Rusya-Ukrayna krizi Türkiye'yi nasıl etkiler?
27 Ocak 2022Türkiye bir taraftan ağır kış şartlarıyla mücadele ederken, diğer taraftan İran’dan gelen doğal gazın kesilmesiyle ortaya çıkan sorunla karşı karşıya. Doğal gaz tedarikinde yaşanan bu sıkıntının yansımaları kendisini ilk olarak ağır sanayide göstermeye başladı.
İran’ın teknik arızayı gerekçe göstererek gaz akışını durdurmasıyla Türkiye'deki sanayi bölgelerinde kullanılan doğal gazın yüzde 40 kısıtlanması ve üç günlük elektrik kesintisi uygulanması gündeme gelmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün gece yaptığı açıklamada, İran'dan gaz akışının 10-15 gün içinde devam edeceğini belirtti.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) Sözcüsü İbrahim Ahmedov da Türkiye'ye doğal gaz ihracatını artıracaklarını bildirdi.
Peki İran gazı ile ilgili bu sorun halen devam ederken, Rusya-Ukrayna geriliminin sıcak çatışmaya dönme ihtimali Türkiye'yi enerji kaynakları açısından nasıl etkiler? Böyle bir durumda enerji sıkıntısının derinleşip derinleşmeyeceğini, nasıl bir politika takip edilmesi gerektiğini uzmanlara sorduk.
Rusya gazı keser mi?
Rusya’ya doğal gaz açısından olan bağımlılık sadece Türkiye’yi değil Avrupa başta olmak üzere çoğu ülkeyi endişelendiren bir husus.
Doğal gaz ihtiyacının tamamına yakınını dışarıdan alan Türkiye, 2020 yılında 48,1 milyar metreküp doğal gaz tüketti. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu verilerine göre bunun yüzde 33,6’lık oranı Rusya'dan sağlandı.
Türkiye halen Rusya’nın yanı sıra İran, Azerbaycan ve Cezayir’den uzun dönemli kontratlarla gaz almakta. Türkiye’ye Ukrayna üzerinden gelen hiç gaz bulunmuyor ve Rus gazı doğrudan Rusya’dan geliyor.
Peki dünyadaki önemli doğal gaz tedarikçilerinden biri olan Rusya, olası bir savaş durumunda gazı keser mi? Uzmanlara göre daha önce buna benzer bir durum yaşanmadı.
DW Türkçe’ye konuşan GazDay Enerji Genel Müdürü Mehmet Doğan, doğal gaz tedarikinde Rusya gazı kesmediği sürece Türkiye açısından bir sıkıntı söz konusu olmayacağını söylüyor. Ancak Rusya’nın düşük ihtimal de olsa gazı kesmesi durumunda halen çok pahalı olan gaz fiyatları daha da yükselebilir.
Doğan, Rusya’nın gazı kesmesi durumunda yaşanacakları şöyle açıklıyor:
"Keserse gazsız kalırız. En kötü senaryoyu konuşuyorum; diyelim yaz aylarında sorun büyüdü ve Rusya gazı kesti, yazın bize bir şey olmaz ama fiyatlar artar. Çünkü Rus gazı ucuz, yerine pahalı LNG almak durumunda kalırız. Rus gazı kışın kesilirse hiçbir şey yapamayız. Yani hiçbir şansımız olmaz. Dayanamayız.”
Uzmanlar Rusya’nın sadece Türkiye için değil genel olarak da gazı kesme ihtimalini yüksek görmüyor. Çünkü Rusya doğal gaz sağlayıcısı olmayı bir çeşit itibar olarak görmekte ve şimdiye kadar bunu siyasi bir koz olarak hiç kullanmamış.
Doğan, bunu şu örnekle açıklıyor:
"Daha önce bunun yaşanmışlığı yok. Yani ülkeler arası gerginlikte Rusya gazı kesmiyor. Uçak krizinde dahi Rusya ile aramızda doğal gaz anlamında hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Son zamanlardaki belki en ciddi kriz uçak kriziydi, orada bile bir kriz yaşamadık.”
Yardım: “Fiyatların artma riski var”
DW’ye konuşan BOTAŞ Eski Genel Müdürü Gökhan Yardım da Rusya ile mevcut kontratlarda bir sıkıntı yaşanmayacağını belirtiyor.
