1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Leitartikel: Jenseits aller Statistik

2 Ekim 2010

20 yıl, tarihte sadece bir andır. DW-RADYO ve DW-WORLD.DE şef editörü Marc Koch, Almanya’nın yeniden birleşmesinin 20'inci yıldönümü vesilesiyle bütünleşmenin eksiklerini eleştirenlere bunu hatırlatıyor.

https://p.dw.com/p/PSqP
1990 ve 2010 yıllarının Almanya haritası
1990 ve 2010 yıllarının Almanya haritası

İki Alman devletinin birleşmesinin 20. yıldönümünde istatistikler konuşuyor. Almanya’nın 20 yılda nereye geldiğine dair rakamlar açıklanıyor. İstatistikler son 20 yılda hatalar yapıldığını, tam eşitliğin sağlanamadığını, doğudaki işsizliğin bir kat fazla olduğunu, aynı iş için batıda daha fazla para kazanıldığını da ortaya koyuyor. Ama, bilimsel araştırmalarda yer alan bu saptamalar bakalım birleşme sonrası Almanya’sının gerçek durumunu yansıtıyor mu?.

Tarihte emsali yok

Savaş sonrası Almanya’sının en büyük ve henüz tamamlanmamış olan projesi sayılarla ölçülemez. Eski batı Almanya’da yaşayanlar tabii ki kalkındırılması için doğuya transfer edilen ve daha uzun zaman edilecek olan milyarların sıkıntısını çekiyor. Ama eski Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşayanların durumu çok daha ağırdı. Onlar devletlerinin sosyal, siyasi ve ekonomik çöküşünden sonra hayata sıfırdan başladılar.

DW-RADYO ve DW-WORLD.DE şef editörü Marc Koch
DW-RADYO ve DW-WORLD.DE şef editörü Marc KochFotoğraf: DW

Ama kamuoyu başarılanlara hak ettiği kıymeti vermiyor. Aksine şikayetler geliyor. Aslında bu şikâyetlerin ardında sadece menfaat muhasebesi yatıyor. Hem doğuda, hem batıda. Çünkü doğu ve batı Almanyalar gibi birbirine tamamen zıt iki toplum düzeninin 20 yılda kaynaşmasını kimse bekleyemezdi. 20 yılın ardından doğu ile batı arasındaki farklı uygulamalara son verilmesini isteyenler, bu eşi görülmemiş ve tarihte de bir benzeri bulunmayan sonuçlar elde etmiş olan büyük hadisenin boyutlarını kavrayamamış demektir.

Deneye zaman yoktu

Duvarın yıkılmasından 3 Ekim 1990’a kadar geçen süre içinde birçok hata yapılıp, durumun doğru değerlendirilememiş olması da bu gerçeği değiştirmez. Alman birliğini inşa edenlerin deney yapmaya, iki Alman devletini yavaş yavaş birbirine yaklaştırmaya zamanları yoktu. Dünya düzeninin hızla değişmekte olduğu bir evrede ellerine geçen tarihi fırsatı derhal kullanmak zorundaydılar. Ve kullandılar da. 1990 yılında zamanın Başbakanı Helmut Kohl'un yaptığı gibi, halka birleşmenin birkaç yılda ve az masrafla başarılacağını vaat etmekte acele edilmişti. Akıllarda kalan bu ifadeler, şikâyet cephesinin tezlerine hala malzeme oluşturuyor. Ama eleştiriler, Helmut Kohl'un ve Alman birliğini sağlayanların başarısına gölge düşüremez.

Çünkü Almanya birleşmeden her bakımdan kârlı çıktı. Almanya'nın son 20 yılda daha açık, daha, renkli, daha canlı ve daha soğukkanlı hale gelmesi, önemli bir kazanç oldu. Almanya çelişkilere, yanıt bekleyen sorulara ve toplumdaki anlaşmazlıklara karşılık vermeyi, onları sahiplenmeyi ve sümen altı etmemeyi öğrendi. Almanya problemlerine güvensizlik ve bilinmezlikler içinde rastgele çözümler aramak yerine, gözünü açıyor, düşünüyor ve soruyor. Almanya, Avrupa'nın tam ortasında, durmadan değişikliklerle, sorunlarla ve yeni deneyimlerle baş etmek zorundaki bir toplum laboratuarı oldu. Bu da birleşmenin bir neticesidir. Ve bu manzarası, Almanya hakkında bütün istatistiklerden çok daha fazlasını öğretmektedir.

© Deutsche Welle Türkçe


Marc Koch / Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa