Papa nasıl seçiliyor?
11 Şubat 2013Katolik alemi ruhani liderini binlerce yıllık geleneklere bağlı kalarak tam bir törenler silsilesi içinde belirliyor. Bunun için seçme yetkisi olan kardinaller, Latince olarak “işi olmayanlar dışarı“ anlamına gelen “extra omnes“ cümlesini söyleyip Sistine Şapeli’ni boşaltıyor. Ardından şapelin büyük kapısı kapanıyor ve kardinaller aday isimler üzerinde görüşmeye başlıyor.
Papalık seçimini düzenleyen kilise kuralları ise oldukça sıkı. Ancak kurallar dışında kilise gelenekleri de oldukça baskın. Kilise kurallarına göre, kilise üyesi herhangi bir din adamı Papa olma şansına sahip olsa da kardinaller şimdiye dek papayı hep kendi aralarından seçti. Dolayısıyla kilise tarihinde genelde kardinaller papa olma şansına daha yakın.
En uzun süren papalık seçimi
Vatikan tarihinde uzun süren papalık seçimlerine de rastlanıyor. Bunlardan biri oldukça, eski. Vatikan’da 13. yüzyılda yeni papayı seçmek için toplanan kardinaller, aylar süren çabalara rağmen herhangi bir isim üzerinde uzlaşma sağlayamamış. Papaların o dönemde ikamet ettiği Viterbo kenti halkı, aylar süren belirsizlikten bıkmış ve yeni papayı bir an önce seçmeleri için kardinalleri bulundukları saraya kilitlemiş. Yiyecek-içecek verilip, kapısına da asker dikilmiş.
Kardinallerin toplanmasına verilen Latince isim “Konklave“ de o dönemden geliyor. Konklave “bir anahtarla kilitlendi“ anlamına geliyor. Ancak kapının kilitlenmesi de kardinallere yardım etmemiş. Fakat Vitero halkı yılmamış. Kardinallerin kaldığı sarayın çatısını söken halk, rüzgâr ve yağmur altında daha çabuk bir karar verilmesini sağlamaya çalışmış. Ancak tüm bunlar da sonuç vermemiş ve daha sonra 10. Gregor adını alan Papa Tedaldo Visconti, üç yılda seçilebilmiş. Bu olay, tarihteki en uzun Papa seçimi olarak anılıyor.
En kısa süren seçim
En kısa süreli papa seçimi ise 1939 yılında Papa 12. Pius’un. Kardinaller o zamanlar yeni liderlerini sadece birkaç gün içinde seçti. Tarihçiler bu başarıyı dönemin kötü koşullarına bağlıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen kardinaller, yeterli kalacak yer bulunmadığı için Sistine Şapeli’nin koridorlarında yatıp kalkmışlar, koridorlara kurulan ve paravanlarla ayrılan yataklarla öğrenci yurtlarını andıran bir ortamda seçimi gerçekleştirmişlerdi.
Tüm bu zorlukların farkına varan Papa 2. Jean Paul ise Kardinaller Meclisi için özel bir misafirhane yaptırmıştı. Toplam 166 özel odadan oluşan misafirhanenin her odasında büyük bir yatak, mini bir bar ve banyo bulunuyor. Telefon ve televizyonun olmadığı odalarda kalan kardinallerin ne dışarıdan bilgi alma ne de dışarıya bilgi sızdırma hakları var. Kaldıkları yerle toplantının yapıldığı şapel arasındaki bir kilometrelik yolu da yürüyerek gitmeleri yasak, transfer sadece otobüslerle sağlanıyor.
'Habemus papam'
“Habemus papam“, yani “artık bir papamız var“ cümlesi ile tüm dünyaya yeni papa seçildiği duyurulmadan önce ise oy pusulalarının bir sobada yakılması gelenekler arasında.
Böylece Vatikan Sarayı’nın bacasından beyaz duman çıkması sağlanıyor. Bu da yeni papanın seçildiği anlamına gelen bir işaret. Eğer kazanan yoksa, oy pusulaları siyah renk veren bir kimyasal madde ile yakılıyor.
Hrıstiyan dünyasının yeni Papa'sının nisan ayından önce seçilmesi beleniyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Tilmann Kleinjung / Başak Sezen
Editör: Murat Çelikkafa