Tunus'ta seyyar manavlık yapan Muhammed Buazizi 17 Aralık 2010 tarihinde üzerine benzin dökerek kendisini ateşe verdiğinde, yaşanacak gelişmelerin Tunus'ta devrimin fitilin ateşleyeceğini tahmin edemezdi. Buazizi’nin protestosu 23 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin bin Ali’nin ülkeyi terketmesiyle sonuçlanan gösterilerin başlangıcı oldu.
Siyasi cinayetler, hükümet karşıtlarının meclisin önünde haftalar boyunca süren protestoları, turistlerin kaldığı bir otele intihar saldırısı girişimi... Zeynel Abidin bin Ali devrimin ardından iktidar sahnesinden silinmiş olsa da, halkın hayallerini süsleyen Tunus'a giden yol hâlâ çok uzun.
Halk arasındaki huzursuzluk henüz yatışmış değil. Laiklerle İslamcılar arasındaki kutuplaşma artıyor. Birçok kişi Ulusal Kurucu Meclis'te çoğunluğu elinde bulunduran İslamcı Ennahda Partisi’ni temmuz ayında muhalif politikacı Muhammed İbrahimi'ye düzenlenen suikastın sorumlularından biri olarak görüyor. İbrahimi devrimin ardından suikasta kurban giden ilk politikacı değildi. Tunus’un önde gelen bir diğer muhalif politikacısı Şükrü Belıyd de 2013 yılı başında radikal İslamcılar tarafından öldürülmüştü.
Başbakanın işi zor
İktidar ve muhalefet partileri uzun süren tartışmaların ardından haftasonunda geçici hükümetin yeni başbakanı üzerinde uzlaştı. Protestoların şiddeti geçtiğimiz yıllara oranla dinmiş de olsa 2014’te planlanan genel seçimlere kadar geçici hükümete başkanlık edecek olan Mehdi Cuma'nın işi hayli zor görünüyor. Zira uzmanlar partiler arasında aylarca süren iktidar savaşının halkın büyük bölümünü büyük bir umutsuzluğa düşürdüğü görüşünde.
Yaz aylarında meydanları dolduran protestoculardan geriye çok az kişi kaldı. Meclis binasının önünde küçük bir grup protestocu bekleşiyor. 120 gündür buradalar. Binlerce Tunuslu haftalar boyunca bu noktada yeni anayasayı hazırlamakla görevli Ulusal Kurucu Meclis'in dağıtılması için protesto gösterileri düzenlemişti. Hedeflerine ulaşamayan protestocular bir süre sonra teker teker ayrılırken, onlar gitmemeye kararlı. Zaten gitmezlerse kaybedecekleri bir işleri de yok.
Siyasi partilere, en çok da mecliste çoğunluğu elinde bulunduran İslamcı Ennahda Partisi'ne öfkeliler. Protestoculardan Gazi Mahfudi "GerekEnnahda, gerekse diğer siyasi partiler bize birçok söz verdi. Ancak bunların tümü boş laftan ibaret kaldı. Asıl hedef aslında iktidar. Kimse bizim için kılını kıpırdatmıyor. Biz de ölüm orucuna başladık. Hayatımızı riske atıyor olabiliriz ama hedefimiz çok açık. Bunu ülkemiz için yapıyoruz" diyor.
'Meclis devrime ihanet etti'
Gazi Mahfudi, bundan üç yıl önce üzerine benzin dökerek kendisini ateşe veren Muhammed Buazizi ile aynı kentten, Sidi Buzid'ten geliyor. Muhammed Buazizi, yoksulluk ve sefalete, polisin kötü muamelesine, Bin Ali rejimi altında yaşadığı ezaya dayanamayarak üzerine benzin döküp kendini ateşe vermişti.
Buazizi'yi düşünmeden tek bir gününün bile geçmediğini söyleyen Gazi Mahfudi "Buazizi öldü. O bizim kahramanımız. Bir devrim yaşadık, ancak taleplerimiz bugüne kadar hâlâ yerine getirilmedi. Bu uğurda yüzden fazla insan öldü, binlerce kişi yaralandı. Ölümlerle ilgili hâlâ inceleme yapılmadı. Bunun yerine anayasayı hazırlamakla görevli Ulusal Kurucu Meclis'i seçtik ve bu meclis devrime ihanet etti. Devrimimizi yarı yolda bıraktı" açıklamasını yapıyor.
Ulusal Kurucu Meclis Başkan Yardımcısı Meherzia Labidi daha farklı düşünüyor.İslamcı Ennahda Partisi milletvekillerinden olan Labidi, yeni anayasayla birlikte Tunus'un zorlu ve yorucu da olsa ‘doğru yolda’ olduğu fikrinde. Labidi halkın demokrasinin elden gittiği yönündeki endişelerinin de yersiz olduğunu belirtiyor.
Meclisin önündeki protestocular ise aynı görüşte değil. Bir protestocu "Ülkemiz Selefiler, yoksulluk ve işsizliğin pençesinde. Etrafına bir bak... Ülkenin yoksul semtlerinde durum giderek daha da kötüleşiyor. Bu yeni bir isyana neden olacak. Bu belki yarın olmayacak, ancak halk bir gün başkaldıracaktır" diyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Alexander Göbel / Banu Wöltje
Editör: Beklan Kulaksızoğlu