1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de OHAL yedinci kez uzatıldı

18 Nisan 2018

TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylama ile OHAL'in üç ay süreyle uzatılmasına ilişkin başbakanlık tezkeresi kabul edildi. Böylece, 20 Temmuz 2016'dan beri uygulanan OHAL, yedinci kez uzatılmış oldu.

https://p.dw.com/p/2wFtH
Türkei Prozess in Mugla | Soldaten, Vorwurf Attentatsversuch auf Präsident Erdogan
Fotoğraf: Reuters/K. Gurbuz

Türkiye'de 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimin ardından 20 Temmuz 2016'da alınan kararla başlayan OHAL uygulamasında tam 20 ay geride kaldı. Geçen 20 ay boyunca toplumun her kesiminden gelen eleştirilere karşın hükümet, OHAL'i uzatmayı Gülen yapılanmasıyla mücadelenin temel aracı olarak gösterdi. Bugün; OHAL uygulamasına muhalefet partileri, barolar ve sivil toplum örgütleri sert eleştirisini sürdürüyor ve 'hukukun üstünlüğü' ilkesine zarar verdiği gerekçesiyle OHAL'in kaldırılmasını savunuyor.

Tanal: OHAL yasalarının incelenmemesiyle parti devleti kuruldu

81 ilde "OHAL değil, demokrasi istiyoruz" sloganıyla oturma eylemi yapan CHP, OHAL'in uzatılmasının Türkiye'de sadece "AKP-MHP ittifakını iktidarda tutmaya yaradığını" düşünüyor. CHP'li Mahmut Tanal, DW Türkçe'nin "OHAL'e önümüzdeki süreçte nasıl karşı koyacaksınız" sorusunu yanıtlarken "Stratejik eylemlerimiz sürecek. Hükümet, normal düzende yapamayacağının hepsini OHAL'de yapmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin OHAL yasalarını incelememesi de bahane edilerek Türkiye'de parti devleti kurulmuştur. OHAL'i Türkiye'nin gündeminde tutmak demokrasiyi ortadan kaldırmaktır" diyor. "Türkiye'de bugün hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var" çıkışında bulunan Tanal sözlerini "Medya, iktidarın basın bülteni haline gelmiştir. Hiçbir hukukçu görevini yapamamaktadır. OHAL'in kaldırılması çağrımızdan asla vazgeçmeyeceğiz" diye sürdürüyor.

Türkei Parlament
20 Temmuz 2016'da uygulamaya giren OHAL, yedinci kez uzatıldı. Fotoğraf: picture-alliance/AA/H. Aktas

HDP'li Filiz Kerestecioğlu da, OHAL'in uzatılması konusunda DW Türkçe'ye "İktidarın OHAL'siz yola devam etme şansı kalmamıştır. Bu yüzden OHAL'e sarılmışlardır. Türkiye'de vekiller de, gazeteciler de OHAL yüzünden cezaevindedir " değerlendirmesinde bulundu. Kerestecioğlu, hükümetin OHAL'i uzatarak Türkiye'de 'baskı rejimi'ni pekiştirmeye çalıştığını ve her türlü muhalefeti 'eritme çabasında' olduğunu belirtiyor ve "OHAL düzenine karşı gösterdiğimiz mücadele sürecektir. Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğü katledilmiş, baskıdan güç alan bir diktatoryanın çapı gün geçtikçe genişletilmiştir" diyor.

Özmen: OHAL uygulamaları ilan edilişinin ötesine geçti

OHAL'de hukukun üstünlüğü ilkesinin kaybolduğunu en çok barolar dile getiriyor. Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen bu konudaki eleştirilerini yazılı olarak Ankara'ya sürekli aktardıklarını söylüyor. DW Türkçe'ye konuşan Özmen, "OHAL uygulamaları OHAL'in ilan ediliş amacının çok çok ötesine geçti. 2002'de iktidara geldiğinde bölgemizdeki insan hakkı ihlallerini eleştirip, OHAL'i kaldıran AKP hükümeti bugün OHAL'i savunuyor ve yeni insan hakkı ihlallerinin önünü açıyor" eleştirisinde bulunuyor. Özmen, Türkiye'de ifade, gösteri ve toplantı haklarının tamamen yasaklandığını söylüyor ve "Bir toplumda örgütlenme hakkı, adil yargılanma hakkı yoksa hukukun üstünlüğünden söz etmemiz mümkün değil. Ne yazık ki Türkiye böyle" diyor.

OHAL'in bilançosu

OHAL'in 20 aylık bilançosunu CHP ve HDP'nin uygulamanın başından beri tuttuğu istatistikler ile İnsan Hakları Ortak Platformu'nun güncel raporları ortaya koyuyor.

İçişleri Bakanlığı'nın verilerine dayandırılan bu raporlara göre OHAL döneminde çıkartılan kanun hükmünde kararname sayısı (KHK) 31 oldu. Bu kararnameler gereğince 160 bin kişi hakkında gözaltı işlemi yapıldı. 228 bin 137 kişi hakkında tutuklama kararı verildi. 155 bin kişi hakkında 'silahlı örgüte' üye olmak suçundan soruşturma açıldı. 112 bin 679 kişi hakkında kamudan ihraç kararı alındı. 5 bin 705'i akademik kadro olmak üzere üniversitelerden ihraç edilenlerin sayısı da 7 bin 80'e ulaştı.

Kamudan ihraç kararları sadece aktif çalışma hayatında olanlarla sınırlı kalmadı, emekli olanlar için de kararlar alındı. Birçok emeklinin rütbesi geri alındı, kamuda ve özelde çalışamayacakları hükme bağlandı. Özel eğitim kurumlarının kapatılmasının ardından çalışanlarının da lisansları iptal edildi ve herhangi bir eğitim kurumunda görev almaları yasaklandı. Bu düzenlemeden etkilenen kişi sayısı 22 bin 474 kişi oldu.

OHAL KHK'larıyla OHAL süresince gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı. 2016 sonuna kadar uygulanan bu süre Avrupa Konseyi'nin uyarılarıyla 2017 başında maksimum 14 güne indirildi.

İçişleri Bakanlığı'nın Nisan 2017-Mart 2018 dönemi verilerine göre "Terör örgütü propagandası yapan, bu örgütleri öven, terör örgütleri ile ilgili olduğunu alenen beyan eden, halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevkeden, devlet büyüklerine hakaretlerde bulunan, devletin bölünmez bütünlüğüne ve toplumun can güvenliğine kast eden, nefret söylemleri içerdiği" iddiasıyla toplam 45 bin 415 sosyal medya hesabı incelemeye alındı ve tespit edilen 17 bin 89 kişi hakkında işlem uygulandı.

Türkei Putschversuch
OHAL, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilmişti. Fotoğraf: picture-alliance/abaca/E. Öztürk

OHAL'de 67 gazete kapatıldı

OHAL ilanının hemen ardından çıkarılan 667 sayılı KHK ile ilk kurum kapatmaları başladı. Öncelikli olarak kurumlar "Fethullah Gülen Terör Örgütü" bağlantısı iddiasıyla kapatıldı. Kapatmalar sivil toplum örgütlerini de içine alacak şekilde zamanla genişletildi. 20 Mart 2018 tarihi itibariyle bin 64 özel eğitim kurumu, 360 özel kurs ve etüd merkezi, 847 öğrenci yurdu, 47 özel sağlık merkezi, 15 özel vakıf üniversitesi, 2 konfederasyona bağlı 29 sendika, bin 419 dernek, 145 vakıf, 174 medya ve yayın kuruluşu kapatıldı. 985 ticari işletme de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredildi. OHAL KHK'ları ile 67 gazete kapatıldı. Kapatılan bu gazetelerin 17'sinin kapatılma kararı daha sonra kaldırıldı. Kapatılan dergi sayısı 20'ye ulaştı. 34 radyoyla ilgili kapatılma kararı var. 30 yayınevi ve dağıtım şirketi ve 32 televizyon kanalı da kapatıldı.

Belediye Kanunu'nda 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 674 Sayılı KHK ile bir değişiklik yapılarak, belediyelere kayyum atanması olanaklı hale getirildi. Yerel seçimlerle işbaşına gelmiş olan belediye başkanları görevden alındı. Demokratik Bölgeler Partisi'ne bağlı belediyelerin yönetim organları merkezi idarenin yerel temsilcilerine devredildi. 94'ü Demokratik Bölgeler Partisi'nden olmak üzere 99 belediyeye kayyum atandı.

OHAL için komisyon

OHAL uygulamalarına itiraz için OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Temmuz 2017'de çalışmalarına başladı. Komisyon, ilk kararlarını Ocak 2018'de açıkladı. Mart 2018 tarihi itibariyle komisyona yapılan 108 bin 650 başvurunun 12 bini hakkında karara ulaşıldı. Açıklanan kararların bin 990'ı daha önce hakkında bir karar verilmiş olanları kapsayan ön inceleme kararı oldu, ilk kez incelenen 10 bin 10 başvurunun sadece 310'u hakkında kabul kararı verildi.

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararlarına itiraz yolu da açıldı. Ankara'da 19. ve 20. İdare Mahkemeleri, komisyon kararlarına açılacak iptal davalarının incelenmesi için yetkilendirildi. Başvuru süresi 30-45 günle sınırlandırılırken, bir üst mahkeme olarak Danıştay gösterildi. Başvurusu, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi tarafından da reddedilenler, AİHM'e gidebiliyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe