Psikosomatik: Ruhumuzun karnı ağrırsa!
21 Temmuz 201810 yaşımdayken karın ağrılarım o kadar şiddetli hale gelmişti ki, bir hafta hastanede yatmak zorunda kalmıştım. Çok sayıda muayene ve tahlilden sonra şu kanıya varıldı: Fiziksel açıdan her şey normaldi. Sonunda kendimi bir psikoloğun karşısında buldum: Karnımdaki krampların nedeninin psikosomatik olduğu söylendi.
Psikosomatik, karın ve baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma nöbetleri ya da kusma gibi rahatsızlıkların fizikî değil ruhî sebeplerden kaynaklanması anlamına geliyor. Bundan sadece yetişkinler değil, çocuklar da muzdarıp olabiliyor.
Almanya'da psikosomatik belirtiler tespit edilen çocukların tedavi gördüğü merkezlerden biri de Aachen Teknik Üniveristesi (RWTH) Çocuk ve Gençlik Hastanesi bünyesindeki Psikyatri, Psikosomatik ve Psikoterapi Kliniği. Buradaki çocukların ağrılarının kaynağında, genelde gündelik hayatın gerekleriyle başa çıkamama korkusu yatıyor.
Kliniğin başhekimi Prof. Dr. Beate Herpertz-Dahlmann, buradaki hasta profilini şöye tarif ediyor: "Hayata dair kendilerine yüksek hedefler belirleyen, ancak bu beklentilerini gerçekleştirmeyi başaramayan çocuklar. Bazıları aylardır okula gitmiyor."
Okul ve aktivite stresi
Yorucu okul stresine bir de boş zaman aktivitelerinin stresi ekleniyor. Okuldan sonra spor etkinliğine, oradan da müzik dersine koşturan çocuklar, bu yoğun tempoyu haftanın birkaç günü devam ettirmek zorunda kalıyor.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, ilköğretim öğrencilerinin yüzde 88’inin programında hemen hemen hiç boşluk yok. Araştırmacılar, normalde zevk veren hobilerin bile bu yoğun programın getirdiği baskı ve yorgunluk nedeniyle külfete dönüşebildiğini kaydediyor.
Çocukların sağlığı konusunda öncelikli olarak sorumluluk ebeveynlerin. Onlar elbette evlatları için en iyisini istiyor. Eğitimleri konusunda da amaç en üst seviyeye ulaşmaları. İyi bir meslek sahibi olabilmeleri için çocuklar, üst düzey liselere gönderiliyor. Oysa bazı öğrencilerin kapasitesi bu seviyedeki bir eğitime uygun değil. Çocuklar ayrıca, yetenek ve ilgilerinin olup olmadığına bakılmaksızın spor, müzik ve diğer dallardaki aktivitelere zorlanıyor.
Prof. Dr. Beate Herpertz-Dahlmann, bazı ebeveynlerin de tam tersine çocuklarını en ufak bir baskıya maruz bırakmadığını söylüyor ve ekliyor: "Oysa bugün insanların performanslarıyla değerlendirildikleri bir toplumda yaşıyoruz. Bu durum çocuklar için de geçerli."
Çocukları dinlemek için yeterli zaman yok
Alman Robert Koch Enstitüsü’nün Çocuk ve Gençlik Sağlığı konulu son araştırmasına göre çocuk ve gençlerin yüzde 20’si çeşitli psikolojik rahatsızlıklardan muzdarip. 2003 yılından bu yana yapılan araştırmada söz konusu oran hemen hemen hiç değişmedi.
Doktorlar, bu vakaların büyük bir bölümünün aslında psikosomatik rahatsızlıklar olduğu kanaatinde. Prof. Herpertz-Dahlmann "Psikosomatik semptomlar nedeniyle tıbbî yardım arayan çocukların oranında bariz bir artış söz konusu" diyor.
Çocuk doktoru ve Almanya Çocuk ve Gençlik Hekimleri Derneği Başkanı Thomas Fischbach ise ebeveynlerin çoğunun çocuklarına yardım edecek yeterlilikte olmadığını belirtiyor. Eskiden dede ve büyükanne gibi aile büyüklerinin de çocukların eğitim sürecine destek olduğunu, ancak günümüzdeki modern çekirdek ailelerde bu destekten yoksun kalındığını belirten Dr. Fischbach, "Bu nedenle de artık daha erken bir safhada tıbbî yardıma başvuruluyor" tespitini yapıyor.
Çocuk doktorlarının psikosomatik hastalıklarda genelde büyük bir ikilem yaşadıklarını belirten Thomas Fischbach, "Elbette öncelikle yapılması gereken, organik bir neden ihtimaline karşı bedensel muayenedir" diyor ve ekliyor: "Genç hastalarımızın psikolojik muayenesini yapabilmek içinse herşeyden önce zamana ihtiyacımız var. Ruhsal sıkıntılar söz konusu olduğunda pek çok insan hemen içini dökmüyor. Bunun için önce hastanın güvenini kazanmamız gerekiyor. Bu da sükunet ve sabır gerektiriyor. Oysa bunlar, pek çok çocuk doktoru için lüks. Zira bekleme odasında muayene olmak için bekleyen daha bir sürü hastaları var.”
Ebeveynlerin desteği gerekiyor
Aachen'deki Psikyatri, Psikosomatik ve Psikoterapi Kliniği'nde özel bir psikosomatik hastalıklar servisi mevcut. Burada çocuk doktorlarıyla psikoterapistler ortaklaşa çalışıyor. Kliniğin başhekimi Prof. Dr. Beate Herpertz-Dahlmann, çocuklara yardımcı olabilmek için iki noktanın önemli olduğunu söylüyor: "Öncelikle çocukların hayat koşullarında nelerin değişmesi gerektiğini tespit etmeye çalışıyoruz. Bazen okuldaki baskının azaltılması ya da birkaç spor ve müzik aktivitesinin listeden çıkarılması gerekiyor. Bu şekilde genç hastaların biraz olsun nefes almasına yardımcı olabiliyoruz."
Tedavinin ikinci temel direğini ise başhekim şöye açıklıyor: "Çocuklar kliniğinimizde ayrıca, ağrılarıyla gündelik hayatta nasıl başa çıkabileceklerini öğreniyor. Şiddetli karın ağrısına ragmen iki saat de olsa okula gitmeleri önemli bir başarı."
Tabi burada ebeveynlere de önemli görevler düşüyor. Prof. Dr. Beate Herpertz-Dahlmann, çocukarın terapi sürecine anne ve babaların da dâhil edildiğini belirtiyor. Özel ebeveyn gruplarında, sadece çocuklara nasıl destek olunacağı öğretilmiyor. Aynı zamanda çocukların korktukları ya da zorlandıkları durumları anlayıp onları dinlemeleri konusunda da anne-babalara eğitim veriliyor.
Gerek Fischbach gerek Herpertz-Dahlmann aynı noktaya vurgu yapıyor: Ebeveynler, çocuklarına yardım edebilmesi için, onlara nasıl destek olabileceklerini bilmek zorunda. Çocuklarıyla konuşmaları, onları dinlemeleri, çocukların korku ve endişelerini ciddiye almaları gerekiyor. Bunun için de her şeyden önce zaman gerekiyor. Birkaç hobi ve boş zaman aktivitesini azaltarak işe başlanabilir belki!
Julia Vergin
© Deutsche Welle Türkçe