Petrol felaketinin etkileri araştırılıyor
22 Kasım 2010ABD, 20 Nisan'da tarihinin en büyük petrol felaketiyle sarsılmış, Meksika Körfezi’nde İngiliz petrol şirketi BP'ye ait petrol platformu infilak ederek sulara gömülmüştü. 11 kişinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından deniz tabanından haftalar boyunca binlerce ton petrol sızmıştı. Petrole bulanmış, tüyleri yapışmış pelikanlar, katran tabakaları, kıyılara vurmuş ölü balıkların görüntüleri hâlâ hafızalarda. Facianın üzerinden altı ay geçerken felaketin boyutları ile ilgili bilmece sürüyor.
Meksika Körfezi’ndeki petrol felaketi pek çok açıdan ilkleri içinde barındırıyor. Şimdiye kadar hiçbir petrol kazasında bu kadar büyük miktarda petrol, bin 500 metre gibi bir derinlikten sızmamıştı. Toplamda denize yaklaşık 159’ar litrelik dört milyon varil petrol aktı. Ancak felaketin üzerinden altı ay geçerken ilk bakışta hiçbir değişiklik farkedilmiyor. New York Columbia Üniversitesi’nden deniz araştırmacısı Andrew Juhl, kısa süre önce Körfez’de bir araştırma gemisinde gözlemlediklerini şöyle anlatıyor:
“Petrolün nereye gittiğini gerçekten merak ediyorum. Bu en önemli soru. Denize ne kadar petrol karıştığına dair artık güvenilir tahminlere sahibiz. Ama bu miktarda petrole ne olduğu konusunda pek bir fikrimiz yok. Ne oldu? Petrol bilmediğimiz bölgelere mi yayıldı, buharlaştı mı, mikroorganizmalar tarafından emildi mi? İşte bir numaralı soru bu ve bu soruya hiçbir yanıtımız yok.”
'Asıl sorun etkinin görülememesi'
660 bin ton petrole ne olduğu sorusu sadece merakı yansıtmıyor. Bu sorunun yanıtı, petrol felaketinin türler ve denizdeki ekolojik sisteme etkilerini kestirebilmek için kilit önem taşıyor. Alaska Üniversitesi’nden eski ekoloji profesörü Richard Steiner, petrol şu an gözle görülemese bile çevreye verdiği korkunç zararın onyıllara yayılacağı öngörüsünde bulunuyor. 1989’daki Exxon Valdez petrol tankeri kazası konusunda uzman olan Steiner, birşeyin gözle görülememesinin asıl tehlike olduğunu belirtiyor:
“Alaska’da bazı kıyılardaki tortul kütlelerde hâlâ 80 bin ila 120 bin litre ham petrol bulunuyor. Bu kötü. Ama daha da kötüsü, hükümete çalışan bilimadamlarına göre felaketten etkilenen 30 balık ve kara hayvanı türünden 21 yıl sonra şu an sadece onu, yani yaklaşık üçte biri kendini toparlayabildi.”
'Ölüm yavaş gelebiliyor'
Petrol felaketinin görünemeyen etkilerinin en iyi örneği Pasifik ringa balığı. Exxon Valdez kazası, bölgedeki tüm balık larvalarını yok etti. Felaketin bu etkisi kimseyi şaşırtmadı. Ancak bu larvalara sonra ne olduğunu kimse tahmin edememişti. Profesör Steiner:
“Erişkin balıklar bir sonraki yıl geri döndü. Şanslılarmış dedik önce. Ama iki, üç yıl sonra erişkin balık nüfusu tamamen yok oldu. Nedeni ise şuydu: İlk anda temas ettikleri petrol hemen öldürecek miktarda değildi, ancak bağışıklık sistemlerini çökertecek kadar fazlaydı. Bunun sonucunda VHS denilen virüs yayıldı ve ringa balıklarının hepsi öldü.”
Meksika Körfezi'ndeki mavi yüzgeçli ton balıklarının kaderi aynı mı olacak, belirsiz. Balıkların ana yumurtlama dönemi Nisan-Mayıs aylarına denk geliyor. Yani tam Meksika Körfezi’ndeki petrol felaketinin yaşandığı döneme. Şu an, o dönemdeki yumurtaların yüzde 20’sinin yok olduğu tahmin ediliyor. Felaketin Meksika Körfezi'ndeki 20’yi aşkın deniz memelisi türüne etkileri de henüz kestirilemiyor. Yüzlerce yunus ölüsü kıyıya vurmuştu. Açık denizde kaçının öldüğü ise bilinmiyor.
Kimyasal bağlayıcılar sorunu
İngiliz petrol şirketi BP, petrolün yüzeye ulaşmasını engellemek için dört milyon litreyi aşkın bağlayıcı madde kullandı. Bu miktarda kimyasal bağlayıcı denizde ilk kez kullanılmış oldu. Çevreciler, kimyasal maddelerin petrol sızıntısını denizdeki organizmalar için daha da zehirli hale getirdiği eleştirisinde bulunuyor. Felaketin tam boyutları ise Alaska’daki Exxon Valdez’de olduğu gibi muhtemelen ancak 10 ya da 20 yıl sonra ortaya çıkabilecek.
© Deutsche Welle Türkçe
Madeleine Amberger/ Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Nihat Halıcı