Politikacılar sanal hakaret ve tehdit mağduru
29 Temmuz 2017Sonbahardaki genel seçimlerde tekrar parlamentoya girmek için yarışan Yeşiller milletvekili Özcan Mutlu, akıllı telefonuyla çektiği grup fotoğrafını bir tıkla Twitter sayfasında paylaşıyor. Ardından da bisikletine atlayıp Berlin turuna çıkıyor. Dijital dünya elitlerinin semti Prenzlauer Berg’e de uğruyor, yoğun yabancı kökenli nüfusuyla sorunlar yumağı haline gelen Wedding’e de. Seçmenleri, uzmanlık alanlarıyla ilgili konular gündeme geldiğinde, Mutlu'nun sosyal medya üzerinden derhal açıklama yapmasını bekliyor.
Alman ve Türklerden nefret içerikli mesajlar
Ancak Türk kökenli bir Alman politikacı olan Özcan Mutlu, paylaşımları nedeniyle çoğu kez hem Neonaziler hem de Türk milliyetçilerinin hakaretlerine maruz kalıyor. Hatta bazen iş ölüm tehdidi boyutuna kadar uzanıyor. Mutlu da suç içerikli mesajları hemen adlî mercilere iletiyor. Ancak bugüne kadar hiçbir şikayetinden somut bir netice elde edememiş. Soruşturmanın sonuçsuz kaldığına dair bugüne kadar savcılıktan 40’ın üzerinde yazı gelmiş. Çoğunda da gerekçe aynı: Düşünce ve ifade özgürlüğü. Mutlu, bundan dolayı duyduğu kızgınlığı şöyle anlatıyor: “Polis karakola davet ettiğinde, bu nefret içerikli yorumları yazanların bazıları benden özür diliyor. Bunun üzerine polis de benden, bu kişileri affetmemi talep ediyor. Bu çok saçma!“
‘İfade özgürlüğü tehlikede‘
İnternetteki hakaret ve tehdit mesajlarından hemen hemen tüm politikacılar muzdarip. Bu nedenle de Federal Alman Meclisi'nin, seçimlerden önce temmuz ayında yapılan son oturumunda kabul edilen ve sosyal medyadaki bazı paylaşımların kısmen de olsa silinmesini kolaylaştıran yasa büyük destek buldu. Ancak Berlinli ünlü internet hukuku avukatı Niko Härting, bu yasanın ifade özgürlüğü için bir tehdit olduğu görüşünde: “İfade özgürlüğünün Almanya’da güçsüz bir lobisi var. Herkes, duymak istemediği her şeyin yasaklanması gerektiği kanısında. Ancak bu çok yanlış bir yol.“
Yeni yasanın hedefinde özellikle şiddet ve pornografi içerikli paylaşımlar var. Gelen şikayetler çerçevesinde, söz konusu paylaşımların silinip silinmeyeceğine Facebook karar veriyor. Ancak avukat Niko Härting’in en çok itiraz ettiği nokta da bu: “Bu silme kararına tümüyle Facebook karar veriyor ve buna herhangi bir itiraz hakkınız yok. Ayrıca gerektiğinde, silinen paylaşımın geri getirilmesi de mümkün değil.“ Ünlü avukat, çözüm olarak savcılıklar bünyesinde internet suçlarıyla ilgili özel birimler oluşturulup, bu alanda uzman personelin buralarda istihdam edilmesini öneriyor.
Yeşiller Partili Özcan Mutlu da buna katılıyor ancak Facebook’un da elini taşın altına koyması gerektiğini söylüyor: “Facebook, bazı özel algoritmalar kullanıyor. Bir paylaşım eğer müstehcen unsurlar içeriyorsa, sistem bunu otomatik olarak fark ediyor ve ilgili paylaşım derhal kilitleniyor. Benzer bir yöntem, suç teşkil eden paylaşımlar için de uygulanabilir. Ama Facebook bunu yapmak istemiyor.“
© Deutsche Welle Türkçe
Frank Hofmann