PKK'ya katılan çocuklar yeniden gündemde
10 Eylül 2019Diyarbakır’da yaşayan 70 yaşındaki Hacire Akar, 21 yaşındaki oğlu Mehmet’in PKK’ya götürülmek üzere alıkonulduğu iddiasıyla, 22 Ağustos'ta HDP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlattı. HDP’ye yakın bir ajansa açıklama yapan Mehmet Akar, zorla evlendirilmek istendiği için evden kaçtığını söylese de kısa bir süre sonra polise teslim oldu. Akar’ın oturma eylemi ile sonuç alması, çocukları PKK’ya katılan diğer ailelere de model oldu. Çocukları kayıp olan aileler, 2 Eylül'den itibaren HDP binası önünde oturma eylemi başlattı. 9'uncu gününe giren eyleme katılım her geçen gün artıyor. Çocukları PKK tarafından kaçırılan 4 asker ve polis ailesi de farklı şehirlerden gelerek eyleme katıldı. Eyleme katılan ailelerin sayısı şimdilik 20, ortak özellikleri ise çocuklarının dağa götürülmesinden HDP'yi sorumlu tutmaları.
"Ya oğlum gelecek, ya cenazem buradan çıkacak"
Eylemci aileler HDP binasının önündeki merdivenlerde, ellerinde çocuklarının fotoğraflarıyla oturuyor. Polis, gerginlik yaşanmaması için binanın giriş kapısı ve oturan aileler arasında etten duvar örmüş. Kapının yanında tek başına oturan kanser hastası Ayşegül Biçer'in 17 yaşındaki oğlu Mustafa, 10 ay önce Suriye'de YPG'ye katılmış. Mustafa’nın YPG'ye katılmasından HDP’yi sorumlu tutan Biçer, çocuğunu almadan gitmeyeceğini söylüyor.
"Ya oğlum gelecek, ya cenazem buradan çıkacak. Ölüsüyle, dirisiyle çocuklarımız gelene kadar buradayız. Kanser hastasıyım, ne kadar yaşarım bilmiyorum. Evladımı getirsinler, onu göreyim, koklayayım, başka bir şey istemem."
Asker ve polis aileleri de eylemde
Kaçırılan 4 asker ve polisin aileleri ise dört yılda PKK ve devlet nezdinde bir sonuca ulaşamayınca, son çare olarak HDP önündeki eyleme katılmışlar. Kürt baba Şevket Altıntaş ve eşi Songül Altıntaş o ailelerden biri. Asker oğulları Müslüm, 2 Ekim 2015 günü Tunceli'nin Pülümür ilçesinden kaçırılmış. Altıntaş ailesi, 4 yıldır internette yayımlanan bir video dışında çocuklarından haber alamamış. PKK’nın oğlunu serbest bırakmasını isteyen Şevket Altıntaş, 15-16 yaşındaki çocukların dağa kaçırıldığını söylüyor.
"Benim içim niye yansın, tığ gibi delikanlıyı niye elimden alıyorsun, bana bu acıları niye yaşatıyorsun? Çocuklarımız serbest bırakılsın."
HDP: Aileler kayyum politikasından sonra geldi
İddiaların odağındaki HDP ise çocukların kaybolmasının kendileriyle ilgisi olmadığını ve eylemlerle partilerinin bilinçli şekilde kriminalize edilmeye çalışıldığını savunuyor. HDP yetkilileri, çocukların partinin arka kapısından dağa kaçırıldığının iddia edildiğini, ancak parti binasının polis gözetimindeki kapısı dışında, giriş ve çıkışının olmadığını ifade ediyor. Ailelerin güvenlik güçleri tarafından yönlendirildiğini iddia eden HDP, sorunun çözümü için diğer partilere çağrı yaptı. HDP'ye göre, eylemler kayyum atamalarına karşı Türkiye genelinde gösterilen direnç nedeniyle yapılıyor.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan HDP İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan, kayyum atamalarından sonra HDP’ye ciddi bir sahiplenme olduğunu ifade ederek, "Bundan dolayıdır ki partimizin önüne gelen aileler, bu kayyum politikasından sonra geldi. AKP’nin içindeki istifalar, ihraçlar, yeni parti tartışmalarının zirve yaptığı bir dönemde bu aileler kapımıza geldi. Maalesef halen savaşta, çözümsüzlükte, Kürt inkârında ısrar ediliyor ve büyük bir kaos ortaya çıktı. Şu anda ekonomik, siyasal kaos ve toplumsal bir kriz söz konusu. AKP bunu Kürt düşmanlığı üzerinden, HDP düşmanlığı üzerinden, özellikle milliyetçiliği hortlatarak atlatabilmeyi düşünüyor. Şu anda hükümetin yaptığı, onların duygularının istismarıdır, sömürülmesidir. Biz buna itiraz ediyoruz."
