Twitter'da geçenlerde Ukrayna kökenli Alman bir gazeteci, "Neden savaştan önce bu ülkeyi ziyaret etmedim ki?" diye yazdı. Muhteşem Lviv ve Odessa kentlerini barikatlar olmadan göremediği için öfkeliydi. Bu, aslında Batı'da geçen Şubat ayında Rusya'nın saldırısının ardından Ukrayna'yı ziyaret eden birçok kişinin kendine sorduğu bir soru. Medya çalışanı, siyasetçi, yardım görevlisi gibi çok sayıda kişi savaş sonrası ilk kez bu ülkeyi ziyaret etti. Ukrayna, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana hiç bu kadar çok ilgi çekmemişti.
Savaş sonrası verilen seyahat önerileri...
Meslektaşım öfkesinde haklı. Bir daha asla var olmayacak şeyleri kaçırdı. Ancak kaçırdıkları, savaşın görünen yüzünden daha fazlası. Eski, Sovyet sonrası güçlü Ukrayna şu anda Rus bombardımanında ölüyor. İnsanlar, evler, fabrikalar ve hayaller yok oluyor. Rusya ile olumlu, hatta kardeşçe olan ilişkiler, bir daha hiçbir zaman savaştan önceki gibi olmayacak. Kırım'ın 2014 yılındaki ilhakından sonra iki halk arasında başlayan yabancılaşma, şu anda olduğundan daha büyük olamazdı.
Maalesef nefret ve öfke, gelecek kuşakları şekillendirecek.
Son yüzyılın en büyük tehdidi
Üzüntü, gözyaşı ve inat karışımı duygularla Ukrayna, savaşın ortasında 24 Ağustos Bağımsızlık Günü'nü kutluyor. Bu tarih, bu sefer Ukrayna açısından başka bir anlam daha taşıyor: 24 Ağustos, Rusya'nın Ukrayna'nın bağımsızlığını yok etmeye çalışmasının da tam altıncı ayı. Şimdiye kadarki bilançosu da kanayan, acı çeken ama ayakta duran bir Ukrayna oldu. Savaşmaya devam eden bir Ukrayna!
Ukrayna'ya yönelik tehdit aslında 100 yıl önceki gibi son derece basit. O dönemde Bolşevikler kısa bir süreliğine Ukrayna'nın bağımsızlığını düşürmüş, sonrasında ise Çarlık Rusyası Ukrayna'yı Ruslaştırmıştı.
Tarih tekerrür edebilir mi?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in tam da bunu yapmak istediğinden şüphe yok. Putin propaganda hedefi olarak açıkladığı Ukrayna'nın "Nazilerden arındırılması", aslında tam da ülkenin Ukraynalılardan arındırılması demek. Rus işgali altındaki bölgelerden Ukraynalı olan her şeyin, özellikle de dilin bastırıldığı, yok edilmeye çalışıldığı haberleri geliyor. Putin'in çılgın planı, Ukrayna'yı yıpratma planında tamamen yok etmek. Ama planı başarısız olacak.
"Bağımsızlık kuşağı" savaşıyor
Kremlin'in patronu için Ukrayna kolay bir av olarak görünüyordu: Ekonomik ve askeri olarak açık ara Rusya'dan zayıftı, siyaseten ve toplumsal olarak bölünmüş, Batı tarafından da gönülsüzce destekliyordu. Bunların çoğu gerçekti, ancak yine de muazzam bir değerlendirme hatası yapıldı. Putin, bugün altı ay sonra yeni bir Ukrayna ile uğraşıyor. Yeni Ukrayna ülkeyi on yıllar, hatta yüz yıllar boyunca Rusya'ya bağlayan her şeye hızla veda ediyor: Dil, sokak isimleri ya da anıtlar... En önemlisi de Ukrayna kendini savunmayı öğreniyor. Ve bunu hızla öğreniyor.
Ukrayna askeri olarak da her zamankinden daha güçlü, Batı'nın yardımı ve kendi gücüyle de güçlenmeye devam ediyor. Bugünkü Ukrayna'nın 100 yıl öncesinden farklı olarak belirleyici bir avantajı daha var: O da bağımsızlık kuşağı. Eski Sovyetler Birliği'nde doğmuş olan 44 yaşındaki Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de bu kuşağın temsilcilerindin biri. Direnişin temelini cephede canlarını feda eden, yorulmadan sivil gönüllüler olarak orduya destek olan ve ülke içinde göç etmek zorunda kalanlarla ilgilenen 30 ila 40 yaşlarındaki genç erkekler ve kadınlar oluşturuyor. Onlar, Ukraynalı her şeye sahip çıkan bir nesil. Bunun için savaşıyorlar, savaşmak istiyorlar ve kazanacaklar.
İşte bu yeni Ukrayna Putin'in kabusu.