190411 Syrien Lage
20 Nisan 2011Suriye'de 1963 yılında Baas Partisi’nin iktidara gelmesinden bu yana yürürlükte olan olağanüstü hal yasası, toplanma ve hareket özgürlüğü de dâhil pek çok temel hakkı yasaklıyor, güvenliğe tehdit oluşturduğundan şüphelenilen kişilerin tutuklanmasına izin veriyordu.
Bakanlar Kurulu’nun onayladığı, olağanüstü hal uygulamasına son vermeyi öngören yasa tasarısının 2 Mayıs’ta mecliste ele alınması ve Devlet Başkanı Beşar Esad’ın imzalamasının ardından yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Muhalifler yeterli bulmuyor
Ancak olağanüstü halin kaldırılması da muhalifleri tatmin etmedi. Muhalifler daha önce yaptıkları açıklamada Baas Partisi'nin iktidarı sona erene kadar gösterileri sürdüreceklerini ilan etmişlerdi.
Suriye İnsan Hakları Komitesi Başkanı Velid Zefur, Esad’ın sözlerini ve attığı adımları inandırıcı bulmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Son birkaç haftada 3 bin kişi gözaltına alındı. Esad’ın iktidarı döneminde 11 yıl içinde 5 bin kişi tutuklandı. İnsanlar ortadan kayboldu, 250 bin kadar kişi sürgüne gitmek zorunda kaldı. Esad, Suriye halkının asgarî taleplerini bile yerine getirmiyor.“
Protestocular, binlerce siyasi tutuklunun salıverilmesi, ifade özgürlüğü ve çok partili sisteme geçilmesi talebinde bulunuyor. Suriye'nin önde gelen muhaliflerinden 80 yaşındaki eski hakim Heytam Malih, tüm talepler yerine getirilene ya da rejim gidene kadar protestoların durmayacağını söyledi.
Esad'ın gücü zayıflıyor mu?
Oklahama Üniversitesi'nden Suriye uzmanı Joshua Landis ise Esad'ın pek çok açıdan zayıflık işaretleri verdiği değerlendirmesinde bulunuyor. Devlet Başkanı'nın birbiri üstüne tavizler verdiğini belirten Landis, Esad'ın tuzağa düştüğünü ve bunu bir başarı olarak gören göstericilerin çabalarını iki katına çıkaracağını ifade etti.
Ancak Esad'ın hala güçlü olduğunu düşünen uzmanlar da var. İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House'dan Rime Allaf, protesto hareketinin, Esad iktidarını devirmeye yetmeyeceğini, rejimin hâlâ oldukça güçlü olduğunu belirtiyor. Esad’ın 29 Mart’taki hükümet yanlısı gösteride, protestoculardan sayıca çok daha fazla kişiyi meydanlara toplamayı başardığına dikkat çeken Allaf, “Şam ya da Halep’te öğrencilerin ya da halkın sokaklara çıktığı bir durum yok henüz. Rejimin asıl önüne geçmek istediği şey de bu” diyor.
Suriye uzmanı Usame Mücahit ise başlangıçta reform taleplerinin öne çıktığı gösterilerde ana hedefin artık Esad’ın devrilmesi olduğuna dikkat çekiyor:
"Başlangıçta Esad’ın bir reformcu olduğunu düşünen çok kişi vardı. Ama aslında onun için reform, keskin nişancılar ve makineli tüfekler anlamına geliyor. Şiddetin devam etmesi nedeniyle giderek daha fazla kişi Devlet Başkanı’nın rejimiyle birlikte toptan yıkılmasını istiyor.“
Batı yakından izliyor
Suriye’deki gelişmeler Batı’da, özellikle de Washington’da yakından takip ediliyor. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Washington Post gazetesinin ABD’nin yıllardır Suriye’deki muhalefete gizlice mali destekte bulunduğu yönündeki haberini doğruladı. Gazete, Amerikalı diplomatların gizli yazışmalarını yayınlayan Wikileaks internet sitesinden alıntı yaparak, Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın 2006-2010 yılları arasında, Suriyeli muhaliflere gizli kanallar üzerinden yaklaşık 6 milyon dolar transfer ettiğini yazmıştı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ülkedeki bağımsız grupların desteklendiği kabul edilirken, Esad rejimini devirmek gibi bir isteklerinin olmadığı bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, şöyle konuştu:
"Toplumda daha demokratik bir sürece geçişi teşvik etmeye çalışmak, ille de var olan hükümeti zayıflatmak anlamına gelmiyor. Yapmaya çalıştığımız ve Devlet Başkanı Esad’ın da şu anda karşı karşıya olduğu şey, kendi halkı tarafından daha demokratik bir yöne gitmeye itilmesidir.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW/Ajanslar, BS/BK