Petrolde rekor fiyat artışı
3 Ocak 2008Amerika Birleşik Devletleri’nin Goldman Sachs Yatırım Bankası’nın uzmanlarının petrol fiyatları ile ilgili, 1 Nisan 2005 tarihinde yayınladığı raporu, bazıları, şaka olarak algıladı. Raporada, ham petrolün varil başına fiyatının 100 dolara vurmasına çok da az bir zaman kaldığı açıklanmıştı. O dönemde, siyah altına sahip olmak için bugün harcananın yarısı yeterliydi.
Şimdi ise, aradan iki yıl bile geçmeden tahmin edilen noktaya gelindi. New York hammadde borsasında, petrolün varil başına fiyatı, 2 Ocak 2008 tarihinde tam 100 dolara ulaştı. Bunun sebepleri hızla arandı ve hemen bulundu. Nijerya’daki pertol taşıma tertibatına düzenlenen saldırılar ve Kuzey Amerika’daki soğuk kış bu sebepler arasında yer aldı. Tabii buna bir de reservlerin durumu eklenince tarihi artış yaşandı. Ham petrolün varil başına 100 dolar olacağına dair bahise girenlerin bir kaç milyon dolar daha zengin olduğu kesin. Kesin olan diğer bir nokta da, kış aylarında petrolün fiyatının artacağı. Ancak bunlar gerçeğin sadece küçük bir kısmı.
Şimdi uzmanlar kalkıp, önümüzdeki beş yıl içerisinde fiyatların 150, on yıl içerisinde de 200 dolara fırlayacağını söyleyebilir. Durum aslında gün gibi açık. Sadece geçtiğimizi yıla bakarsak, petrol fiyatının ikiye katladığını görebiliriz.
Çin faktörü
Bunu açıklamak için gösterilen en favori hedef ise, hızla gelişen ve petrole susamış Çin ekonomisi. Bu da elbette sebeplerden biri. Fakat sanayileşmiş Batı ülkelerinin refahı ne üzerine kurulu? Geçtiğimiz yüzyıl boyunca, bu ülkelerde yaşanan refah, kullanılan petrol üzerine kurulu. Yani, petrol fiyatları aynı zamanda, hatta özellikle bu ülkelerin refahı ile doğru orantılı.
Buna diğer faktörler de ekleniyor. Örneğin doların zayıf olması. Bu durum Avrupa’daki benzin fiyatlarını daha dayanılır bir hale getiriyor, çünkü petrol dünya çapında dolar ile ödeniyor. Bu aynı zamanda, mevcut finansal krizde kaybeden ve yeni faiz imkanları arayan spekülatörleri de cezbediyor.
Tüm bu olanların en şaşırtıcı yanı ise, küresel ekonominin büyüme hızı petrol fiyatının artışından neredeyse hiç etkilenmiyor. Çünkü bu durumla nasıl baş edileceği öğrenildi. Sihirli kelimeler ise, enerji verimliliği. Günümüzde yaşanan büyüme için, 30 yıl önce tüketilen petrolün yarısı kadar bir petrole ihtiyaç bulunuyor.
Endişelerin kaynağı
Ancak gelecek beklentileri, endişeyi de beraberinde getiriyor. Herkes, dünya çapında tüketimin ciddi bir derecede artacağını biliyor. Ancak kimse, ödenebilir fiyatlardaki petrolün son damlasının ne zaman çıkarılacağını bilmiyor. Uluslararası Enerji Ajansı, gelecek 10 yıl içerisinde petrol sağlama konusunda bir sorun yaşanacağını öngörmüyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü, OPEC ise, yirmi yıllık bir süreden bahsediyor.
Petrol halen, dünya enerji ihtiyacının üçte birini karşılayan en önemli kaynaklardan biri. Almanya gibi ülkeler ise, petrol ihtiyaçlarının neredeyse hemen hepsini ithal ederek sağlıyor. Bu durum, ciddi bir bağımlılığa yol açıyor. Ancak bu petrol çıkmazından kurtulmak için bir yol haritası belirlenmiş durumda. Güneş, rüzgar ve su, petrol azaldığında, enerji ihtiyacımızı sağlayacak kaynaklar olarak ön plana çıkıyor. Petrolün fiyatının daha da artması ile, yenilenebilir enerjiye daha fazla ağırlık verilecek. Bu sadece cüzdanlar için değil, aynı zamanda çevre için de olumlu bir dönüşüm olacak.