SPD'den Türkiye'ye mesajlar
12 Temmuz 2013Gezi Parkı protestolarındaki polisin orantısız güç kullanımı ve Türk hükümetinin tutumu Alman siyasetince eleştirilmiş ve bu da başta Türkiye'nin AB müzakereleri olmak üzere iki ülke ilişkilerini bir hayli germişti. Almanya önce Gezi olaylarını gerekçe göstererek, Türkiye’nin 22. müzakere başlığının açılmasını bloke etmiş, sonrasında diplomatik girişimlerle bu sorun aşılmıştı.
Ancak Türkiye’de hükümetin protesto hareketine yönelik tutumu konusunda Almanya'daki hassasiyet sürüyor. Almanya'nın çeşitli kentlerinde geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Erdoğan yanlısı ve karşıtı çok sayıda gösteri de, Türkiye'deki tartışmayı Almanya'nın merkezine taşımış oldu.
İlişkilerde normalleşme için daha fazla demokrasi
Konuya dair daha temkinli tavrıyla bilinen Sosyal Demokrat Parti başbakan adayı Peer Steinbrück DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada,demokratik bir ülkede birileri beğensin ya da beğenmesin herkesin düşüncesini ifade ve protesto özgürlüğü olduğunu belirterek, barışçıl yollarla yapılan her türlü protestonun kabul edilebileceğini söyledi. Bu bağlamda Türkiye’de devam eden protestolardaki sert polis müdahalesini ve hükümetin uzlaşmaz tutumunu da eleştiren Steinbrück, Almanya ve Türkiye ilişkilerinin gerçek anlamda normale dönmesi için iseTürkiye'nin demokratik adımlar atmasını beklediklerini ifade etti:“Umut ederim ki barışçıl bir çıkış yolu bulunur. Türk hükümetinden beklentim ivedilikle protestocularla ya da onların içinden bir grupla görüşerek bir çözüm aramasıdır. Hükümet açık bir şekilde şiddetle arasına mesafe koymalıdır. Artık şiddetten ve protestocuların üzerine polis kuvveti göndermekten kaçınmalıdır.”
"Açılan fasıl Türkiye için bir bonus"
Sosyal Demokrat Parti başbakan adayı, Türkiye'nin bu konuda Almanya'dan gelen eleştirileri iç işlerine müdahale olarak algılamasını ise popülist bir yaklaşım olarak değerlendirdi. İnsan hakları ihlallerinin evrensel bir mesele olduğuna ve AB için önemli bir değer olduğuna dikkat çeken Steinbrück, açılan 22. faslın Türkiye için bir bonus olduğunu ve Türkiye'nin AB'ye gerçekten girmek istiyorsa bu değerlere özen göstermesi gerektiğini şu sözlerle kaydetti:"Gezi Parkı olaylarında ve Taksim protestolarında meydana gelenleri son derece sorunlu gelişmeler olarak görüyorum. Tüm bunlar Türkiye'yi AB üyelik müzakerelerinde ileriye götürmeyecek gelişmelerdir. Çünkü AB çekirdeğini oluşturan değerler arasında protesto, ifade ve basın özgürlüğü bulunmaktadır ve Türkiye'deki olaylar göz önünde tutulduğunda bu değerlerin orda şüphe götürür olduğu açıkça görülmektedir."
SPD'nin eşit yurttaşlık hedefi
Türk-Alman ilişkilerinde öncelikli konulardan biri olan Almanya'daki Türklerin çifte vatandaşlık sorununa da değinen Steinbrück, hem parti programında hem de kişisel olarak bu konuya ayrı bir önem atfettiklerini şöyle dile getirdi: “SPD öncelikle opsiyon modelinin kaldırılmasından yana, böylece çifte vatandaşlığın önü açılabilir. Bununla ilgili daha önce çeşitli girişimlerim olmuştu. Augsburg'daki parti kurultayında da konuyu açıkça dile getirdim. Hatta orada kurulan vatandaş konvansiyonunda 16 yaşında Türk kökenli genç bir hanımla meseleyi uzun bir süre istişare ettim.”
Steinbrück ayrıca SPD'nin hedefinin Almanya'da yaşayan herkes için ırkına,dinine,rengine,cinsiyetine bakılmaksızın eşit yurttaşlık olduğunu vurguladı. Sosyal Demokrat Parti başbakan adayı, belediye seçimlerinden başlamak üzere sadece Alman vatandaşlarının ya da AB vatandaşlarının değil, belirli şartları doldurmuş Türk kökenlilerin de oy kullanması için çalışmalar yapacaklarını vaat etti:“Yabancıların seçim haklarını daha iyi duruma getirmek istiyoruz. Almanya'da yasal olarak 5 yıl oturma izni olanların, tıpkı AB vatandaşları gibi belediye seçimlerine katılmaları gerektiğini düşünüyoruz, daha ileri adımları ise masaya yatırmak gerekiyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Özlem Coşkun / Berlin
Editör: Beklan Kulaksızoğlu