Somali’de siyasi çözüm şart
18 Aralık 2008Andrew Mwangura oldukça cesur bir uzman ve şu sıralar Somali açıklarında faaliyet gösteren deniz korsanları ile ilgili haberlerde görüşüne en fazla başvurulan Afrika danışmanı. Mwangura, Somalili korsanların el koyduğu Ukrayna bandıralı şilepteki taaruz tankları ve silahların iddia edildiği gibi Güney Sudan'a değil Kenya'ya ait olduğu konusundaki açıkmalardan şüphe duyduğunu açıkça dillendirmekten çekinmemişti.
Peki bu konunun Almanya'nın Somali açıklarına muharip güçler göndererek, bölgeyi korsanlardan temizleme planıyla ne ilgisi var? İlgisi şu: Mwangura, Ukrayna şilebindeki tanklara ilişkin görüşünü açıkladığı gün, bölgeye uluslararası bir güç göndermekle sorunun üstesinden gelinemeyeceğini de açıkça dile getirmişti. Andrew Mwangura bu sözleri ile Kenyalıların yarasını kaşıdı, zira Kenya bandralı gemiler de korsanlar nedeniyle son dönemde oldukça büyük sıkıntı yaşıyor.
“Afganistan turistlerine güvenlik desteği”
Somalili korsanlara karşı mücadele başarılı olur, üstelik bunu NATO ya da deniz haydutlarına karşı oluşturulan uluslararası birlik başarabilir, fakat kurnaz korsanlara karşı başarılı olunabilmesi için yardımların Kenya'nın Mombasa limanına ulaşması gerekiyor. Bu durum ise oldukça zor görünüyor, çünkü korsanlar faaliyet gösterdikleri bölgeyi zamanla güneye doğru kaydırıyorlar. Somali açıklarına gönderilecek Alman deniz kuvvetlerinin ise o bölgeye uzanması, güneyde görev yapması yasak.
Bu yüzden halen sürdürülen, korsanlarla mücadele planları kısa vadeli çözümler içeriyorlar. Alman Gemiciler Birliği, bölgede görev yapacak deniz kuvvetlerinin gemilere eskortluk etmesini talep ediyorlar. Bu mantıktan yola çıkılırsa yakında Afganistan'a giden çevreci turistler için de güvenlik desteği talep edilmesi gündeme gelebilir.
Somali'nin ihtiyacı olan şey ise sadece karasularında güvenliği sağlayacak muharip birlikler değil. Bu ülkedeki sorunların çözümü için siyasi adımlar şart. Üstelik Somali'nin içinde bulunduğu bir çok sorun bögenin özel durumuna dayanan siyasi sorunlar. Bunun için çözüm planının da bu özellikleri dikkate alarak hazırlanmış olması gerekiyor.
Somali'de yaşanan siyasi sorunların başkahramanı politikacılar. İktidara gelen politikacılar ve savaş beyleri ülkeyi 1991 yılından bu yana taş devrine geri götürdüler. Özellikle de Devlet Başkanı Abdullahi Yusuf. Bir savaş çığırtkanı olan Yusuf, yıllardır Birleşmiş Milletler’i (BM) de parmağında oynatıyor.
Batı'ya duyulan öfke bumerang oldu
Somalili politikacılar dışında uluslararası toplumun da bölgedeki sorunların tırmanmasındaki payı büyük. 90'lı yılların başında Amerikan güçlerinin misyonunun başarısız olmasından sonra uluslararası toplum yapıcı ve çözüme yönelik hiç bir adım atmadı. Adım atmadığı gibi ülkede iktidara gelen savaşlar çığırtkanı kimi politikacıların fakir Somali köylerini bombalamasına Batı'nın hiç bir tepki göstermemesi halkın antipatisini doğurdu. Bunun dışında Rus, Çin ve İspanyol gemilerinin Somali'nin balık rezervlerini tüketmesi sonucu bir çok yerli balıkçı tek gelir kaynağını da yitirmiş oldu. Ekmeği elinden alınan bir çok Somalili balıkçı şimdilerde ayaklarında terlikleri ile deniz korsanını oynuyor. Buna İtalya'dan gelen tehlikeli atıkların denizi ve çevreyi kirletmesi eklenince Batı'ya duyulan öfke bumerang gibi geri dönüyor.
ABD, Somali'deki deniz korsanları sorununun BM Güvenlik Konseyi'ne taşıdı ve karada da görev yapacak askeri gücün oluşturulması kararı alındı. Bu adım da övgüye değer, ama asıl yapılması gereken Afrikalı Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi'nin de talep ettiği gibi beceriksiz Somali hükümetine ültimatom vermek ve onları bölgedeki barış müzakerelerine bağlayıcı şekilde dahil etmek. Cibuti'de hazırlanan son barış planı buna temel oluşturabilir.