Ruhsatsız avukatlar: "Keyfi uygulamalar mağdur ediyor"
28 Aralık 2020Darbe girişiminin ardından avukatların maruz kaldığı müdahalelerden biri, ruhsat gaspı. Avukatlık Kanunu 2016’dan beri aynı ama keyfi uygulamalar nedeniyle mağdur olanların sayısı az değil. Türkiye Barolar Birliği’ne göre, en az 1.200’den fazla kişi avukatlık ruhsatı konusunda sorun yaşıyor. "Barış İçin Akademisyenler" bildirisine imza attığı için Anadolu Üniversitesi’nden 2017’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen hukukçu Kasım Akbaş, bu kişilerden biri.
Akbaş, ihraçtan sonra avukatlık yapabilmek için Eskişehir Barosu’na ruhsat başvurusunda bulundu. Baro, Akbaş hakkında anayasal suçlarla ilgili soruşturma olup olmadığını öğrenmek için savcılığa yazı yazdı. “İnsanın hakkında soruşturma olmadığını kanıtlaması diye bir şey kanunda yok” diyen Akbaş için yedi ayın sonunda nihayet savcılıktan cevap geldi. Anayasal suçlama yoktu, bildiriye imza attığı için soruşturma vardı.
Bu durum ruhsat için engel değildi ama baro ruhsat vermeyi reddetti. Akbaş karara itiraz etti ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) itirazını yerinde bulunca ruhsatını aldı. Ancak bu kez Adalet Bakanlığı işlemin iptali için dava açtı. Beş ay avukatlık yaptıktan sonra yürütmeyi durdurma kararı çıkınca ismi baro levhasından silindi.
"Baro, AYM kararını tanımadı"
Kasım Akbaş, "Barış Akademisyenleri" davasından beraat edince bir kez daha ruhsat başvurusu yaptı. Hem baro hem de TBB kabul etti ama bakanlık yine reddetti. TBB kararında direnince Akbaş baroya kaydoldu. Fakat bakanlığın davadan beraat etmesine rağmen KHK ile ihraç edildiğini öne sürmesiyle bir kez daha ruhsat gaspına uğradı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) beraat eden ya da takipsizlik verilen KHK’lı hukukçuların lehine kararı üzerine tekrar ruhsat başvurusunda bulundu. Bu kez de Eskişehir Barosu, AYM kararını tanımadı. Bu uzun sürecin sonunda, mahkeme kararıyla avukatlık ruhsatını elde edebildi. Akbaş, “AYM kararını uygulamayan bir barodan bahsediyoruz. Olağanüstü hal dediğimiz tam da böyle sürekli hale geliyor.” diyor.
"Ruhsat gaspı, masumiyet karinesi ihlali"
Avukatlar Benan Molu ve İdil Özcan tarafından hazırlanan, Tahir Elçi Vakfı tarafından yayınlanan "Ruhsatsız Avukatlar" raporuna göre, KHK ile ihraç edilenler, "Barış İçin Akademisyenler", soruşturma ya da kovuşturma nedeniyle disiplin cezası alanlar ile haklarında devam eden soruşturma ve kovuşturma bulunanların avukatlık yapmaları engelleniyor. DW Türkçe’ye konuşan avukat Benan Molu, "Kullanılmayan maddeler bir anda kullanılmaya ve var olan maddeler madde lafzından farklı olarak yorumlanıp uygulanmaya başlandı" diyor. Ortada ceza ya da mahkumiyet hükmü olmamasına rağmen ruhsat verilmemesinin masumiyet karinesi ihlali olduğuna dikkat çekiyor.
