"Almanya'da aşırı sağla mücadele siyasette ilk madde olmalı"
15 Ocak 2024Almanya'da göçmenlerin geri gönderilmesi gündemiyle gizli bir toplantının yapıldığının ortaya çıkması üzerine yaşanan tartışmalar sürüyor. Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi sempatizanları tarafından düzenlendiği ileri sürülen gizli toplantıyı değerlendiren Almanya Türk Toplumu Derneği (TGD) Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu, "Almanya'da aşırı sağla mücadele siyaset gündeminin birinci maddesi yapılmalı" dedi.
DW Türkçe'ye konuşan Sofuoğlu, Almanya'da aşırı sağın yükselişi konusunda uzun yıllardır siyasileri uyardıklarını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını söyledi.
"Özellikle Pegida (Batının İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) gibi ırkçı hareketlerin ortaya çıkmasından sonra uyarılarımızı daha da belirgin hale getirdik, ama bu ırkçı hareketler küçük gruplar, bireysel gösteriler olarak değerlendirildi ve önemsenmedi. Şimdi geldiğimiz noktadan bakınca, AfD'nin doğu eyaletlerinde birinci parti olduğunu, pek çok eyalette de parlamentolarda temsil edildiğini görüyoruz. Hatta daha da vahim olanı, büyük siyasi partilerin siyasetlerini bu partiye göre biçimlendirme gayretine girdiklerini görüyoruz. Bu çok kötü bir durum" diye konuşan Sofuoğlu, gizli yapılan toplantıdan sonra bu tehlikenin daha da belirgin hale geldiğini kaydetti. Sofuoğlu, "Bunların, sıradan bir siyasi parti olmaktan ziyade, Almanya'ya ilişkin çok farklı düşünceleri olan, büyük bir zihniyet olduğu artık resmen ortaya çıkmış oldu" dedi.
"Bıçak kemiğe dayandı"
Correctiv isimli araştırmacı gazetecilik ağı tarafından ortaya çıkarılan gizli toplantının Almanya'da demokrasinin uzun bir zamandır ne kadar büyük bir tehdit altında bulunduğunu ortaya koyduğunu ifade eden Almanya Türk Toplumu Başkanı, "Artık bıçak kemiğe dayandı denilecek duruma gelindi. Çünkü toplantıya bazı önemli politikacıların ve uzun süre kamuda yöneticilik yapmış kişilerin de katıldığı söyleniyor. Bunlar, üzerinde durulması gereken son derece vahim belirtiler" dedi.
Almanya'nın Potsdam kentinde geçen Kasım ayında düzenlenen buluşmada göçmenlerin kitleler halinde geri gönderilmesinden "Remigration" (tersine göç) olarak söz edilmesini doğru bulmadığını ifade eden Sofuoğu, remigration kavramıyla aslında deportasyona işaret edildiğini savunarak, "Kavramları doğru kullanmakta yarar var. Aksi halde olayın ciddiyetini ortaya koymamış olursunuz. İnsanları zorla, trenle, uçakla bir yerden başka bir yere göndermektir bu. 1933-1945 yılları arasında yaşandı maalesef. Şimdi göçmenlerle birlikte zikrediliyor olması beni endişelendiriyor doğrusu" diye konuştu.
"Alman toplumu tepkili"
Gizli toplantının ortaya çıkmasının Alman toplumunda büyük çaplı tepkilere yol açtığını, insanların gösterilerek düzenleyerek bu tepkilerini dile getirdiklerini vurgulayan Gökay Sofuoğlu, şöyle konuştu:
"Alman toplumuna, kiliselere, sivil toplum kuruluşlarına ve sendikalara çağrımız, Alman toplumunda demokrasi bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmaları. Tehlikenin her kesim tarafından ciddiye alınması lazım. Yasal sürecinin daha ciddi bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Anayasayı Koruma Örgütünün daha etkili bir takibat yapması gerekiyor. Müslümanlara saldırırken sadece Müslümanların, Yahudilere saldırılırken sadece Yahudilerin, siyahlara saldırılırken sadece siyahların bunu mesele etmesi yanlış. Toplumun bütününün meselesi olarak ele alınması gerekiyor. Siyasetin daha cesaretli olması gerekiyor ve özellikle Sosyal Demokrat Parti ve Yeşillerin daha cesaretli olması gerekiyor. Almanya'da aşırı sağla mücadele siyaset gündeminin birinci maddesi yapılmalı."
Türkiye kökeni STK'lara eleştiri
Almanya'da Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşlarının bir çoğunun artan ırkçılık tehlikesini yeterince fark edemediğini de dile getiren Sofuoğlu, özellikle dini çatı kuruluşlarının Türkiye merkezli faaliyetler yapmalarını eleştirdi.
Sofuoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Maalesef Almanya'daki Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşlarının çoğu bu tür gelişmelerden haberdar bile değil. Yönlerini tamamen Türkiye'ye çevirmiş durumdalar ve yanı başlarında neler olup bittiğini görmüyorlar, ilgilenmiyorlar. Özellikle Türkiye siyasetine odaklandıkları için Alman siyasi çevrelerinde olup bitenlerden de habersizler. Burada Türk toplumunun veya göçmen toplumlarının bu tür konulara daha duyarlı olmaları için farklı çalışmalar yapmak gerekiyor. Çünkü bizim çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği bu ülkede. Ve bu, ülkede demokrasinin güçlü olmasıyla mümkün olabilir sadece.”
DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?