendirileceğini söylüyor. Öte yandan AİHM’in Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara ilişkin genel bir ilke kararı alması halinde, bunun yargılanan tüm gazetecileri kapsayacağına işaret eden avukat Ok, "Böyle bir karar emsal teşkil eder ve pek çok davada tahliyelerin önünü açabilir” diyor. Veysel Ok, AİHM’in öncelik vereceğini açıkladığı ilk dosya olan Şahin Alpay davasında bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğini de şöyle anlatıyor:
“Hukuki prosedüre göre, AİHM’in hükümete bir mektup yazarak savunma istemesi gerekiyor. Daha sonra da bizden bir savunma istenecek. Tüm bunlardan sonra AİHM, Şahin Alpay’a ilişkin kararını açıklayacak. Bize AİHM’den yapılan açıklamada dosyanın ‘en hızlı şekilde’ ele alınacağı belirtildi. Ancak önümüzde net bir takvim yok.”
"Anayasa Mahkemesi işlevsiz kaldı”
P24 Bağımsız Gazetecilik Platformu verilerine göre, 12 Mart itibariyle Türkiye'de tutuklu ve hükümlü 148 gazeteci bulunuyor. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki anlaşmalar uyarınca, AİHM’in tutuklu gazetecilere ilişkin vereceği kararın iç hukukta uygulanması gerekiyor. Dolayısıyla AİHM’den tutuksuz yargılamaya dönük bir karar çıkması halinde, Türk mahkemelerin gazetecileri serbest bırakması gündeme gelecek. Aksi bir uygulama ise Türkiye'nin AB hukukunu tanımadığı anlamına gelecek.
Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin avukatı Ergin Cinmen, AİHM’in 90’lı yıllarda köy boşaltmaları ve Kürt vatandaşlara yönelik ağır insan hakkı ihlalleri konusunda da benzer bir adım attığına işaret ediyor. AİHM’in o dönemde Türkiye’de iç hukuk yollarının işlemez hale geldiği davaları “öncelikli olarak ele alma” kararı vererek pek çok davayı sonuçlandırdığını hatırlatan Cinmen, bugün AİHM’in bu kararı alarak Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) de mesaj verdiğini belirtiyor. Cinmen, “AİHM, ifade özgürlüğü davalarını gündemine almayan AYM’ye ‘bu davalara sen bakmazsan, ben bakarım’ diyor. Aslında bu durum, AYM için çok ciddi bir itibar kaybı çünkü işlevsiz kaldığının bir göstergesi” değerlendirmesinde bulunuyor.
"Tutuklamalar AİHM ilkelerine aykırı”
AİHM’e başvuruda bulunan gazeteciler listesine geçen hafta Cumhuriyet Gazetesinin tutuklu 11 yazar ve yöneticisi de eklendi. “6 Mart pazartesi günü itibariyle başvurumuzun Brüksel’e ulaştığı haberini aldık” diyen Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatı Tora Pekin, dosyalarına öncelik verilmesi halinde ilk etapta tutuklu 11 Cumhuriyet çalışanının tutukluluğu hakkında ‘ihlal tespiti’ kararı verilmesini beklediklerini söylüyor. Pekin, AİHM’in daha sonra pilot bir inceleme yaparak tüm basın davalarına yönelik bir ‘sistematik ihlal’ kararı da verebileceğine dikkat çekiyor. Böylesi bir kararın yargılamalarda süreci hızlandıracağı ve erken tahliyelerin gündeme gelmesine yol açacağını belirten avukat Tora Pekin, "İç hukuk işlemediği için AİHM bizim için bir umut. İfade özgürlüğü davaları, AİHM’in en önem verdiği davaların başında geliyor. Şu anda Türkiye’de hiçbir makul tutuklama gerekçesi gösterilmeden gazeteciler hapse atılıyor. Gazetecilere yönelik tutuklamalar, AİHM’in kabul edebileceği bir şey değil” diyor.
Özgür Gündem, AYM kararını bekleyecek
Öte yandan AİHM’in tutuklu gazeteciler konusunda hızlı karar vermeyeceğini düşünenler de var. Kapatılan ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya da dahil pek çok çalışanı tutuklu bulunan Özgür Gündem Gazetesi’nin avukatı Özcan Kılıç, "Türkiye AB ile giderek gerilirken ve referandum henüz sonuçlanmamışken, AİHM’in basın davaları konusunda bir karar vereceğini düşünmüyorum” diyor. Özgür Gündem’in kapatılması ve mevcut tutukluluk hallerine yönelik itirazlarını Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bilgisini veren Kılıç, Anayasa Mahkemesi'nden 6-8 ay içinde bir karar çıkmasını beklediklerini ifade ediyor. Bu süreçten sonra AİHM'e başvuracaklarını söyleyen Kılıç, "Ancak açıkçası şu aşamada AİHM’e başvuru yapmanın işe yarayacağını sanmıyorum. Şu an Anayasa Mahkemesi de AİHM de beklemede. Siyasi gelişmelere bağlı olarak adımlar atılacak diye düşünüyorum. Bu nedenle şimdi AİHM’e başvuru yapmak, bizim için kağıt israfından başka bir şey olmayacak” şeklinde konuşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Aram Ekin Duran / İstanbul