1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sosyal medyayla gelen sağlık

25 Ekim 2013

Zambia, Haiti, Çin gibi dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan sağlık ve yardım çalışmalarında internet ve sosyal medyanın yardımına başvuruluyor.

https://p.dw.com/p/1A6CQ
Fotoğraf: Fotolia/Victoria

Zambia'dan Wanda Phelloner yüksek ateşi çıkıp hastanenin yolunu tuttuğunda henüz altı yaşındaymış. Wanda o günü şöyle anlatıyor: “Sıtmaya yakalanmıştım. Hastaneye gittim, ilaç tedavisine ihtiyacım vardı ama gerekli ilaçlar hastanede yoktu.”

Wanda bugün sağlıklı ancak birçok Afrika ülkesinde sıtma gibi iyileştirilebilir hastalıklar tedavi edilemiyor. Her ne kadar hastalığa deva olacak ilaçlar geliştirilmiş olsa da bölgedeki sağlık merkezleri ya da eczanelerin elinde yeterli ilaç stoğu bulunmuyor.

Veriler gönüllüler tarafından toplandı

2009 yılının yaz aylarında Afrika'daki çeşitli sivil toplum kuruluşları bu çerçevede bir kampanya başlattı. Hedef, tıbbi malzeme sıkıntısı konusunda stokların tükendiği ya da azaldığı yerlerin not edilmesiydi. Sadece 5 gün içinde Kenya, Malavi, Uganda ve Zambia'da 250 ilacın stokunun tükendiği tespit edildi. Gönüllüler ilaç envanterleriyle ilgili bilgi alıp bunları kısa mesaj yoluyla “stopstockouts.org” internet adresine gönderdi. Orada eldeki veriler üzerinden bir harita çıkartıldı, bu harita internete yüklendi ve böylece herkes internet üzerinden hangi bölgede ne kadar ilaç olduğunu takip edebilir hale geldi.

Kamuoyunda farkındalık yarattı

Daudi Were, Nairobi'de Ushahidi yazılım şirketi için çalışıyor. Stopstockouts.org adlı internet sitesinde kullanılan ve 'crowdmapping' prensibiyle çalışan yazılım programını geliştiren isimlerden biri de o.

Daudi Were kampanyanın başarısını şöyle anlatıyor: “Kampanya öncesinde hükümet tarafından hiçbir yerde ilaç sıkıntısı çekilmediği yönünde açıklamalar yapılıyordu. Şimdi ise ilaç sıkıntısının sebepleri üzerine konuşulmaya başladı. Buna yol açan para sıkıntısı mı? İlaç tedariki ya da dağıtımı konusunda mı sorunlar var? Aktörlerin şimdi hükümetlerle çok daha somut bir şekilde konuşma imkânı var.”

Screenshot stopstockouts.org
stopstockouts.orgFotoğraf: stopstockouts.org

Bilgi akışını organize etmek istediklerini belirten Daudi Were şöyle devam ediyor: "Bu, kamu sağlığı açısından son derece önemli. Bölgedeki insanlar hangi eczanede hangi ilacın olmadığını biliyorlar. Eğer hükümet de bu bilgilere sahip olursa ilaç dağıtımı çok daha etkin bir şekilde organize edilebilir. Ya da diyelim ki bir yerde salgın baş gösterdi, insanlar aynı hastalığa tutulmuş başka insanlar olduğunu bildirebiliyor. Ve tüm bu bilgileri ulusal düzeyde toplayabilecek sistem sayesinde yetkililer de tek tek bölgelerdeki durum hakkında daha net bir fikre sahip olabiliyor.”

Haiti depremi ve Fukuşima faciası

Ushahidi şirketinin geliştirdiği yazılım 2010 yılında Haiti'de meydana gelen depremden sonra da kullanıldı. Yazılımı kullanan bir platform hangi bölgede ne tarz yardıma ihtiyaç olduğunu gösteren bir panorama sundu. Bu çalışma sırasında depremzedelerden ve arama - kurtarma çalışmalarına katılanlardan 40 binden fazla mesaj toplandı. 2011 yılında meydana gelen Fukuşima felaketinden sonra ise crowdmapping sitesi "sinsai.info", bölgedeki radyasyon tehlikesi konusunda bilgilendirici bir rol oynadı.

Çin'de bulaşıcı hastalık uygulaması

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Kuzey Carolina Üniversitesi'nden Profesör Joseph Tucker, kitlesel bilgilendirmenin önemini vurguluyor. Tucker Çin'in Guangzhou kentinde, eşcinsel erkeklerin yakalandıkları cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili bir web platformuna danışmanlık yapıyor.

Joseph Tucker şunları kaydediyor: “Çin'de ve dünyanın her yerinde AIDS ya da frengi gibi hastalıkların bulaşması konusunda eşcinsel erkekler özellikle tehdit altında. Ancak buna karşılık düzenli olarak kontrollerden geçmiyorlar. Bu risk grubuna ulaşmak için kabul edilebilir bazı yollara ihtiyacımız var. Sosyal medya örneğin nerelerde nasıl kontrolden geçebilecekleri gibi hususlarda bilgilendirmek açısından son derece elverişli. Sosyal medya bu erkekleri HIV testi yaptırmaya teşvik edebilir.”

Anketlere göre milenyum kuşağını oluşturan gençler arasında sosyal medya kullanımı yüzde 75'leri buluyor. Üçte birlik bir kesim günlük haberleri Facebook ve Twitter benzeri sosyal ağlardan takip ediyor. Rakamlara bakıldığında kamu sağlığı çalışmalarında hem veri toplanması hem de yardım faaliyetlerinin organize edilmesi açısından sosyal medya geniş olanaklar sunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Lydia Heller / Ercan Coşkun

Editör: Hülya Schenk