Referandum yarışında gözler sosyal medyada
30 Ocak 2017Türkiye’de başkanlık sisteminin oylanacağı anayasa değişikliği referendumu öncesinde siyasi partiler kampanya hazırlıklarını sürdürürken, sosyal medyada özellikle ünlüler arasında belirginleşmeye başlayan cephelerin sokağa nasıl yansıdığını gözlemlemeye çalıştık.
İstanbul’un Avrupa yakasında İstinye’den Sarıyer’e kadar sahil boyunca konuşmaya çalıştığımız 20’den fazla kişinin çoğu görüş belirtmek istemedi, yalnızca bir kişi fotoğrafının çekilmesine izin verdi. Sokakta kişiler ya da gruplar arasında göze çarpan bir gerilim yoktu. Ancak, konuştuğumuz pek çok kişi gergindi.
İstinye’ye ulaşmak için bindiğimiz taksinin şoförü 31 yaşındaki Mehmet Dönmez, son iki seçimde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) oy verdiğini söyledi. “Ama, referandumda hayır diyeceğim” dedi. Nedeni, ekonomideki kötü gidişatmış. Bir de terör saldırıları nedeniyle endişeli Urfalı taksi şoförü.
Tarabya’da konuştuğumuz Handan, 25 yaşında. Bir markette çalışıyor. Soyadını söylemek istemediğini belirtti. Handan’ın oyu evet. “Gerektiğinde masaya yumruğunu koyabilecek bir lidere ihtiyacımız var. Ki, şu andaki cumhurbaşkanımız da onu yapıyor. ABD deyince geri çekilmiyoruz, sinmiyoruz artık; İsrail deyince sinmiyoruz” dedi. Yanındaki arkadaşı söylediklerini onayladı, ama konuşmayı reddetti.
Cem Cankatar, soğuk havaya karşın sahildeki masalardan birinde eşiyle birlikte kahve içiyordu. 39 yaşında, tornacı. Milliyetçi olduğunu, hayatı boyunca Milliyetçi Hareket Partisi’ne (MHP) oy verdiğini söyledi. “Evete yakınım, hayır hiç değilim” dedi. Başkanlık sisteminde MHP lideri Devlet Bahçeli’ye görev verilirse, evet diyeceğini belirtti. Aksi durumda, sandığa gitmeyecekmiş. Bahçeli için gönlünden geçen içişleri bakanlığı.
"Değişiklikler hakkında kimsenin bilgisi yok"
Naci Ahıs referandumla ilgili fikrini sorduğumuzda balık tutmaya çıkmış, oltasını tamir ediyordu. 65 yaşında, emekli işçi. Anayasa değişikliklerinin halkın çıkar ve istekleri doğrultusunda yapılmadığı görüşünde. Değişiklikler hakkında kimsenin bilgisi olmadığını söyledi, “Bu nedenlerle, hayır diyeceğim” dedi. Sosyal medyadaki kampanyalarla ilgili değil. Medyaya baskı yapıldığını, bazı gazetelerin kapatıldığını, gazetecilerin hapse atıldığını hatırlattı ve ekledi: “Fikrini açıklayınca başı derde giriyor insanların.”
Bir lokantada konuştuğumuz 64 yaşındaki esnafın adını, söylemiş olmasına karşın yazmıyoruz. Anayasa görüşmeleri sırasında Meclis’te yaşanan kavgalardan şikayet etti. “Öteden beri bu millet çok çekti, biz evet kullanacağız” dedi. O sırada 30’larına yakın bir adam araya girdi, “Ne yapıyorsun sen?” diye çıkıştı. “Oğlum” dedi esnaf. Kayıt cihazını gösterdi oğlu parmağıyla, “Kapat abi şunu, ben de evet diyeceğim, ama sevmiyorum böyle şeyleri” dedi.
Az ileride bankta oturan Hüsam Bilgili, 70 yaşında. O da esnaf. Son seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) oy vermiş. “Hayır diyeceğim, bence sandıktan da hayır çıkacak” dedi. “Neyin başkanlığı bu” diye sordu, "her istediğini yapıyorsun zaten, Meclis’ten istediğini çıkarıyorsun.” Bilgili, cumhuriyetin yıkılmak istendiği görüşünde.
Yürüyüş yapan 52 yaşındaki Suat Mert, makina mühendisi. "Anayasanın değişmesi gerekiyor, bizim için hantal kalıyor” dedi. Ancak, henüz değişiklikler hakkında tam bilgisi olmadığı için kararsız olduğunu, ekonomik sıkıntıların bugünlerde kendisini daha çok ilgilendirdiğini belirtti. Mert, sosyal medyada ünlüler tarafından yürütülen evet ya da hayır yolundaki kampanyalara da karşı. Bunu yapacak olanların siyasi partiler olduğu görüşünü belirtti.
Sokakta görüşüne başvurduğumuz kişilerin bazıları, doğrudan sosyal medya kullanıcısı olmasa da, en azından sosyal medyanın basındaki yansımalarından haberdar. İstatistiklere göre, Türkiye’deki 46 milyondan fazla internet kullancısının, en az 42 milyonu sosyal medyada yer alıyor.
"Sosyal medya kullanımı artacak"
Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Özer Sencar, bu nedenle, referandumda her iki tarafın da etkin biçimde sosyal medyayı kullanmaya çalıştığını ve daha da kullanacağını düşünüyor. Ancak, muhalefetin sosyal medyaya daha çok ihtiyacı olduğı görüşünde.
Profesör Sencar, "Çünkü” dedi, “iktidarın medya gücü yüksek. Ama muhalif kesimin sosyal medya dışında yeterli ya da etkin bir medya gücü olduğunu zannetmiyorum. Dolayısıyla, sosyal medyayı kullanması en akıllıca iş olur.”
Türkiye’de 15 Temmuz’daki darbe girişiminden bu yana, 170 civarında muhalif medya organı kapatıldı, 150’ye yakın gazeteci hapiste. Kalanların pek çoğu iktidara yakın addediliyor.
Profesör Sencar, olağanüstü hal koşullarının da hayır propagandası yapmayı güçleştirebileceğini belirtti. "Ama” dedi, “insan zekası önünde her türlü engel çaresiz kalabilir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Kürşat Akyol / İstanbul