Redhack davası: Bir gazeteci tahliye edildi
24 Ekim 2017"RedHack” adlı grup tarafından sızdırılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a ait e-postaları haberleştirdikleri için haklarında "terör örgütü propagandası”, "terör örgütüne üye olmak” ve "terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, "bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” suçlarından dava açılan üçü tutuklu altı gazetecinin ilk duruşması bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Duruşma salonunun küçük olması nedeniyle içeriye sınırlı sayıda gazeteci ve izleyici alınması gerginliğe neden oldu.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada hazır bulunan tutuklu sanıklardan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik, savunmasını Kürtçe yaptı. Çelik'in savunması sırasında duruşma salonunda tercüman hazır bulundu. Ömer Çelik, ana dilinin Kürtçe olduğunu belirterek "Kürtçe konuşmam mahkemeye karşı bir tutum değildir” dedi. Ömer Çelik, iddianameye sosyal medyada yaptığı paylaşımların konu olduğunu ifade ederek "Ne için gözaltına alındığımı ancak 24 gün sonra çıkarıldığım sorguda öğrenebildim. İddianamede suç olarak belirtilenleri suç görmüyorum. İddianameye baktığımda yaptığım haberler dışında bir şey görmüyorum” diye konuştu.
"Tek üyeliğim Türkiye Gazeteciler Sendikası”
Çelik'in ardından söz alan BirGün Gazetesi Muhasebe Sorumlusu Mahir Kanaat, Twitter üzerinden oluşturulan gruba bilgisi dışında dahil edildiğini ifade ederek söz konusu e-postalar hakkında herhangi bir haber yapmadığını söyledi. Ocak ayından bu yana tutuklu bulunan Kanaat, "10 aydır hiçbir delil olmadan cezaevindeyim. Cezaevindeyken çocuğum oldu ama kucağıma alamadım” diye konuştu.
Diken.com.tr eski editörü Tunca Öğreten, gözaltına alındığı andan itibaren farklı örgüt isimlerinin telaffuz edildiğini belirterek "Haberimde IŞİD terör örgütünün I'si bile yok ama savcı iddianamede bu bağlantıyı kuruyor. Evde MLKP dediler, sonra emniyette Redhack'ten bahsettiler. Mahkemede DHKP-C üyesi, sonra da FETÖ üyesi olduğum iddia edildi. Ben yalnızca Türkiye Gazeteciler Sendikası'na üyeyim” diye konuştu. Öğreten, nişanlısıyla cezaevinde evlenmek zorunda kaldığını, maddi ve manevi mağduriyet yaşadığını söyledi. Tunca Öğreten mahkeme heyetine, Twitter'da çok sayıda hesabı takip ettiğini dile getirerek "Ben bugün IŞİD, El Kaide hesaplarını da takip ediyorum. O zaman savcıya göre Selefi Marksist miyim” diye sordu.
Savcı, savunmaların ardından verdiği mütalaada Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat'in tutukluluk hallerinin devamını, Ömer Çelik'in ise tahliyesini talep etti. Tutuklu gazeteci Öğreten mütalaaya "Sayın savcı ‘somut delil' dedi. Deliller nerede lütfen söylesin. Savunmamı ona göre yapayım” diye itiraz etti.
"Gazetecilik faaliyeti hepimizin yararınadır”
Savunmaların ardından söz alan avukat Ali Deniz Ceylan, ortada kuvvetli suç şüphesini gösteren bir delil olmadığını ifade ederek "Bir gazeteci kamu lehine olabilecek her şeyi incelemekle yükümlüdür” dedi ve tutuklu sanıkların tahliyesini talep etti. Avukat Sevgi Kalan, müvekkilim Tunca Öğreten hakkındaki suçlamaların iddianamede anlaşılır olmadığını belirterek "Anayasa Mahkemesi'nin bir kararında ‘Bir olay önceden biliniyorsa artık gazetecinin haber yapması suç oluşturmaz' diyor” dedi. Avukat Erman Öztürk ise "Gazetecilik faaliyeti hepimizin yararınadır. Burada 7 milyar insanın gördüğü bilgilerden bahsediliyor” diye konuştu.
Bir saatlik aranın ardından mahkeme heyeti, Ömer Çelik'in tahliye edilmesine, kuvvetli suç şüphesi gerekçesiyle Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat'in ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme ayrıca Bakan Berat Albayrak'ın suçtan zarar görmesi ihtimaline binaen avukatlarının davaya müdahillik talebini de kabul etti. Gelecek duruşma, 6 Aralık'a ertelendi.
Burcu Karakaş / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe