"Sadece büyük bir karanlık hatırlıyorum."
Altı yaşında, babası Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel tarafından "evlendirilen", bir istismarcının kucağına teslim edilen H.K.G.'nin ifadesinde geçen bu cümle, her şeyi anlatıyor. Türkiye'de toplumun küçümsenmemesi gereken bir bölümünde, cemaat kuralları hüküm sürüyor. Bu cemaat ve tarikat içindeki kadınlar, büyük bir karanlığın içine doğuyor. H.K.G.'nin daha ilkokul çağında uğradığı istismardan sonra içine düştüğü o karanlığı, henüz sesini duyuramayan, önünü göremeyen ve belini doğrultamayan kim bilir kaç çocuk, kaç kadın yaşıyor?
İsmailağa Cemaati gibi cemaatler kadınların etrafında öyle bir duvar örüyorlar ki, o duvarın ötesine geçmek imkansız gibi bir şey. O karanlık, 1980 darbecilerinin toplumu apolitikleştirmek için ihtiyacı olan bir şeydi. Sonrasında iktidarların hep bir alış verişi oldu bu çevrelerle. Sonra da siyasi İslamcı AKP iktidarının tavrı nedeniyle bu karanlık iyice koyulaştı. Erdoğan'ın istediği "dindar" nesillerin cemaat ve tarikatlar eliyle yetiştirilmesi uygun görüldü. Bunun karşılığında iktidar da siyaseten cemaatlerin ekmeğini yedi.
Ensar Vakfı olayını unutmayın
Hatırlayın, bundan 6 yıl önce, 2016'da Ensar Vakfı'nda çok sayıda öğrencinin bir hoca tarafından uzun süre cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıkmıştı, 10 çocuğun uğradığı istismar raporla da ortaya koyulmuştu. Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu demişti, hatırlıyor musunuz? "Buna bir kere rastlanmış olması, hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz."
Altı yaşındaki kızını 29 yaşındaki adama eş olarak veren adamın kurduğu Hiranur Vakfı'yla ilgili durum ne peki? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, konuyu bir süredir biliyor. Bakanlık bir dava bile açtığını duyurdu, ama bu konuda haber yapılana kadar çıtını bile çıkarmadı.
Başka? Ensar Vakfı'ndaki olayın ortaya çıkmasından bir yıl sonra, 2017'de bu vakıftan bir heyetin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu ziyaret ettiğini öğrendik. Fotoğrafını gördük çünkü. Ziyaret nedenleri neydi, onu bilmiyoruz, ama bu iktidarın bakanlarının, içeride neler döndüğünü sorgulamadan bu vakıfların yöneticileriyle yan yana durmaktan hiç çekinmediklerini biliyoruz. İşte bu onaylanma hali, cemaatleri güçlendirdikçe güçlendiriyor. Mesela Süleyman Soylu muhalif gördüğü herkesin tepesine binmeye çalışırken, onlara müthiş bir hareket özgürlüğü tanınıyor.
İsmailağa Cemaati'nde kadına bakış
İnternet sayfasında, kızını 6 yaşında evlendiren Yusuf Ziya Gümüşel'in kendileriyle sadece gönül bağı olduğunu duyuran İsmailağa Vakfı'na bakalım. Bu cemaatin bir danışma hattı var. Haftanın altı günü, buraya gelen sorulara, kıymeti kendinden menkul birileri cevap veriyor. Vakfın internet sitesindeki sohbet ve soru-cevap bölümleri de, kadınlara yaklaşımı ortaya koyuyor.
Biraz fikir sahibi olmak isterseniz, bir göz atın. "Pantolonla namaz kılmak caiz mi", "Bir kadının yabancı erkeklere selam vermesi caiz mi", "Kadının kocasını dinleme ölçüsü nedir", "İmsaktan sonra temizlenen kadının o günkü orucu", "Çarşaflı bir kadın eşinin akrabalarıyla aynı odada oturabilir mi", "Kadın kaş ve kol tüylerini aldırabilir mi" gibi aklınıza gelebilecek her konuda, "hoca efendi" unvanı almış birtakım adamlar ahkâm kesiyor. Bu cemaatlerde kız çocuklarının ve kadınların hayatlarını nasıl yaşayacaklarını bu adamlar belirliyor işte. Kimle görüşeceklerini, ne okuyacaklarını, onlar belirliyor. H.K.G.'nin gizlice bir cep telefonu edinip araştırana kadar, küçük yaştaki kız çocuklarının evlenmesini normal zannetmesi de bu yüzden.
O karanlık delinecek
O karanlıkta yapayalnızmış H.K.G, ama kendisini cehennemden kurtarmış. İstismarcı adamdan boşanmış, şimdilerde küçük çocuğuyla beraber normal bir hayat kurmaya çalışmakta. O benim gözümde bir kahraman. Onu evlendiren babası, annesi ve istismarcısının cezalandırılmasını istiyor. Ben bu listeye, 2012'de doktor ihbarı üzerine inceleme yapılırken, kemik yaşı büyük çıksın diye sahtekarlık yapanların da eklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bütün bu insanların, 18 yıl boyunca işlenen bir suçun sorumluları olarak, her bir istismar ve tecavüz için en ağır cezaları almaları gerekiyor. Böyle ceza alıp ömürleri boyunca çıkamasınlar ki hapisten, kimse bir daha böyle bir şeye cesaret edemesinler.
İktidara gelince… Siz böyle devam edin, kadınlar ve yeni nesil size gerekeni söyleyecek.