Ancak çatışma ya da savaş durumunda spot LNG piyasasında sıkıntılar yaşanabileceği ve LNG sevkinin farklı bölgelere dönebileceğine işaret eden Yardım, Türkiye için asıl riski ise fiyatların yükselmesi olarak görüyor. Yardım bu riski şöyle anlatıyor:
"Dünyanın herhangi bir yerinde sıkıntı olduğu zaman fiyatlar bundan etkileniyor. Çünkü spot LNG fiyatlarında, Hollanda’daki TTF fiyatları baz alınıyor. Çatışma durumunda bu yükselir. İkincisi de Rusya’dan aldığımız gazın fiyat formülüne bu spot fiyatların dahil edildiği ifade edildi ve bu bilgi de yalanlanmadı. Dolayısıyla spot fiyatları artarsa ve bu artış devam ederse o zaman Rusya’dan aldığımız gazın fiyatı da artar.”
Elektrik üretiminde sıkıntı olur mu?
Diğer taraftan yeni bir savaş endişesiyle gaz fiyatlarının yükselme riskinin yanı sıra bu durumun elektrik üretimine yansıması ihtimali de bulunuyor.
Enerji ve diplomasi uzmanı Aydın Sezer, Türkiye'nin enerji sıkıntısıyla karşılaştığında gerek fiyat gerek miktar yönünden ilk olarak sanayiciye ve elektrik üreticilerine yükü paylaştırdığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ya kesiyor ya da fiyatları fahiş miktarda artırıyor. Hane halkı açısından temel risk sanayinin çalışmaması, sanayide elektrik üreten firmaların elektriği yeteri kadar üretmemesi durumunda elektrik kesintileri. Zaten Türkiye’de elektrik fiyatlarına sürekli zam yapılıyor.”
Sezer: "Rusya da Türkiye’ye bağımlı”
Enerji uzmanlarına göre doğal gaz konusunda Rusya ile karşılıklı bir bağımlılık söz konusu.
Doğal gazda Türkiye Rusya’ya bağımlı olduğu kadar Rusya’nın da Türkiye’ye bağımlı olduğuna dikkat çeken Sezer, "Zira Karadeniz’den gazın çıkışını sağlayan stratejik ülke Türkiye. TürkAkım2 projesi doğrudan Avrupa’ya gidiyor. Yani Rus gazını biz Kıyıköy’den teslim alıp Burgaz adasından Avrupa’ya gönderiyoruz” diyor.
Sezer'e göre Ruslar böyle bir riskle karşılaşmak istemez.
Arabuluculuk mümkün mü?
Öte yandan Rusya-Ukrayna geriliminde diplomatik girişimler de sürerken, Türkiye geçtiğimiz günlerde arabulucu olabileceğini ifade etmişti.
Erdoğan da son yaptığı açıklamada, sorunun çözümü yönünde Rus ve Ukraynalı liderlere yaptığı davete dikkat çekerek, “Elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrar söylüyoruz. Zelenski ve Putin’e mesajları ilettim. Her iki ülkenin iyi niyetimizin farkında olduğunu düşünüyorum. İki lideri ülkemizde bir araya getirebiliriz” dedi.
Ancak Türkiye’nin arabuluculuk girişimini çok gerçekçi bulunmuyor. Bu çabanın nafile olduğunu söyleyen Sezer, şöyle konuşuyor:
“Ben Türkiye’nin Rusya’nın Ukrayna ile mi, yoksa ABD ve NATO ile mi sorun yaşadığının tam olarak farkında olmadığını düşünüyorum. Türkiye bir taraf ülke; Batı ülkesi ve Boğazlar’ı kontrol ediyor, Karadeniz’e kıyısı var, Ukrayna’yı NATO’ya hazırlayan ülke, yani biz tarafız.”
Bu arada herkesin ilgisinin Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginliğe çevrildiği bir dönemde Erdoğan’ın 3 Şubat'ta Ukrayna'ya gitmesi bekleniyor. Ziyaret kapsamında iki ülke arasında bazı anlaşmalara imza atılması bekleniyor.
Gülsen Solaker
© Deutsche Welle Türkçe