Tutuklu Boğaziçili öğrencilere tahliye
6 Haziran 2018Boğaziçi Üniversitesi'nde bir pankart açarak Afrin operasyonunu protesto ettikleri gerekçesiyle haklarında "terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla iddianame hazırlanan 14'ü tutuklu 22 öğrencinin yargılandığı ilk duruşma Çarşamba günü İstanubul'da görüldü. Gün boyu süren duruşmada mahkeme heyeti tutuklu öğrencilerin tamamının tahliye edilmesine karar verdi.
Duruşma öncesi adliye binası önünde yapılan basın açıklamasına, aileler, öğrenciler ve öğretim üyelerinin yanı sıra, HDP Milletvekili Hüda Kaya, CHP milletvekilleri Ali Şeker ile Sezgin Tanrıkulu, HDP adayı gazeteci Ahmet Şık ve çeşitli yabancı temsilciler katıldı.
CHP'li Tanrıkulu duruşmanın ardından Twitter hesabından bu mesajı paylaştı.
Mahkeme salonunun küçük olması nedeniyle mahkeme heyeti ve avukatlat arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme başkanı gelen tepkilere, "Büyük salonları sorduk, hepsi doluydu” yanıtı verdi. Duruşma, tutuklu öğrencilerin savunmalarıyla başladı. Tutuklu öğrenciler savunmalarında suçlamaları reddederek beraat ve tahliye talep etti. Öğrenciler, eğitim haklarının engellenmesi nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları da mahkeme heyetiyle paylaştı. Mahkeme başkanı öğrencilere, hangi sloganı attıklarına, afişin arkasında yürüyüp yürümediklerine ve pankartı tutup tutmadıklarına dair sorulara yöneltti.
"İşgalin, katliamın lokumu olmaz"
Boğaziçi Üniversitesi'nde geçen Mart ayında bir grup öğrenci Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'e girmesini lokum dağıtarak kutlamıştı. Başka bir öğrenci grubu ise buna tepki göstererek "İşgalin, katliamın lokumu olmaz" yazılı pankart açmıştı. Bunun üzerine başlatılan soruşturmada polis öğrencileri evlerine ve yurtlarına baskın düzenleyerek gözaltına almıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaptığı bir konuşmada eylemi düzenleyen öğrenciler için "terörist" ifadesi kullanmış ve gereğinin yapılacağını söylemişti.
"Gözaltında darp edildik”
Duruşmada tutuklu öğrencilerden Berke Aydoğan, "Terör örgütü propagandası suçunu kabul etmiyorum. Kesinlikle şiddet içeren slogan atmadım” diye konuştu. Tutuklu öğrenci Zülküf İbrahim Erkol, gözaltında maruz kaldığı darp ve baskı nedeniyle düzgün ifade veremediğini söyledi. Yusuf Noyan Öztürk adlı öğrenci ise şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu belirterek, "14 gün boyunca gözaltında kaldım, darp edildim. Benim ve ailemin geleceğinin karartılması ile tehdit edildim” diyerek duygusal olarak yıpratıcı bir süreç yaşadığını beyan etti. Sesi titreyerek konuşan öğrenci, gözaltı sürecinin zor geçtiğini ifade ederek, "Bir suç işlediğimi düşünmüyorum, neden tutuklandığımı anlamış değilim” dedi. Öztürk, okulda bir dönem kaybettiğini söyledi ve açtığı arayı yaz okulunda kapatmayı istediğini dile getirerek tahliyesini istedi.
Savcı: Biz de o yollardan geçtik
Savcı, Öztürk'ün savunmasının ardından, "Boğaziçi Üniversitesi gibi güzide bir okulda eğitim görüyorsunuz ve öğrenci olarak memleket meselelerine hassasiyet gösteriyorsunuz. Biz de o yollardan geçtik ancak seni oraya iten saik neydi, onu merak ediyorum” sorusunu yöneltti. Tutuklu öğrenci bu soruya, "Siyaset bilimi öğrencisiyim, gözlemlemeyi önemsiyorum” cevabını verdi.
"Yaşatılanların telafisi olmayacaktır"
Öğrenci Esen Deniz Üstündağ, hükümet yanlısı medya tarafından hedef gösterildiklerini belirterek, "Adım terörist olarak fişlendi, yaşatılanların telafisi olmayacaktır” dedi. Üstündağ, cezaevinde olduğu için okulunun iki yıl uzayacağını ifade ederek, "Örgüt propagandası yapmadım, bir an önce okuluma devam etmek istiyorum” dedi. Tutuklu Sevde Öztürk ise lokum dağıtan öğrenci grubunun kışkırtmalarıyla karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Öztürk, attıkları sloganların siyasi eleştiri kapsamına girdiğini belirterek, "Terör örgütü ile organik bağımın nasıl keşfedildiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Terörist olarak yaftalanmayı kabul etmiyorum” dedi.
"Mesnetsiz iddialarla suçlanıyorlar”
Avukat Aynur Tuncel Yazgan, dosyaya giren kamera görüntülerine iddianamenin 25 Mayıs'ta kabulünden sonra erişim sağlayabildiklerini ve dolayısıyla görüntüler üzerinde inceleme yaptıramadıklarını söyledi. "Dosyaya konu videoların nasıl elde edildiğini bilmiyoruz” dedi. Avukat Yazgan, lokum kutusu üzerine yaşanan tartışma hakkında ise, "Lokum kutusu yere düşse ne olur, düşmese ne olur? Propaganda suçu mu işlenmiş oluyor” diye sordu. Avukat, tutukluluk durumunun hukuka aykırı olduğunu ifade ederek beraat ve tahliye talep etti.
Avukat Berkan Çintuğlu, öğrencilerin mesnetsiz iddialarla suçlandıklarını, attıkları sloganlarda örgüt propagandası teşkil eden herhangi bir ifade olmadığını söyledi. Atılan sloganlar için, "Herhangi bir terör övülüyor mu? Şiddet meşru gösteriliyor mu” diye soran avukat, iddianamede yer alan ifadelerle suç oluşmadığını dile getirdi.
Öğrencilerin eyleminin Afrin'deki Zeytin Dalı Operasyonu'nun itibarını nasıl zedeleyebileceğini anlamakta güçlük çektiklerini dile getiren avukat Metin Sezgin, "İddianamede bunu göremiyoruz, somut delil yok” dedi. Afrin operasyonunu eleştiren herkesin örgütle aynı amaç doğrultusunda hareket ettiğine dair delil olamayacağını savunan avukat Sezgin, "Siyasi süreç sonucunda bir iddianame hazırlanıyor ve biz bu noktaya gelmiş oluyoruz. Bu eylem bir hak kullanımıdır” ifadelerini kullandı. İddianamedeki değerlendirmelerin siyasi değerlendirme olduğunu belirten avukat, öğrencilerin sloganlarının ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini belirtti.
Yurtdışı çıkış yasağı verildi
Avukatların beyanlarından sonra mütalaasını sunan savcı, 14 tutuklu öğrenciden 6'sının tahliye edilmesini talep etti. Savcı ayrıca, derhal beraat talebinin de reddini istedi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu öğrencilerin tamamını tahliye etti. Heyet aynı zamanda, tahliye edilen tüm öğrencilere yurtdışı çıkış yasağı getirdi. Tahliye haberinin ardından mahkeme salonu önünde aileler ve öğrencilerin arkadaşları arasında büyük bir sevinç yaşandı. Gelecek duruşma, 3 Ekim'de görülecek.
Burcu Karakaş / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe