Paylan: Ermeni vatandaşlar hedef haline getiriliyor

HDP Diyabakır Milletvekili Garo Paylan Azeri ve Ermeni güçleri arasında yaşanan çatışmada Türkiye'nin taraf olan açıklamalar yapmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşıdı.

"Çatışmaların başladığı saatlerde bütün dünya ateşkes çağrısı yaparken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çok sayıda yetkili, yangına adeta benzin dökerek savaşa destek verdiler" diyen Paylan, "Dağlık Karabağ sorununda AGİT Minsk grubu üyesi olarak çözümün tarafı olması gereken Türkiye, uluslararası sorumluluklarını bir kenara atıp, kayıtsız şartsız Azerbaycan'ın yanında konumlandığını açıkladı" dedi. Paylan, Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarının da hedef durumuna getirildiğini söyledi.

Paylan, "İktidar, hemen yanı başında meydana gelen bir çatışmada uzlaşma ve barışı destekleyip arabulucu olarak çözüme katkı sunması gerekirken, ırkçı saiklerle tarafsız davranmadı ve gerilimi artırıcı açıklamalar yaptı" şeklinde sözlerini sürdürdü.

Paylan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanıtlaması talebiyle Paylan'ın meclise verdiği önergesinde de "Bütün dünya ateşkes çağrısı yaparken, biz neden savaş çağrısı yapıyoruz, Suriye'den Azerbaycan’a, Türkiye tarafından cihatçıların gönderildiği iddiası doğru mudur, Azeri ve Ermeni vatandaşlarımız varken, neden Azeri’yi kardeş, Ermeni’yi düşman olarak görüyorsunuz, Ermeni halkına dönük nefret söylemlerinizin, Ermeni vatandaşlarımızı hedef haline getirdiğinin farkında mısınız?" gibi sorular yöneltti.

"Türkiye'deki Ermeniler tedirgin"

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan da dün Deutsche Welle Türkçe'ye yaptığı açıklamada "İster Karabağ olsun, ister Ermeni Soykırımı ile ilgili ABD'deki meclisin aldığı bir karar olsun bu tip konularda ne yazık ki Türkiyeli Ermeniler spotların birdenbire kendilerinin üzerine döndüğünü hissediyorlar ve bu tabi onlarda tabii ki bir tedirginlik yaratıyor" diye konuştu.

Aras Yayıncılık Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş da "Türkiye'de bir şiddet tarihi, şiddet geleneği, katliamlar, pogromlar, kırımlar, cinayetler, suikastler, uzak tarihte ve yakın tarihte çokça yaşandığı için nefret söyleminin söylem noktasında kalmaması ve icraya dökülmesi, eyleme dökülmesi korkusu tabi ki var. Ermeniler de bu korkuyu son derece canlı bir şekilde yaşıyorlar. Zaten sinmiş, içine kapalı bir topluluk. Bu söylemler sosyal medyada ya da başka ortamlarda dile getirildiğinde Ermenilerde zaten varolan bu korkular katmerleniyor ve hayat biraz daha zorlaşıyor" demişti. 

DW / EC, HS

©Deutsche Welle Türkçe