Suriye'de çatışmalar dinmiyor
16 Şubat 2012Suriye Ordusu, direnişin kalelerinden Humus kentine dün yine hava harekatı düzenledi. Kentteki muhalif güçler, bir petrol boru hattının isabet aldığını bildirdiler. Bu hattın Suriye’deki iki ana rafineri ile bağlantısı olduğu ve direniş sırasında üçüncü kez infilak ettiği belirtiliyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) uzmanı Sadullah el Fadi şunları söylüyor: “Eğer yangın yeri açık arazide ise o zaman pek sorun yok. Ama konutların bulunduğu yerde olunca hasar elbette ki daha büyük çapta oluyor.”
Suriye'nin üçüncü büyük kenti Humus ise 3 Şubat’tan bu yana tank ve topçu birliklerinin kuşatması altında. Muhaliflere destek verenlerin bulunduğu kentin bazı semtleri sürekli ateş altında. Kent ahalisi ve kentten kaçmayı başaran mülteciler durumun dayanılmaz boyutlarda olduğunu anlatıyorlar. Yiyecek olmadığı, telefon irtibatının kesildiği, ilaç ve su sıkıntısı çekildiği, yaralıları kurtarmanın son derece riskli olduğu, cesetlerin ise bahçelerde toprağa verildiği bildiriliyor. Muhalefet çevreleri Humus'ta başlatılan büyük çaplı askerî harekattan bu yana 400 kişinin öldüğünü belirtiyorlar. Bu konuda bağımsız herhangi bir kuruluşun onayı bulunmuyor. Suriye rejimi, kente girişleri engelliyor, ancak uluslararası kuruluşlar verilen bu rakamların gerçekçi olduğuna işaret ediyorlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth Suriye’de çok açık ve net bir facia yaşandığını belirtiyor. Roth sözlerini, "Askerî şiddet, silahlanmış olan muhalefet çevrelerine karşı da kullanılıyor, barışçıl göstericilere karşı da. Ve Suriye’de daha demokratik bir hükümet için gösteri yapmaktan başka bir şeye karışmamış insanlar da can veriyor. Suriye’de daha şiddetli bir iç savaşa doğru ilerleniyor olsa da, ölen insanların çoğunluğu, düşünce özgürlüğü, insan hakları ve demokrasi için sokaklara dökülen, masum insanlardır" şeklinde sürdürüyor.
ABD: "Referandum gülünç"
Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad 26 Şubat’ta anayasa konusunda referanduma gidileceğini duyurdu. Reform planı, ülkede çok partili sisteme geçilmesini ve 90 gün içinde seçimlerin yapılmasını öngörüyor.
Siyasi gözlemciler, bu girişimin direnişin gücünü kırmak amacı taşıdığı görüşündeler. Rusya referandum kararını, “Siyasi reformlar gecikmiş olsa da, hiç olmamasından daha iyidir” şeklinde ifadelerle yorumladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, referandumun “çok partili sisteme geçişte ileriye doğru bir adım” ve “iyi bir fikir” olduğunu vurguladı. Lavrov, uluslararası topluluğa da seslenerek Esad rejimini tanımasını ve daha fazla tecrit etmemesini istedi. Amerikan yönetimi ise referandum kararını "gülünç" olarak niteledi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, "Bugüne kadar verilen reform sözlerini ülkedeki facianın dozunun artması izledi, reformların hiçbiri hayata geçirilmedi" dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de bu kararın bir taktik olduğunu söyledi.
NATO müdahalesi yok
NATO Genel Sekreteri Anders Rasmussen, ittifakın Suriye’ye herhangi bir biçimde müdahalesinin söz konusu olmadığını, ülkedeki anlaşmazlığı sona erdirecek her türlü girişimi desteklediklerini söyledi. Rasmussen, Arap Birliği teşkilatının çalışmalarından övgü ile söz etti ve Suriye konusunda bölgesel bir çözüm bulunmasından yana olduğunu da belirtti.
Öte yandan BM Genel Kurulu’nda bu akşam Suriye’yi kınama doğrultusunda bir karar tasarısı ele alınacak ve oylamaya sunulacak. Tasarıda her iki taraftan da derhal şiddete son vermesi ve demokratik sisteme geçiş talep ediliyor ancak Esad'a görevi bırakma çağrısı yapılması beklenmiyor. 193 üyeli BM Genel Kurulu'nda alınan kararlar bağlayıcı olmamakla birlikte dünya kamuoyunun görüşünü yansıtması bakımından sembolik anlam taşıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Ulrich Leidholdt / Çelik Akpınar
Editör: Ercan Coşkun