"Zorunlu askerlik”
Ailelerin başlattığı eylem, PKK'ya katılan çocukları da yeniden gündeme getirdi. PKK, teoride 16 yaşından küçüklerin gönüllü de olsa katılımını kabul etmeyeceğini taahhüt etse de, örgüt içinde çocukların olduğu sır değil. Eski bir PKK hükümlüsü olan Aytekin Yılmaz, PKK'ya katılan çocuklarla ile ilgili araştırmalar yapıyor. "Onlar daha çocuktu" isimli kitabın yazarı olan Yılmaz’a göre, 35 yılda, 18 yaş altı 20 bin çocuk dağa çıktı.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, annelerin eylemini haklı buluyor ve bunun 35 yıllık bir sorun olduğunu söylüyor. PKK’nın silahlı eyleme başladığı tarihten beri, "zorunlu askerlik" adı altında her Kürt ailesinin bir çocuğunu örgüte vermesi konusunda karar aldığını söyleyen Yılmaz, bu gerçeği herkesin bildiğini savunuyor. Yılmaz, 90’lı yıllarda yaşandığını belirttiği bir duruma dikkat çekiyor: "90’lı yıllarda aileler karakola başvurduğunda, çocuğu örgüte katıldığı için dayak yiyor, cezaevine atılıyorlardı. Yardım yataklıktan ceza aldı bu aileler."
PKK çocukları gönderirse ne olacak?
Yılmaz’ın dikkat çektiği diğer konu ise PKK’ya katılan çocukların hukuki durumu… Bu konuda kişisel kaygıları olduğunu ifade eden Yılmaz, "Diyelim ki PKK 100-200 çocuğu göndereceğini söyledi. Onlara dava açılmayacağının garantisi var mı? Yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Bu eyleme özen gösteren hükümet, o çocuklar döndüğünde aynı özeni gösterecek mi?" diyor.
Zorla götürülenler de oldu, kendi isteğiyle gidenler de
1980’li yılların sonlarında etkinliğini artıran PKK, her Kürt aileden bir çocuğunu "zorunlu askerlik" kapsamında örgüte katmasını istedi. Bu uygulama, kırsalda örgütün ciddi bir insan gücü toplamasını sağladı. Köylerde yaşayan bazı Kürt çocuklarını zorla, bazılarını da gönüllü olarak saflarına katan örgüt, en çok çocuğu bu dönemde topladı. Bu çocuklardan zorla götürülenler olduğu gibi, güvenlik güçlerince öldürülen yakınlarının intikamını almak için kendi isteğiyle örgüte katılanlar da oldu.
"Her gün ağladım"
Onlardan biri olan A.K. 1993 yılında, güvenlik güçleri tarafından öldürülen yakınının intikamını almak için, 14 yaşında bir kız çocuğuyken örgüte katılmış. 7 yıl örgütte kaldıktan sonra kaçan A.K., şimdilerde Avrupa’da yaşayan iki çocuk annesi bir kadın. PKK kamplarına getirilen küçük çocukların korkularına, aile özlemlerine tanıklık etmiş. A.K., örgütün, yakınlarını kaybeden çocukların intikam duygularını istismar ettiğini düşünüyor .
"İlk gittiğim ay, her gün ağladım, beni geri göndermelerini istedim. Ama dönemeyeceğine ikna ediliyorsun ve zamanla alışıyorsun. Henüz 14 yaşında ve silah bile taşıyamıyordum. Bana küçük bir silah vermişlerdi. Dönersen sadece sen değil, bütün aile öldürülür diye kafana sokuyorlar. Devlet öldürür yani. Bu da engelliyor kaçmanı. Kendini gözden çıkarsan da aileni çıkaramıyorsun. Her yerde adamları olan bir örgüt, kurtuluş yok diyorsun, kafanda büyütüyorsun. Çok zor bir dönemdi. Yaşadıklarımı hiç unutamıyorum."
Zorla, ikna edilerek veya kendi isteğiyle PKK’ya katılan çocuklar aslında yıllardır bilinen bir gerçek. HDP, yıllardır bilinen bu gerçeğin kayyum atamalarından sonra kendilerine dönük bir eyleme dönüştürülmesini şüpheli bir durum olarak değerlendiriyor. Zorla veya ikna ile çocukları saflarına katmakla suçlanan PKK’nın bu konuda nasıl bir tavır alacağı ise merak konusu…
Felat Bozarslan / Diyarbakır
© Deutsche Welle Türkçe