Tutmayan enflasyon hedefi: 2025'te asgari ücret ne olacak?
8 Kasım 2024Türkiye'nin tutturulamayan yıl sonu enflasyon tahmini tarihçesine bir yenisi daha eklendi. Yılın bitimine iki aydan az bir süre kala Merkez Bankası, 2024 enflasyon tahminini 6 puan yükseltti.
Bankanın açıkladığı yılın son enflasyon raporuna göre 2024 sonu için enflasyon tahmini yüzde 38'den yüzde 44'e, 2025 tahmini de yüzde 14'ten yüzde 21'e çıkarıldı.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, 2024 yıl sonu gıda enflasyonu tahminini de yüzde 35,5'ten yüzde 41,8'e yükselttiklerini duyurdu.
Enflasyonun 2026'da ise yüzde 12'ye gerileyeceğini öngördüklerini belirten Fatih Karahan, enflasyonda kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar para politikasında sıkı duruşun süreceği mesajını yenilese de bu sıkı duruşun faiz indirimi yapmayacakları anlamına gelmediğini söyledi.
Ne kadarlık bir gecikme var?
Karahan, "Üst bandı değerlendirirsek 42'ye yıl sonunda gelmeyi planlıyorduk en kötü ihtimalle. Mevcut duruma baktığımızda buna ocak ayında varacağız. Bir aylık gecikme var. Ama bizim hedefimiz tabi ki orta nokta. Orta nokta olarak 38'e de mart ayında ulaşacağımızı öngörüyoruz. Üç aylık bir gecikme söz konusu. Çok ciddi bir sapma olduğunu söylemek doğru değil" dedi.
Ancak Orta Vadeli Plan'a göre değerlendirildiğinde 2024 için ilk enflasyon hedefi yüzde 33'tü. Merkez Bankası'nın yıl başındaki tahmini ise 36'ydı. Son tahminlere göre 2025 Mart ayında dahi bu öngörülere ulaşılamayacağı görülüyor.
Mayıs ayında enflasyon tahminini yüzde 36'dan 38'e çıkaran, Ağustos ayında ise yüzde 38'lik tahmini koruyan Merkez Bankası yönetimi, beklentilerdeki son değişikliğin ise dışsal faktörlerden kaynaklandığını savundu. Enflasyon beklentilerinin tahminleri kadar düşmemesine de vurgu yapan yönetim, bu katılığın kamu harcamalarında sıkılaşma yapılmamasıyla ilişkisi olup olmadığına ise değinmedi.
Son revizeler, asgari ücret artışının beklenen enflasyon üzerinden belirlenmesine dönük taleplerin dillendirildiği bir dönemde gerçekleştirildi.
Mesajı Cevdet Akçay verdi
Geçen haftalarda Washington'da yatırımcılara yaptığı sunumda asgari ücrete yüzde 25 civarında zammın 2025 yılı enflasyon ve büyüme hedefleriyle uyumlu olacağı mesajıyla gündeme gelen Merkez Bankası Başkanı Karahan, asgari ücreti belirleyen bir kurul olduğunu ve bu masada yer almadıklarını vurgularken Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay'dan daha cesur bir çıkış geldi.
Akçay, "Bir noktada illa ki ileriye dönük endekslemeye geçmek zorundayız" sözleriyle asgari ücrete beklenen enflasyon üzerinden artış yapılması gerektiği mesajını verdi. Asgari ücret artışının iktisadi faaliyetin zayıfladığı bir dönemde yapılmasının enflasyona geçişkenliği azaltacağını belirten Akçay, "Böyle bir şansımız var, bu yüzden bu dönem önemli bir dönem" diye de ekledi.
Akçay, diğer ücretlilerin ise asgari ücret artışının altında zamlarla karşılacağını belirterek ücretleri dipte dengeleyecek bu durumun asgari ücretlinin lehine olduğunu savundu:
"Ücret dağılımına baktığınızda asgari ücretin, aslında düşük vasıflı çalışanların ücretlerinin dağılımda zarar görmemesi için yine burada yapılacak artışın aslında böyle bir şey yaratmayacağını söylemek lazım. Bundan kastım şu, diğer ücretlerde yapılacak artış oranları iktisadi faaliyetin böyle bir döngüsünde asgari ücret artışının muhtemelen gerisinde kalacak."
Asgari ücrette yüzde 44 erime
Merkez Bankası'nın son güncellemesibu yıl asgari ücretin yüzde 44 erimesinin beklendiği anlamına geliyor. Bu tahminin tutup tutmayacağı ise yıl sonunda belli olacak.
DW Türkçe'ye konuşan Kadir Has Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erinç Yeldan, Merkez Bankası'nın 2023 için yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 22,3 olduğunu, bu tahmini Temmuz ayında yüzde 58'e çektiklerini, yıl sonunda ise enflasyonun yüzde 63,47'ye ulaştığını hatırlatıyor.
Şimdi de enflasyon tahmininin yıl sonuna iki ay kala 2024 için 6 puan, 2025 için 7 puan yükseltildiğine işaret eden Yeldan, "Enflasyonu iyi tahmin etmeyen ve uyguladığı politikalarla bu tahmini tutturamayacağını anladığı vakit yapılan yanlışları ya da yetersiz müdahaleleri üzerine almayan bir Merkez Bankası var" eleştirisini yöneltiyor.
Bankanın tahmin güncellemesini dışsal etkenlere bağladığını vurgulayan Yeldan, "Beklentiler, hizmet fiyatlarında öngörülemeyen artışlar, küresel konjonktür, bunları öne sürerek çok rahat bir şekilde yıl sonu enflasyon hedefini yükseltebiliyor" diye ekliyor.
"Siyasi müdahaleler artabilir"
Yeldan, 2025 için belirlenen yüzde 25 enflasyon tahmininin gelecek yıl yine gerek görüldüğü noktada revize edilebileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye'nin erken seçim baskısının arttığı ve bankaya siyasi müdahalelerin hızlandığı bir döneme girebileceğini öngören Yeldan, Cevdet Akçay'ın uygun bir konjonktür nitelemesinin tam tersine 2025'te siyasetin hareketli geçeceğine işaret ediyor.
Yeldan, "O zaman da Merkez Bankası'na siyasi telkinler olacak. Merkez Bankası'nın uygulamaları yetersiz olacak. Mali disiplin tekrar kontrolden çıkacak. Şu an enflasyon baz etkisiyle yüzde 45'e doğru gerileyebilir veya bir şokla tekrardan canlanabilir. Bilemiyoruz" diye uyarıyor.
Türkiye'de iç ve dış konjonktürlerin enflasyon dinamiklerini yeniden harekete geçirebileceğine ilişkin bozulmuş bir enflasyon beklentisi olduğunu söyleyen Yeldan, bunun da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği "liyakatten uzak modelle" ilişkili olduğu görüşünde:
"Sadece Merkez Bankası yönetimine geçmiş müdahaleler değil, aynı zamanda bakanlıkların ve bunlara bağlı kurumların siyasi telkinlerle hareket etmesi. Krizden kimler önce çıkartılacak, hangi şirketlerin batmasına izin verilecek yönlü bir rant sistemine Türkiye'nin kapılıp kalması. Şu an bu mevcut siyasi idare tarzının doğrudan yansıması enflasyon."
"Kamudaki israf beklentilerin bozulmasında etkili"
Merkez Bankası yönetimi, enflasyon tahminlerinin revize edilmesini hizmet enflasyonundaki katılık, kira enflasyonu, deprem harcamaları ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklara bağladı.
Ayrıca sektörlerin ve hanehalkının enflasyon beklentilerindeki bozulmanın öngörülerinden yavaş iyileşmesi de tahminlerin güncellenmesinde etkili oldu.
Yeldan'a göre beklentilerdeki katılığın ana nedenlerinden biri kamuda devam eden "yanlış" harcamalar politikası:
"Yurtdışı seyahatler, yap işlet devret modelinden kaynaklanan, buna dayalı, ucu açık israf, kontrol edilemeyen maliyetler. Bunlar sürekli olarak beklentilerin yapışkan haline gelmesinin ana nedenleri olarak gözüküyor."
"Mehmet Şimşek ve çevresinin baskısı 2025 için asgari ücretin beklenen enflasyona dayandırılması üzerine. Şimdi Merkez Bankası yüzde 21 ile bir sinyalizasyon etkisi yaratmış oldu" diyen Yeldan'a göre asgari ücret artışında 2024'teki kayıpları telafi edilmesi ve onun üzerine de bir refah payının eklenmesi esas alınmalı.
En yoksul kesim için gıda enflasyonunun yüzde 78'e ulaştığına dikkat çeken Yeldan, ortalama yüzde 44 alındığında bile bir adaletsizlik oluştuğuna dikkat çekerek "Hele hele asgari ücretin yüzde 21'e endekslenmesi, rant ekonomisinin yarattığı bütün bu tahribatın bedelinin düşük ücretli ve yoksul kesime, emekçilere ödettirilmesi demek olur" diye ekliyor.
"2025 tahminine inanmamız için bir zemin yok"
DW Türkçe'ye konuşan ekonomist Güldem Atabay'a göre de bugün yüzde 21 olarak açıklanan 2025 enflasyon tahmininin gelecek yıl güncelleneceğini şimdiden öngörmek mümkün.
"2025 hedeflerine inanmamız için hiçbir zemin yok. Enflasyonda faiz artırıldığı için elbette bir düşüş var ama bu şekilde iyimser bir tona geçmek için çok erken" diyen Atabay, 2025 sonunda enflasyonun yüzde 21 değil yüzde 33-35 arasında gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
Güldem Atabay, "Dolayısıyla asgari ücrete yüzde 25 artış, insanları 2025 boyunca ve 2024'ün de nisan ayından beri eklerseniz, 18-19 aylık süreçte açlık sınırının altına mahkum etmek demek. Bu olacak iş değil. Bu siyaseten de ekonomik olarak da olacak iş değil" diye konuşuyor.
"Merkez Bankası olarak 2024 performansınızda hiçbir güncelleme yapmadan sene sonuna gelseniz asgari ücret artışını geçmişe değil, gelecek enflasyona endeksleme talebi anlaşılabilir" diyen Atabay, enflasyonun bu kadar yüksek, bu kadar oynak, hedefin bu kadar güven vermediği, beklentilerin bu kadar bozuk olduğu bir dönemde bu talebin "abestle iştigal" olduğu görüşünde.
"Merkez Bankası fazla iyimser"
Atabay'a göre yüzde 45 civarı enflasyona reel büyüme de eklendiğinde asgari ücret artışının yüzde 45-50 arasında olması gerekiyor.
Kamu harcamaları enflasyonu artıran yönde geliştikçe beklentilerin de bozulduğunu ve yüksek kaldığını vurgulayan Atabay, Merkez Bankası'nın tonunda "fazla iyimserlik" olduğunu düşünüyor.
Başkan Karahan'ın para politikasıyla maliye politikası arasında üst düzeyde eş güdüm olduğu açıklamasının da gerçeği yansıtmadığının bütçe rakamlarından görüldüğünün altını çizen Atabay, ekliyor:
"Merkez Bankası diyor ki evet ben yukarı yönlü revizyon yaptım. Çünkü gıda fiyatları enflasyonu beklediğimin üzerinde. Oysa tarım sektöründeki gelişmeleri biraz takip etmiş herhangi bir entelektüel insan, gıda fiyatlarının yaz etkisinden sonra yükseleceğini zaten söylerdi. Ona şaşırmalarına ben şaşırdım. Kira fiyatları artışı da yüzde 25 sınırının kalkmasıyla gerçekleşen ve geçmişten gelen enflasyon. O da net."
Erdoğan 'travma'yı hatırlattı
Öte yandan piyasalar Merkez Bankası'nın bugünkü enflasyon raporu toplantısında vereceği faiz mesajlarına odaklanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan faiz açıklaması geldi.
Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri sonrasında yaptığı açıklamada, "İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek. Bundan hiç endişeniz olmasın" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın sözleri, 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' anlayışına geri dönüleceğinin sinyali olarak yorumlandı.
Güldem Atabay, enflasyon beklentilerinin iyileşmediği bu dönemde Erdoğan'ın sözlerinin "tuz biber" etkisi yarattığını söylüyor.
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay'ın beklentilerdeki katılıkta geçmiş dönemdeki travmaların etkili olduğu sözlerini hatırlatan Atabay, "Erdoğan bu travmayı yeniden hatırlattı. Nas politikasıyla faizi aşırı indireceğim, enflasyon inecek demese de Merkez Bankası muhtemelen faiz indireceğim mesajını Erdoğan'a yansıttığı için 'Bakın faiz indirmeye başlayınca enflasyon düşecek' diyor. Ama enflasyon nasıl düştü? Faizi çok artırdık, iç talebi yavaşlattık, asgari ücretliyi 8-9 aydır açlık sınırı altına mahkum ettik gibi faktörlerle enflasyon düştü değil mi" ifadelerini kullanıyor.
Faiz indirimleri başlayabilir
Karahan'ın sıkı politika mesajı verirken "faiz indirimi yapmayacağım" demediğini hatırlatan Atabay'a göre Aralık ya da en geç Ocak ayında bir faiz indirimi gelebilir.
Faizin mevcut enflasyon seviyesine göre pozitif reel faiz tutarak indirilebileceğini, bunun da yüzde 50'nin altına çekilmesi anlamına geldiğini söyleyen Atabay, "Karahan tam da bunu söyledi. Ben faiz indireceğim aslında fakat bu faiz indirimini bir aşırı parasal gevşeme olarak algılamayın, tam tersi enflasyon düşerken buna uyum sağlayacağım, para politikasını da sıkı tutacağım yani enflasyonun üzerinde tutacağım mesajını verdi" diyor.