"TBB'nin desteğini eksik buluyorum"
KHK ile ihraç edilenler kamu hizmetinde istihdam edilemiyor. Ancak hukukçular, avukatlığın serbest meslek olduğunu hatırlatıyor. Levent Mazılıgüney, KHK ile ihraç edildiği için ruhsat sorunu yaşayanlardan. "Kardeşime ByLock kullanım isnadı vardı. Bu konunun üzerine gidince kardeşimden önce beni ihraç ettiler" diyor. Avukatlık ruhsatına ilk olarak Ağustos 2018’de başvurduğunu ama başvurusunun TBB tarafından reddedildiğini anlatıyor. Hakkında takipsizlik verilmesine rağmen ret alınca hukuki mücadele başlatan Mazılıgüney, 2019 yılının Ekim ayında ruhsatını alabilmiş ama Adalet Bakanlığı’nın dava açmasıyla ruhsatı iptal edilmiş. AYM’nin KHK’lı hukukçular kararından sonra yeniden baro levhasına yazılmış. Mazılıgüney, TBB’nin tavrını eleştiriyor: "KHK’lılarla ilgili bir çalışma yapıldı ama yayınlanmadı. TBB’nin desteklerini eksik buluyorum."
"Muhalif gençlerin mesleğe başlamaları engellenebiliyor"
"Ruhsatsız Avukatlar" raporunda, avukatlık mesleğine yönelik müdahalelerin üniversitelerdeki muhalif öğrencilerin hak ve özgürlüklerini kullanmamaları konusunda etki yarattığı da belirtiliyor. Avukatlık mesleğinin belli görüşlere sahip kişilerden "arındırılmaya" çalışıldığı, bu durumun aynı zamanda hak ihlallerine karşı mücadelede rol üstlenen avukatların etkisini azaltmaya yönelik bir gayret olduğu savunuluyor. Benan Molu, keyfi uygulamaların hukuk fakültesi öğrencilerinin geleceğini tehlikeye attığını vurguluyor.
"Hakkında dava açılmış öğrenciler endişeli. Avukatlık yerine alternatif iş arayışına girenler var. Bu keyfiyetin en önemli etkilerinden biri, üniversiteden itibaren muhalif olan gençlerin mesleğe başlamalarının engellenebilmesi."
"Baba evinde hayatını geçirmek çok zor geliyor"
Avukatlık ruhsatı alamayanlar, ekonomik ve psikolojik olarak da olumsuz etkileniyor. Rapor için görüşülen kadınlar, başka bir işte çalışma konusunda erkeklere göre daha dezavantajlı olduklarını ve daha fazla mağduriyet yaşadığını düşünüyor. Avukat kadınlar, çevrelerindeki erkeklerin hiçbirinin ekonomik ve sosyal sebeplerle aile evine dönmek zorunda kalmadığını ama kendilerinin ekonomik olarak yeniden ailelerine bağımlı hale gelmenin onları nasıl zor durumda bıraktığını anlatıyor. Evin Kılıç, ruhsatının iptali sonucu işsiz kalmasıyla ilgili olarak, "Hayatımı idame ettiriyordum, ekonomik anlamda özgürdüm. İstanbul’da yaşıyordum. Şimdi babanın evine gidip onun kazandığıyla hayatını geçirmek çok zor geliyor bana" diyor.
"Kendimi geleceksiz hissediyorum"
Viyan Kınalı da genç bir kadın avukat. 2018’de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş. İstanbul Barosu’na staj için başvurduğunda sorun yaşamamış. Ancak ruhsat almakta sorun çeken arkadaşlarını görünce kendisinin de aynı sıkıntıları yaşayacağını tahmin ettiğini anlatıyor. Adalet Bakanlığı’nın, sosyal medya paylaşımları ile ifade ve örgütlenme özgürlüğünü kullanması sonucunda hakkında açılan soruşturmaları gerekçe göstererek olumsuz görüş bildirmesiyle sadece beş ay avukatlık yapabilmiş. Dört aydır avukatlık ruhsatından mahrum ve bu ruhsatsızlık sürecinin ne kadar süreceğini bilemiyor.
"Şu an hukuk fakültesini bitirmiş, stajını yapmış, ruhsat evraklarını usulüne uygun göndermiş ama baro levhasından silinmiş bir avukat olarak hayatıma devam etmekteyim. Kendimi geleceksiz, güvencesiz ve güvensiz hissediyorum."
Burcu Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe