Silivri'den sonra Cumhuriyet'e ilk ziyaret
10 Mart 2018Cumhuriyet çalışanlarının yargılandığı davanın Silivri'de dün görülen altıncı duruşmasında tahliye edilen Murat Sabuncu ve Ahmet Şık bugün gazeteleri Cumhuriyet'i ziyaret etti. Murat Sabuncu, her hafta gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri'nin eylemine katıldıktan sonra gazeteye geldi. Sabuncu, "Cumartesi Anneleri'nin yanından geliyorum, hepinize selamları var” dedi.
Murat Sabuncu, dokuz ay boyunca tecritte kaldıklarını, dayanışma sayesinde iyi olduklarını belirterek "Hiç yalnız kalmadık. Her gün ziyaretimize bir avukat geldi. Dayanışmanın yeri bambaşka. Nefes oldunuz” diye konuştu. Sabuncu, Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay'ın serbest bırakılmaması nedeniyle burukluk ve eksik bir sevinç yaşadıklarını dile getirerek "Türkiye'de ilk hedef değiliz, umarım ki son hedef oluruz. İçeride hala pek çok gazeteci, milletvekili, hak savunucusu var... Biz çıktık diye bu zulüm bitmiş değil” dedi.
"Sessizliğin sesi olduğuna inanıyorum”
Sabuncu'nun ardından konuşan Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık da tutuklanmalarına siyasetin karar verdiğini ifade ederek tutuklanırken de serbest bırakılırken de ortada hukuki bir kararın olmadığını söyledi. Medyanın susturulmasının toplumun susturulması olduğunu belirten gazeteci Şık, "Türkiye bir hukuk devleti değil. Bir kenara çekilmiş, izleyen kitleye sesleniyorum. Sessizliğin sesi olduğuna inanıyorum. Ben o sesi duymak istiyorum. Bu iktidar elbet gidecek ama biz kalan Türkiye'de yaşayabilecek miyiz? İnsanlar bunu kendilerine sorsunlar” dedi.
Tutuklu kaldıkları sürenin nasıl geçtiği sorusuna yanıt veren Ahmet Şık, cezaevi koşullarının insani olmadığına dikkati çekerek "Tecritin ne olduğunu öğrendim. İşkenceye gerek yok, cezaevinin kendisi işkence artık. Cezaevlerinde insani hiçbir şey yok. Bu ülkenin hayatında Silivri diye gerçek var” diye konuştu. Son dönemde yaşanan gözaltı ve tutuklamalara da değinen Şık, "FETÖ adı altında mücadele yürütülüyor. Onun bahanesiyle herkes hapsediliyor. Türkiye'nin üçüncü büyük partisinin iki eş başkanı, siyasetçiler, öğrenciler, hukukçular cezaevinde. Savaşa hayır diyen çocukları tutukluyorlar” dedi.
Ahmet Şık, tutuklanmalar ile bir ibret dalgası yaratılmaya çalışıldığını savunarak "Bu ülkede iktidarın hakikatle derdi var. Yüzyılın Türk yalanı, yargı bağımsızlığıdır. İktidar yaptığı yalanın dolanın kimseye aktarılmasını istemiyor. Bunun için uğraşan herkes hedefte” diye sözlerini sürdürdü. Şık içeride oldukları süre boyunca dayanışma gösteren meslektaşlarına ve avukatlara teşekkür etti.
"Adalet, eşitlik, özgürlük diliyoruz”
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Erdal Atabek de mutlu ancak Akın Atalay'ın aralarında olmaması nedeniyle eksik olduklarını dile getirdi. Cumhuriyet gazetesinin mücadelesinden vazgeçmeyeceğini söyleyen Atabek, "Hapiste yatmak mücadelenin parçasıdır. Kendini güçlü sananlar güçlü değildir. Geri kalanın kendini güçsüz sanmasından kaynaklanan bir yanılgıdır” diye ekledi.
"İyi ki doğdun Akın Atalay” dövizleri tutan Cumhuriyet çalışanları ve aileleri, Sabuncu, Şık ve Atabek'in konuşmalarının ardından bugün doğum günü olan Akın Atalay için pasta kesti. Ahmet Şık pasta kesilirken, adalet, eşitlik ve özgürlük diledi.
Burcu Karakaş / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe