Rusya'nın nükleer enerji sınavı
18 Temmuz 2011Rus Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, video blogunda başarı öykülerine yer veriyor. Çünkü hâlâ nükleer enerjiden medet uman bir çağın zihniyetine sahip. Öyle ki, şirket nükleer enerjiden çıkış yollarının arandığı bir dönemde, nükleerle çalışan bir tren geliştirme hazırlığında. Oysa Rosatom’un daha dikkatli atılımlar yapmasını gerektirecek bir geçmişi bulunuyor. Nitekim şirketin Sovyetler Birliği dönemindeki idaresi, son derece bilindik felaketlere sebebiyet vermişti. En çok bilinen felaket ise bugün dahi yaraları sarılamayan Çernobil. O dönemde, Sovyetler Birliği ve baştaki yönetim felaketin sorumluları arasında gösterilmişti.
Devlet mi özel teşebbüs mü?
Yaklaşık 250 bin çalışanı bulunan dev şirket Rosatom'un kime ait olduğu konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Rosatom, bir devlet kurumu mu, özel teşebbüs mü, yoksa kamu teşebbüsü mü? Nükleer teknoloji araştırma geliştirme çalışmaları yapan şirketin resmî internet sitesinde bu konuya ilişkin net bir ibare yer almıyor. Buna karşılık, Rosatom ile ilişiği bulunan ve aralarında devlete bağlı araştırma şirketleri ve özel kuruluşların bulunduğu yaklaşık 69 müessesenin yer aldığı liste dikkat çekiyor. Rus şirket kendisini, nükleer tesislerin gelişimi konusunda faaliyet gösteren, nükleer enerji ve (radyoaktif) ışın güvenliğini sağlayan ve nükleer silahlar konusunda temel araştırma yapan bir şirketler topluluğu olarak tanımlıyor.
Rosatom’un iç yapısını (işleyişini) anlamayan ya da tehlikeli olmadığını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Yolsuzlukla mücadele alanında çalışan sivil toplum kuruluşu Uluslararası Şeffaflık Örgütü şirketin bu yapısının, yolsuzluk ihtimalini artırdığı görüşünde. “Rosatom, defalarca adını değiştirdi. Önceleri Nükleer Enerji Kullanma Komitesi, ardından Nükleer Enerji Bakanlığı adı altında faaliyet gösterdiler. Şimdi ise ‘Devlet Kurumu’ adını aldılar” şeklinde konuşan nükleer enerji uzmanı Andrey Ozharovskiy de şirkete ilişkin şüphelerini dile getiriyor.
Rosatom’un özel mi yoksa devlet kuruluşu mu olduğu konusunda açık kapı bırakması, şirkete çeşitli avantajlar sağlıyor. Zira şirket örneğin nükleer atıkların imhası söz konusu olduğunda topu devlete atarak, devletten destek bekliyor. Ancak iş, nükleer enerji santrallerinin işletilmesine geldiğinde, özel bir teşebbüs oldukları belirtilerek, kâr odaklı faaliyet gösterdikleri vurgulanıyor. Bu nedenle de reaktör güvenliği ya da yabancı ülkelerden sağlanan gelir sorulduğunda, şirket bilgilerinin gizliliği öne sürülerek, cevaptan kaçınılıyor.
“Güvenlik önlemleri yetersiz”
Doğu Avrupalı çevrecileri bir araya getiren “Sürdürülebilirlik için Kuzey İttifakı” adlı bağımsız organizasyon için çalışan nükleer enerji uzmanı Andrey Ozharovskiy, Rosatom’ın işlettiği nükleer santralleri yakından takip ediyor. Özellikle de ülkenin kuzeybatısındaki eski Kolskaya santralini. Santrallerin 1973 ve 1974 yıllarında faaliyete geçtiğini belirten uzman, aslında işletim sürelerinin yaklaşık 8 yıl önce dolduğunu, ancak buna rağmen faaliyetlerinin sürdüğünü söylüyor. Ozharovskiy, santral için yıllar önceki şartlar doğrultusunda öngörülen azami enerji üretiminin yaklaşık yüzde 7 oranında artırılarak, 440 megawattan 470 megawatta çıkarıldığını da belirtiyor. Nükleer enerji uzmanı, zaten güvenlik standardı düşük olan santralin reaktörler üzerinde oluşan baskı ve sıcaklık artışı nedeniyle tehlike yarattığına dikkat çekiyor.
“Rosatom kendinden emin”
Kolskaya santralindeki reaktörlerde güvenlik önlemlerinin yeterli seviyede olmamasına karşın, Rus şirket santralin işletim süresinin uzatılmasında bir sakınca görmüyor. Şirket internet sitesinde, yoğun modernizasyon çalışmaları sonrasında santralin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun şartlarını karşılayacak seviyeye geldiği açıklamasına yer veriyor. Şirkete ait farklı bir belgede ise santralin üretim kapasitesinin artırıldığına yer verilirken, bu artışın hangi ölçüde olduğuna dair bir ayrıntı göze çarpmıyor.
Andrey Ozharovskiy, Rusya'da güvenlik önlemleri yetersiz olan tek santralin Kolskaya olmadığını da sözlerine ekliyor. Sadece şubat ayında, 11 gün içerisinde beş nükleer santralin faaliyetlerine meydana gelen arızalar nedeniyle ara verilmek zorunda kalındı. Ancak buna rağmen Rosatom bildiğinden şaşmıyor. Pek yakında Kuzey Buz Denizi'nde yüzen bir platform üzerine bir nükleer santral konuşlandırılması planlanıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Achim Nuhr / Çeviri: Gezal Acer
Editör: Başak Özay