"AİHM’in Kavala kararı halen geçerli ve uygulanmalı"
21 Mayıs 2022Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) İzleme Komitesi’nin Türkiye raportörleri, tutuklu iş insanı Osman Kavala için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin aldığı kararın hala geçerli olduğunu ve uygulanması gerektiğini belirterek, Kavala dosyasını ele alacak olan üst mahkemelerde buna uygun bir karara varılmasından yana umutlu olduklarını kaydettiler.
Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesinin ardından gerçekleşen temaslar, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nce Türkiye için başlatılan ihlal süreci açısından önem taşıyor.
Raportörler İngiliz John Howell ile Letonyalı Boriss Cilevics, Ankara ve İstanbul’daki temaslarının ardından DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Howell, bundan önce Mart ayında Türkiye'de bulunduklarını anımsatarak, Kavala ile ilgili verilen "ağır cezadan" sonra yaptıkları bu temasların ardından gelecek hafta gözlemlerini önce sözlü olarak aktaracaklarını, ardından daha detaylı şekilde yazılı bir rapor hazırlayacaklarını kaydetti.
Ziyaret kapsamında devlet yetkilileri, sivil toplum temsilcileri, hukukçular ve tutukluların aileleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Howell, bu aşamada Kavala ile ilgili dosyanın hem Türkiye içindeki yargı süreci hem de AİHM olmak üzere iki ayrı koldan sürmekte olduğunu hatırlattı. Howell, Kavala dosyasının Yargıtay ve ardından da belki Anayasa Mahkemesi’nde ele alınabileceğine işaret etti.
Azerbaycan’ın kendisi için başlatılan ihlal sürecinde yaptırım kararı alınmadan AİHM kararını uyguladığının hatırlatılması ve Türkiye'den de benzer bir adımı bekleyip beklemedikleri sorusunu Cilevics şöyle yanıtladı:
"Evet, ihlal süreci ilk kez Azerbaycan için başlatılmıştı. Ardından ise Ilgar Mammadov serbest bırakılmış ve ihlal süreci sona ermişti. Türk hukuk sisteminin de uygun bir çözüm bulacağından çok umutluyuz. Çünkü başka türlü bir çözüm mümkün değil. Çözüm sadece Türk hukuku tarafından bulunabilir."
Cilevics, dosyanın önünde bundan sonra Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi gibi üst yargı organları aşamaları olacağını söyleyerek, "AİHM kararına göre Kavala'nın cezaevinde olmaması gerekiyor. Bunun hukuki çerçevesinin nasıl sağlanacağı ise bizim konumuz değil" diye konuştu.
Kavala’ya ziyarete izin verilmedi
Bu arada raportörlerin Kavala'ya ziyaretine ise Adalet Bakanlığı’ndan izin çıkmadı.
Cilevics ve Howell yaptıkları yazılı açıklamada, "Osman Kavala’yı ve tutuklanan diğerlerini ziyaret edememekten dolayı çok üzgünüz. Bununla birlikte cezaevindeki şartları nedeniyle bir şikayetleri olmadığını not ettik" dedi.
Öte yandan iki raportör İstanbul’da CHP’li Canan Kaftancıoğlu ile de bir araya gelerek, dosyasının son durumuna ilişkin bilgi aldı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na "kamu görevlisine hakaret", "Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla verilen 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasını onadı. Hapis cezasının yanı sıra Kaftancıoğlu'na siyasi yasak kararı da verildi.
Erdoğan’ın AİHM ile ilgili sözleri
Peki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iddia ettiği gibi Kavala ile ilgili verilen cezanın ardından artık AİHM’lik iş kalmadı mı?
Erdoğan, Suudi Arabistan’a hareketinden önce Kavala'yla ilgili soru üzerine, "Bunlar uluslararası hukuku da bilmiyorlar. Artık AİHM’lik iş kalmadı, bitti o iş. Neden bitti? Çünkü burada hüküm giydi. Hüküm giydiği için bu işin AİHM’le artık alakası yok. AİHM alacak bakacak edecek ama hüküm giydi diyecek bu işi artık masadan kaldıracak" demişti.
Cilevics, bunu Türk yetkililerle de ele aldıklarını ancak bu konuda hemfikir olmadıklarını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Çünkü AİHM Kavala’ya karşı sunulan delillerin yeterince güçlü olmadığını söylemişti. Kavala 2020’de önce beraat etti ancak aynı gün ceza kanununun başka bir maddesine göre yeniden tutuklandı. Ancak bu yine aynı delillere dayanarak yapıldı. Teknik olarak evet belki denilebilir ki 'bu farklı bir suçlama', ama aslında mahkemenin verdiği bu son ağır ceza AİHM tarafından yetersiz görülen yine aynı delillere dayanıyor. Çok karmaşık bir konu olduğunun farkındayım ama AİHM’in kararı halen geçerlidir ve uygulanmalıdır."
Cilevics, AİHM kararlarının sadece üye ülkelerin hükümetleri için değil mahkemeleri için de bağlayıcı olduğunu da vurguladı.
Kavala ile ilgili süreçte neler olmuştu?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan’da Üçüncü Gezi Davası’nda verdiği kararla, Kavala’nın "casusluk" suçlamasından beraat ve tahliyesine, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti.
Aralarında Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın bulunduğu 7 tutuksuz sanığın ise "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verilmişti.
AİHM, Kavala'nın gözaltı koşullarıyla ilgili davada 10 Aralık 2019 tarihli kararında Kavala'nın "hukuk dışı nedenlerle ve susturulmak için hapiste tutulduğu" sonucuna varmış ve bu ihlalin ortadan kaldırılması için Kavala'nın "derhal tahliye edilmesi" gerektiğine hükmetmişti. AİHM'nin kararı Büyük Daire'de de kesinleşmişti.
Ancak Kavala'nın bu karara rağmen serbest bırakılmaması üzerine Türkiye, AİHM kararlarına uymadığı gerekçesiyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin denetim sürecine alındı.