SZ: Türkiye'nin üzerindeki kurşun örtü
16 Temmuz 2018Süddeutsche Zeitung OHAL'in 19 Temmuz itibarıyla kalkmasının Türkiye'yi değiştireceğinin şüpheli olduğunu dile getiriyor:
"Türkiye'den nihayet iyi bir haber geldi. İki yıldır devam eden ve yedi kez uzatılan olağanüstü hâl uygulamasının yakında kaldırılacağı açıklandı. Kurşun bir örtü gibi ülkenin üzerine serilen OHAL sivil toplumun ‘istenmeyen' her kıpırdanışını bastırıyordu. Hükümet darbe gecesi varlığını tehdit eden bir saldırıyı savuşturduğu için, başlarda OHAL meşru bir uygulamaydı. Ama farklı düşüncede olanları kovuşturma aracına dönüştürülmesi Türkiye'nin itibarını önemli ölçüde zedeledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın OHAL'e son vermek istemesinin başlıca nedeni ekonomiktir. Kaostan kaçan yatırımcıyı yeniden Türkiye'ye çekmek için normal hâle dönülmesi amaçlanıyor. Peki, normal olan nedir? Erdoğan iki yılda Türkiye'nin altını üstüne getirdi. Kendine uygun bir hükümet sistemi kurdu. Muhalefet bunu ‘OHAL'in başka araçlarla uzatılması' olarak nitelendiriyor. Erdoğan peş peşe, yetkilerini genişleten yeni kararnameler imzaladı. OHAL'in sona ermesi göreceli yumuşamaya vesile olabilir. Ancak her şey düzeleceğe ve kurşun örtü tamamen kalkacağa hiç benzemiyor.”
Stuttgarter Zeitung Helsinki'deki Trump-Putin buluşmasına şu satırlarla değiniyor:
"Kremlin lideriyle ABD Başkanı arasındaki buluşmanın olumlu geçeceğine dair işaretler artıyor. Vladimir Putin'in tartışmasız egemenliği ve çarları andıran azameti Trump'ı etkiliyor. Ancak Trump'ın tavize yanaşacağı endişesine kapılmaya gerek yok. ABD Başkanı özgür hareket edemiyor. Trump'ın retoriğinin aksine; bakanlıkları Ukrayna'ya silah sevk ediyor, Moskova'ya yaptırım uyguluyor ve Rus diplomatlarını sınır dışı ediyor. Şimdiye kadar hiçbir Batılı yönetimin Putin ile arasının iyi olduğu da görülmedi. Kremlin liderinin dış politikadaki sert çıkışları her defasında diyalog kanallarının kurumasına yol açtı. Eğer Trump saflığı ve beceriksizliğiyle tıkanan kanalları temizleyebilirse, çok şey kazanılmış olur.”
Die Welt gazetesi Rusya'daki Dünya Kupası'nı konu alan yorumunda turnuvanın Rusya'nın dıştaki imajına iyi geldiğini yazıyor:
"Rusya Devlet Başkanı yabancıların turnuvayı izlemeye hangi ön yargılarla gelip, hangi izlenimlerle ayrıldıklarını bilemez. Konuklarının izlenimleri Putin'i gerçekten ilgilendiriyorsa, ona şunu hatırlatmak gerekir: Yabancıların çoğunluğu Rusya'ya ön yargısız geldi. Yoksa hiç gelmezlerdi. Gelenler heyecan dolu beş hafta geçirdi. Statlar, organizasyon ve hemen her yerde altyapı mükemmeldi. En iyisi olmasa da çok güzel bir Dünya Kupası geride kaldı. Putin hiç açık vermedi. Zaten ondan böyle bir şey beklenemezdi. Rusya'nın sorunları ve dünyanın Rusya ile olan sorunları hâlâ çözüm bekliyor. Bunun başkalarının söylenceleriyle ya da Ruslarla ilgisi yok. Ama Kremlin'deki adamın gerçeği algılayış şekliyle pekâlâ var.”
Süddeutsche Zeitung siyasetin dünyanın en büyük spor organizasyonları üzerindeki etkisini ele aldığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
"Sporun ve dünyanın çelişkilerini onurlu bir şekilde sunmak ya da susup geçiştirmek mümkündür. Dünyanın en büyük iki spor organizasyonu oportünistlerin elinde oyuncak oldu. Olimpiyatlara Alman Thomas Bach, futboldaki Dünya Kupası'na ise İsviçreli Infantino hükmediyor. Bach Soçi'deki Kış Olimpiyatları'nın ardından sadece ev sahibi ülkeye ve o ülkenin halkına değil, aynı zamanda devlet başkanına da teşekkür etme geleneğini başlattı. Putin de kapanış töreninden bir gün sonra askerlerini Kırım'a sevk etti. Infantino bundan ders almadı. O da ‘en iyi dünya şampiyonası' için Putin'e teşekkür etti.”
DW,dpa,AFP/AG,CÖ
© Deutsche Welle Türkçe