Seçim gözlemcisi: 'Türkiye'de ne işiniz var' dediler
17 Nisan 2017Türkiye'nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin referandum için Türkiye'ye gönderdiği 23 kişilik heyette yer alan Alman Sol Parti milletvekili Andrej Hunko, Diyarbakır ve Mardin'deki seçim gözlem çalışmalarının polis tarafından engellendiğini açıkladı. Türk hükümetinin daveti ve üzerlerindeki resmi kimliğe rağmen sandıktan uzaklaştırıldıklarını belirten Hunko, Avrupa Konseyi'nin müdahalesi üzerine görevlerine dönebildiklerini söyledi.
DW Türkçe: Cuma gününden bu yana Avrupa Konseyi'ne bağlı 23 kişilik seçim gözlem heyetinin üyesi olarak Türkiye'desiniz. Diyarbakır ve Mardin'de Türk polisi tarafından çalışmalarınızın engellendiği suçlamasında bulundunuz. Tam olarak neler yaşandı?
Hunko: Türk hükümetinin davetlisi olarak seçimleri gözlemlemek üzere buradayız. Bu davet Türkiye'nin her köşesi için geçerli. Yani nereye isterseniz oraya gidebilirsiniz. Ben Avusturyalı parlamenter Stefan Schennach ile birlikte Diyarbakır'a gittim. Seçimleri gözlemlemeye başladık. Önce her şey sakindi. Diyarbakır'ın Sur ilçesinde aşırı bir polis yoğunluğu vardı, ağır silahlara sahiplerdi. Tabancalarla sivil polisler sandık mahalinde dolaşıyordu. Orada durdurulduk.
DW Türkçe: Sandık mahalinde miydiniz, dışarıda mı?
Hunko: Hayır, dışarıda okul bahçesindeydik. Okul kapısının önünde durdurulduk, bize içeri giremeyeceğimiz söylendi. Orada yarım saat tartıştık, resmi kimliklerimizi gösterdik ama işe yaramadı ve dışarıya atıldık. Sonra şehre indik. Bir saati aşkın bir süre sivil polisler bizi takip etti. Avrupa Konseyi'ni arayıp bilgilendirdik. Onlar da Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ile irtibata geçti ve iki saatlik aradan sonra çalışmamıza devam edebildik. Ardından köyler üzerinden Mardin'e vardık. Oyların sayımı safhasında yine aynı şeylerle karşılaştık. Sandık mahaline girdik, gözleme başladık ki oradaki amir tarafından dışarı çıkarıldık.
DW Türkçe: Polis bu duruma ne gerekçe gösterdi? Sonuçta resmi kimliklere sahiptiniz. Size ne dediler?
Hunko: 'Niye Almanya'daki ya da Avusturya'daki seçimleri gözlemlemiyorsunuz, Türkiye'de ne işiniz var' gibi hoş olmayan sözlerle karşılaştık. Türk kökenli tercümanımıza da kaba bir şekilde 'Bunları buraya siz mi getirdiniz?' diye sordular. Emniyet'te yarım saat oturduk, sonunda Diyarbakır Emniyeti'ne ulaşabildiler. Kim olduğumuzu anlattık, ardından oy sayımını gözlemleyebildik. Ama başını kaçırmış olduk.
DW: AGİT gözlemcileri gibi Avrupa Konseyi heyeti de Türk hükümetinin daveti üzerine Türkiye'ye geldi, değil mi?
Hunko: Evet, hatta AGİT'e göre bizimki daha kapsamlı yetkiye sahip. Avrupa Konseyi yönetmeliklerine göre bizim aslında davete de ihtiyacımız yok. Türkiye Avrupa Konseyi üyesi ve Konsey kurallarına göre üye ülke davet olmasa bile seçimleri istediğimiz yerde gözlemleyebilmemizi garantilemek zorunda. Kaldı ki bizim de AGİT gibi Türk hükümetinden davetimiz vardı.
DW: Avrupa Konseyi heyeti de AGİT de bugün referanduma ilişkin geçici raporlarını açıklayacak. Konsey'in nihai raporu ne zaman açıklanacak?
Hunko: Avrupa Konseyi raporunun Nisan ayı içinde sunulacağını tahmin ediyorum. Nisan'ın son haftasında Strasbourg'da Parlamenter Meclisi oturumu var. O zamana kadar raporu tamamlayacağımızı düşünüyorum. Ama her halükarda Nisan ayında Türkiye'nin yeniden denetim mekanizmasına dâhil edilmesi konusu da karara bağlanmış olacak. Biliyorsunuz Türkiye 2004 yılında denetim mekanizmasından çıkarılmıştı. Bunun nedeni Parlamenter Meclisi'nin Türkiye'deki durumun düzeldiğine yönelik görüşüydü. Denetim Komisyonu (Mart ayında) Türkiye'nin yeniden mekanizmaya dâhil edilmesini kararlaştırdı. Yani artık hukuk devleti, demokrasi, insan hakları dâhil olmak üzere çok daha yoğun bir gözetim söz konusu. Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez denetim mekanizmasından çıkarılmış bir ülke yeniden denetime alınmış oluyor. Bu konuyla ilgili karar Nisan sonunda verilecek ve tabii ki seçim gözlemleriyle ilgili rapor da bu kararda etkili olacak.
© Deutsche Welle Türkçe
Beklan Kulaksızoğlu