Suriye savaşı bugün dokuzuncu yılına giriyor
15 Mart 2019Suriye savaşı sekizinci yılını doldururken, sekiz yıl içinde 360 binden fazla kişi yaşamını yitirdi ve milyonlarca kişi evinden oldu. Savaşın yarattığı yıkımın maliyeti ise 400 milyar dolar.
Suriye rejiminin elindeki bölgelerde artık belki bombardıman endişesi yaşanmasa da akaryakıt sıkıntısı, elektrik kesintileri, işsizlik ve yoksullukla mücadele ediliyor.
Suriye'nin başkenti Şam'da barışçıl bir eylem olarak başlayıp kısa sürede ülke geneline yayılan ve silahlı çatışmalara dönüşen Suriye savaşının başlangıcından bu yana, yüz binlerce kişi hayatını kaybetmiş, milyonlarcası yerinden edilmiş, çok sayıda yapıysa onarılamayacak biçimde yok edilmiş durumda.
15 Mart 2011'de başlayan savaşın beraberinde getirdiği etkiler bugün, yerel ve bölgesel düzlemi aşarak küresel boyutlara ulaştı. Ancak Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin müdahil olduğu savaşın sonu henüz görünmüyor.
Esad'ın kazanımları
Esad rejimi Rus ve İran güçlerinin desteğiyle son bir yılda ülke genelinde silahlı muhaliflerin kontolünde olan bölgeleri neredeyse tamamen geri almayı başardı. Suriye Devlet Başkanı Esad belki bu süreçte bazı kazanımlar elde etti, ancak bunları da yabancı güçlerle paylaşmak durumunda kaldı.
Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi (CNAS) adlı düşünce kuruluşundan Ortadoğu uzmanı Nicholas Heras "Suriye sorunu daha da çetrefil hale geldi, çünkü güçlü yabancı aktörler şu anda Suriye içinde geniş alanları kontrol ediyor” dedi ve ekledi: "Ve bu güçlü aktörlerin Suriye’yi yakın bir zamanda terk etmeleri söz konusu değil.”
Rusya ve İran tarafından desteklenen rejim güçleri ülkenin üçte ikisini kontrol ediyor. Ancak anahtar bölgeler Esad’ın kontrolünde değil. Mesela petrol açısından zengin Suriye'nin kuzeydoğusu, IŞİD ile savaşan ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG)'nin elinde.
Kuzeybatıdaki İdlib vilayetinin büyük bölümü El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün elinde. Türk birlikleri bölgeye kaydırıldı ve Ankara destekli Suriyeli muhalif gruplar da sınırdaki bazı bölgeleri elinde tutuyor.
"Bölünmüşlük haritası"
Oklahoma Üniversitesi'nden Joshua Landis'e göre "Suriye'nin haritası bir bölünmüşlük ve umutsuzluk haritası. Ülkenin yüzde 30'u yerel ordular kuran ve bunları finanse eden yabancı hükümetlerin elinde.”
Analistler yabancı devletlerin yıllardır yaptığı askeri yatırımların karşılığını almak istediğini söylüyor. Rusya ve İran yeniden yapılanmada anahtar rol üstlenmek istiyor ve her ikisi de elektrik, petrol ve altyapı projeleri anlaşmaları imzaladı.
Heras'a göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise "Kürtleri Amerika’nın kucağından söküp almak” ve Türkiye’yi kuzey ve doğu Suriye’de etkin kılmak istiyor.
Bu arada ABD, IŞİD yenilgiye uğradığı için Suriye’deki birliklerini çekmeyi planlıyor.
Rejim güçleri ülkenin çoğunluğunu ele geçirirken IŞİD'in son kalıntıları da İdlib'de varolma mücadelesi veriyor. Ülke muhalefeti ise yurt dışında dağılmış durumda.
Savaş sonrası
ABD ve Avrupa Birliği'nin bazı Suriyeli yetkililere ve şirketlere uyguladığı ambargoların ise harap durumdaki ekonomiyi canlandırmak gibi savaş sonrası yaşanacak zorluklardan biri olduğu belirtiliyor.
Landis "ABD Suriye'de en sıkı ambargo rejimlerinden birini uyguluyor ki bu, insanların savaş sonrasında da ızdırabının devam etmesine neden olacaktır” diyor ve ekliyor: "Yolsuzluk, şiddet ve hukuk üstünlüğünün olmaması gibi rejimin en kötü özellikleri de iç savaşı kazanmak yolunda iyice güçlendi.”
Suriye Devlet Başkanı Esad'ı savaş sonrasında ülkede istikrarın tekrar sağlanması, ekonominin canlandırılması ve uluslararası arenada tekrar varolma mücadelesi bekliyor.
AFP,dpa/SSB,EC
© Deutsche Welle Türkçe