Paris'te iklim konferansı başladı
30 Kasım 2015Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın ifadeleriyle iklim konferansında gündem “gezegenin geleceği”. O nedenle düzenlenmiş olması yetmiyor, zirvede bir “umut ve dayanışma işareti” verilmesi de son derece önemli. 21. Dünya İklim Konferansı'na katılacak 100'den fazla devlet başkanı arasında ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de bulunuyor.
Konferansın hedefi tüm ülkeleri iklime zarar veren sera gazlarının emisyonunu azaltmakla yükümlü kılan bir anlaşmaya ulaşılması. Şu anda geçerli olan 1997 tarihli Kyoto Protokolü. Ne var ki bu protokol sadece bazı sanayi ülkelerinin taahhütlerini içeriyor. Bu ülkelerse tüm dünyadaki karbondioksit salımının sadece yüzde 15'inden sorumlu. Kaldı ki Kyoto Protokolü'nün süresi 2020 yılında sona eriyor.
Zirveden beklentiler olumlu
Paris'te bu tarihten itibaren geçerli olacak yeni ve küresel bir anlaşma için kollar sıvanacak. 6 yıl önce Kopenhag'da bu amaçla düzenlenen zirve başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Süreci yıllardır takip eden Germanwatch'tan Christoph Bals bu kez iyimser olunabileceği kanaatinde: “Siyasi irade Kopenhag'a nazaran çok daha güçlü. O zaman ABD ve Çin'in arası açıktı, şimdi sonuç almak için el sıkışmış durumdalar. ... İkincisi müzakere süreci Kopenhag'dan daha ileri durumda. Müzakereye temel olabilecek ortada bir hukuki metni var. Ve üçüncüsü dünyadaki gerçek gelişme, özünde Kopenhag öncesindekinden çok daha olumlu. Geçen yıl enerjiye bağımlı sera gazı salımlarının artmadığı bir durum yaşadık, hem de güçlü bir ekonomik büyüme olduğu halde. Ayrıca daha fazla değil belki de daha az kömür yaktık geçen yıl ve tüm dünyadaki şirketlerin yüzde 50'den fazlası yenilenebilir enerjilere geçiş yaptı.”
Sıcaklık artışı hayatı tehdit ediyor
Ne var ki küresel ısınmayı iki derece ile sınırlandırma hedefi hâlâ tutturulamamış durumda. Bu hedef 2010 yılında Meksika'nın Cancun kentinde konmuştu. İki derece ısınmadan doğacak sonuçların üstesinden hâlâ gelinebiliyor. Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü'nden fizikçi Anders Levermann ise bu konuda bir uyarı yapıyor: “İklim sonuçlarını o kadar net tanımlayamıyoruz aslında, yani 1,5 veya 2 derece ya da 2,5 derece ısınma arasında farkı ayırt edemiyoruz. Kesin olan şu, sistemlerin çökmesi, aşırı olayların meydana gelme riski sıcaklıkla beraber artıyor. Eğer böyle devam edersek yüzyılın sonunda 5 derecelik bir ısınma ortaya çıkacak. Bu durumda buzulların büyük çoğunluğunu kaybedeceğiz. Arktika buz denizi yok olacak. Dünyada 600 milyon insanın geçim kaynağı olan mercanadaları ölecek.”
Paris iklim konferansı öncesinde ülkelerin çoğu sera gazı salımını engelleme hedeflerini belirledi. Ancak Birleşmiş Milletler'in yaptığı hesaplamalara göre bu tedbirlerin hepsi hayata geçse dahi yüzyılın sonunda küresel ısınma 2,7 derece olacak. O nedenle bazı ülkeler iklim koruma hedeflerinin 5 yılda bir yeniden belirlendiği bir sürecin yürürlüğe girmesini öneriyor. Bu sürecin Paris'te karara bağlanıp bağlanmayacağı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
©Deutsche Welle Türkçe
Andrea Rönsberg