1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

EU Asyl Migration

5 Mayıs 2011

AB Komisyonu, serbest dolaşımın askıya alınması yetkisinin üye ülkelere değil, AB'ye ait olmasını öngören bir plan sundu. Vize politikasının AB’nin göç ve uyum politikalarıyla daha sıkı bağlantılandırılması isteniyor.

https://p.dw.com/p/1197Q
Fotoğraf: AP

Geçtiğimiz haftalarda, İtalya’nın Kuzey Afrika’dan gelen mültecilere Schengen vizesi vermesinin ardından Fransa, İtalya’dan gelen trenleri göçmenlerin girişini önlemek için sınırda durdurarak kontrol etmişti. Bu gelişme, AB içinde sınır kontrollerini kaldıran Schengen Antlaşması konusunda tartışmalara yol açtı. Özellikle Fransa ve İtalya, Schengen’in bazı durumlarda askıya alınıp sınır kontrolleri yapılabilmesini talep ediyor.

AB Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, Avrupa’nın mülteci ve göçmen politikasının zorlu bir sınav sürecinde olduğuna inanıyor. Malmström, Avrupa’nın, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini’nin ifade ettiği gibi, tarihî bir göç dalgasıyla karşı karşıya olduğunu düşünmese de, kontrolsüz göç akınına karşı duyulan korkunun giderek arttığının ve bu konunun aşırı sağcılara malzeme sağladığının bilincinde. AB Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi, sınır kontrollerinin artırılmasının tek başına işe yaramayacağını belirtiyor.

Malmström, “AB Komisyonu'nun belgesi, göçmen sorununu kapsamlı bir biçimde ele alıyor çünkü bunların hepsi birbiriyle bağlantılı: Etkin bir sınır güvenliği olmadan vize politikası olamaz. Eğer mantıklı bir iade ve geri kabul politikamız yoksa kaçak göç sorunu da çözülemez. Adil ve etkin bir ortak mülteci politikası olmadan, uluslararası koruma da sağlayamayız. Uyum teşvik edilmedikçe yasal göçte de başarılı sonuçlar alınamaz" diyor.

Ortak mülteci ve göç politikası hedefi

AB, ortak bir Avrupa mülteci ve göç politikası hedefinden hâlâ çok uzakta. Hatta son dönemde yaşanan gelişmeler, üye ülkelerin pek çok alanda kontrolü kendi ellerine almak istediklerini gösteriyor. İtalya birkaç hafta önce, Kuzey Afrika'dan gelen mültecilere Schengen vizesi verince, komşu ülke Fransa göçmenleri içeri sokmamak için sınırda trenleri durdurmuştu. Oysa Schengen Antlaşması’na göre, Schengen üyesi ülkeler arasında rutin sınır kontrolleri artık öngörülmüyor.

Malmström, Schengen sisteminin zayıflatılmasına hiçbir şekilde izin verilemeyeceğini söyledi: “Schengen, koruyup savunmamız gereken olağanüstü bir kazanım. Tabii ki daha iyi değerlendirme, uygulama ve değişikliklerle daha iyi hale getirilebilir. Schengen’in belirli durumlarda askıya alınması yönünde bir mekanizmanın hayata geçirilmesi imkanını gözden geçireceğiz. Ancak bu sıkı koşullara bağlanıp, Avrupa düzleminde denetlenmeli.“

Kamu düzeni için tehdit gören ülkeler sınırları kontrol edebiliyor

Şu anki uygulamada zaten bir üye ülke, kamu düzeni için bir tehdit gördüğünde, belirli sınır bölgelerini geçici olarak kontrol edebiliyor. Örneğin önemli bir karşılaşma öncesi futbol holiganlarının seyahatini engellemek için. Ancak kamu düzeninin ne zaman tehlikede olduğuna üye devletler tek başlarına karar veriyor.

Malmström, Schengen Antlşaması'nın geçici olarak askıya alınmasıyla ilgili yeni bir düzenlemeye gidilmesi durumunda kararın AB düzleminde alınmasını istiyor. Schengen düzenlemelerinde yapılacak herhangi bir değişikliğin ise AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Böyle bir süreç, uzun ve karmaşık olarak nitelendiriliyor çünkü Schengen sistemi Avrupa entegrasyonunun en merkezî öğelerinden biri.

Göçmenlerin Avrupa'ya katkısı

Malmström, AB dış sınırlarında güvenliğin de güçlendirilmesini istiyor. Ancak özellikle şu anda Kuzey Afrikalı mültecilerle bağlantılı olarak Avrupa’nın 'açık' olmasının önemini vurguluyor.

Malmström, “Sınır güvenliği, bir Avrupa kalesi kuracağımız anlamına gelmiyor. İnsanların AB içinde uluslararası koruma aramaları her zaman için mümkün olmalı. AB’yi kesinlikle ihtiyacımız olan iş göçüne de açık tutmalıyız. Göçmenler Avrupa ekonomisi ve kültürüne önemli bir katkı sağlıyorlar. Yeni istihdam yaratıp, yeni fikirler ve yenilik getiriyorlar. İş dünyasında kendimizin kapatamadığı boşlukların kapatılmasına katkıda bulunuyorlar. Ayrıca toplumlarımızda yaşadığımız demografik sorunların üstesinden gelinmesine yardımcı oluyorlar" ifadelerini kullanıyor.

Gelecek hafta, Brüksel’de AB İçişleri Bakanları Konseyi, bir özel oturumda bir araya gelerek Malmström’ün önerilerini masaya yatıracak.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu