Suriye'de gerginlik tırmanırken ABD'li yetkili Ankara'da
9 Ocak 2025Suriye'de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin üstünden bir ay geçerken Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içindeki YPG güçlerinin silah bırakmaması durumunda sınır ötesi operasyon düzenleyebileceği mesajlarını yoğunlaştırdı. Bu arada ABD'li üst düzey yetkili ise Ankara'da temaslarda bulunuyor.
ABD yönetiminin desteklediği SDG ile ilgili olarak Noel ve yılbaşı sırasında yoğunluğu biraz hafifleyen gelişmeler son günlerde tarafların attığı adımlarla ve yapılan açıklamalarla sertleşerek devam ediyor.
ABD Başkanı olarak seçilen ve Ankara tarafından Suriye konusunda farklı bir tutum izlemesi umulan Donald Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreni öncesi Washington'dan Kürt güçlere desteğin devam edeceğine yönelik açıklamalar gelirken, Ankara da gerek Dışişleri Bakanlığı gerekse Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kanallarıyla açıklamalarının tonunu sertleştirdi.
MSB'den sınır ötesi operasyon mesajı
Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan basın bilgilendirmesinde Suriye ile ilgili olarak "bölgede hiçbir terör oluşumuna ve hiçbir oldubittiye asla izin verilmeyeceği" vurgulanarak, sınır ötesi operasyon mesajı verildi.
MSB kaynakları Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) "Türkiye'nin ve sınırlarının güvenliğini sağlamak, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve halkının barışçıl çözüm arayışlarına saygı göstererek, terörist grupların silah bırakmaması durumunda, sınır ötesi operasyonlarını sürdürme azim ve kararlılığında" olduğunu belirttiler.
Bu kararlılığın "uluslararası hukuk ve BM Antlaşması’nın meşru müdafaa hakkı ilkesi çerçevesinde, terör örgütlerinin faaliyetlerine son vermek amacıyla bölgede barışı tehdit eden tüm terör unsurları ortadan kaldırılıncaya kadar" sürdürüleceği de belirtildi.
Türkiye daha önce "Suriye'den gelen tehditleri önlemek" için Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatmış, ardından Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Barış Kalkanı operasyonlarını gerçekleştirmişti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da birkaç gün önce bir televizyon programında YPG güçlerinin Suriye yönetimine gelen Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile yürüttüğü silah bırakma müzakerelerinden bir sonuç çıkmaması durumunda Türkiye için askeri operasyon dışında bir seçenek kalmadığını kaydetmişti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, PKK militanlarının Suriye'den çıkmasının zaman alacağını, bu süreçte gerilimin tırmanmasını önlemek için Türkiye'yi ikna etmeye çalıştıklarını kaydetti.
Tişrin Barajı: "Son savunma hattı"
Bu arada stratejik olarak önemli noktadaki Tişrin Barajı ile ilgili gelişmeler de gerginliği artırmış durumda.
Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu güçleri Fırat nehrinin batısında SDG’nin elindeki bazı şehirleri ele geçirmiş ancak Fırat'ın doğusuna geçmemişti.
Ancak geçiş noktasındaki Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü bölgesinde çatışmalar ve İHA saldırılarının olduğu haberleri son günlerde artarken, Haseke'den bir sivil konvoy SDG'ye destek vermek ve Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) saldırılarını protesto etmek için Tişrin Barajı’na doğru hareket etmişti.
AFP’nin haberine göre İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Münbiç kırsalında son saatlerde Kürt liderliğindeki SDG ile SMO grupları arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirterek, SMO’yu Türk hava kuvvetlerinin de desteklediği belirtildi. Gözlemevi bu çatışmalarda çoğunluğu SMO’dan olmak üzere 37 kişinin hayatını kaybettiğini de belirtti.
MSB yetkilileri ise bugünkü bilgilendirmede Suriye'de su kaynakları, enerji üretimi ve bölgesel güvenlik açısından stratejik öneme sahip bir nokta olan Fırat Nehri üzerindeki Tişrin Barajı'nın "terör örgütü PKK/YPG/SDG tarafından son savunma hattı olarak değerlendirilmekte olduğunu" belirtti.
MSB kaynakları son gelişmelere dair ayrıca şunları kaydetti:
"PKK/YPG/SDG'nin Tişrin Barajı bölgesinde sivilleri canlı kalkan olarak kullanması hatta aralarında sivil giyimli terörist grupları da bölgeye sevk etmesi sadece terörist grupların gerçekleştirebileceği bir hareket olup, insan hakları ihlali anlamına gelmektedir."
ABD’li yetkili Bass Ankara’da
Bu arada ABD’den üst düzey bir yetkili de bugün ve yarın Ankara’da temaslarda bulunacak.
ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass iki günlük ziyareti sırasında Washington’un Suriye ilgili görüşlerini ve tırmanan gerginliğe yönelik kaygılarını yeniden aktarması bekleniyor.
Bass’ın Ankara’da Dışişleri Bakan Yardımcıları Nuh Yılmaz ve Burhanettin Duran ile yapacağı görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye başta olmak üzere bölgesel gelişmelerin ele alınması öngörülüyor.
DW Türkçe'nin Türk diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre görüşmelerde Suriye’deki durumun çok yönlü bir değerlendirmesi yapılarak, Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanması, kapsayıcı bir yönetimin tesisini desteklemek için atılabilecek adımların üzerinde durulacak.
Ankara'nın bunun sağlanması için ülkenin "terör unsurlarından arındırılması gerekliliğini" bir kez daha güçlü bir şekilde yinelemesi öngörülüyor.
Suriye dosyasının sadece güvenlik değil yeniden yapılanma açısından da ele alınması beklenilen görüşmelerde Ankara Suriye halkının kendi geleceğini inşa edebilmesi için uluslararası toplum tarafından gerekli imkanların sağlanmasının önemine de dikkat çekecek. Bu kapsamda Suriye'ye yönelik yaptırımlarda birtakım ticari işlemleri kolaylaştırmak ve temel kamu hizmetlerinin verilmesini sağlamak amacıyla getirilen muafiyetlerin önümüzdeki dönemde kapsamının daha genişletilmesi de masadaki konulardan biri.
Bass’ın temaslarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlaması bekleniyor. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Amerikan askerlerinin IŞİD tehdidi nedeniyle Suriye'de kalması gerektiğini söylemişti. Suriye'nin kuzeyindeki Kürt yönetimden ise "ABD ve Fransa sınır güvenliğini sağlayabilir" çıkışı gelmişti.