Suudi Veliaht Prens'ten stratejik Atina ziyareti
25 Temmuz 2022Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, dört yılı aşkın bir sürenin ardından ilk kez bir AB ülkesine resmi ziyaret için ayak basıyor. 2018'deki Cemal Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi olmakla suçlanan Veliaht Prense bir nevi diplomatik ambargo uygulanmış, Batılı politikacılar Selman ile aynı karede yer almamaya özen göstermişti.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Temmuz ayı ortasındaki Suudi Arabistan ziyareti sırasında Selman ile bir araya gelmesi, buzların erimesi sürecinde bir dönüm noktası oldu. Öncesinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili dava dosyasını kapatarak Suudi yargısına devrettirmiş, ardından 22 Haziran'da Selman'ı Ankara'da ağırlamıştı.
Tüm olup bitenler, Suudi Arabistan'ın ağır insan hakları ihalllerine rağmen devasa petrol rezervlerine hükmetmesi ve Arap dünyasındaki önder konumu nedeniyle tartışmasız bir ağırlık noktası olarak görüldüğünü gösteriyor.
İlk durağın Atina olması tesadüf değil
Veliaht Prensin yıllar süren zorunlu diplomatik aranın ardından AB'de ilk durağının Atina olması tesadüf değil. Ortadoğu haberciliği konusunda uzmanlaşmış Al Monitor sitesinin analizine göre Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, Veliaht Prense uygulanan siyasi-diplomatik izolasyonun sona erdirilmesinde "özel bir rol" oynadı.
Kısaca MBS olarak anılan Muhammed bin Selman Atina'ya kalabalık bir heyet ve kapsamlı bir ajandayla gidiyor. Her iki taraftan gelen resmi açıklamalarda askeri iş birliğinin derinleştirilmesi konusunun öne çıkması dikkat çekici. Yunan medyasında çıkan haberlere göre askeri iş birliğinin genişletilmesine yönelik iki ülke arasında bir anlaşmaya da imza atılacak.
"Türkiye tehdidi"ne karşı güç birliği
Her iki ülke de somut tehdit algılarına sahip. Suudi Arabistan'ın dış politikası ve savunma politikalarında, baş düşman İran'ın bölgede artan nüfuzundan duyulan endişe belirleyici rol oynarken Türkiye ve Türkiye'nin revizyonist çabaları Yunan politikasının en önemli konusu. Yunanistan ile Suudi Arabistan arasında ilişkilerin derinleştirilmesinin arkasında yatan temel unsur, karşılıklı olarak birbirinin tehdit algılarını benimseyerek bu tehditlere karşı birbirine destek olmak.
Yunanistan ile Türkiye arasında doğal gaz arama ve sondaj çalışmaları ile deniz yetki alanları konusundaki son ciddi kriz yeni geride bırakılmışken 2021 başında Suudi Arabistan, Yunan hava kuvvetlerinin Ege'de düzenlediği tatbikata savaş uçaklarıyla katıldı. Suudilerin askeri iş birliğine Yunanlar da yanıt vermekte gecikmedi. Kısa süre sonra Yunanistan, Patriot hava savunma sistemlerini Husi milislerinin saldırılarına karşı kullanması için Suudi Arabistan'a gönderdi.
Atina ile Ankara arasında krizin doruğa ulaştığı dönemde 2020 yazında Suudi Arabistan'ın yakın müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Girit adasına savaş uçakları konuşlandırdı. Türkiye'yi hedef alan tatbikatlara BAE'nin de katılması Ankara'da rahatsızlık yaratıyor.
Enerjide stratejik iş birliği
Suudi Arabistan-Yunanistan ilişkilerinin gündeminde askeri konuların yanı sıra ekonomik ve teknolojik iş birliğinin güçlendirilmesi de bulunuyor.
Suudi Yatırım Bakanı Halid bin Abdülaziz El Falih, Mayıs ayı sonunda Atina'da katıldığı bir ekonomi konferansında Yunanistan ile iş birliği imkanlarının sınırsız olduğunu söyledi, Yunanistan'ın Avrupa ile Ortadoğu'yu birbirine bağlayan jeostratejik konumunun önemine vurgu yaptı. Bu vurgu, her fırsatta ülkesini Avrupa ile Ortadoğu arasında bir köprü olarak lanse eden Başbakan Mitsotakis'in de hoşuna gitmiş olsa gerek.
Yunanistan, Avrupa'ya enerji sevkiyatının geleceğinde de köprü işlevi görmeyi hedefliyor. Selman'ın Atina temaslarında dev enerji projelerinin yanında, Avrupa ile Arap dünyası arasındaki veri akışını geliştirmek üzere Akdeniz altına döşenmesi planlanan kablo hattı da gündemde yer alıyor.
Ronald Meinardus