Pager saldırısı: Hizbullah intikam alacak mı?
18 Eylül 2024Salı günü aralarında İran'ın Lübnan'daki büyükelçisi Muctaba Amani'nin de bulunduğu ve çoğu Hizbullah milisi yaklaşık 2 bin 300 yaralı ve 12 ölü; bir gün sonra benzer bir saldırıda 14 ölü, yaklaşık 450 yaralı. Lübnan'ın farkla bölgelerinde yüzlerce çağrı cihazları ve telsizlerin aynı anda patlatılması sonucu meydana gelen saldırının bilançosu bu.
Avrupa Birliği'nin (AB) terör örgütü olarak kabul ettiği Hizbullah, cep telefonu yerine yer tespiti yapılamadığı için çağrı cihazı olarak bilinen radyo alıcılarını kullanıyordu. Basında çıkan haberlerde İsrail'in Gold Apollo marka çağrı cihazlarının içine patlayıcı yerleştirmiş olabileceği üzerinde duruluyor. İsrail'in gizli bir operasyon ile cihazlara patlayıcı yerleştirilmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Hem Hizbullah hem de müttefiki İran saldırılardan İsrail'i sorumlu tutuyor.
Bu İsrail'in bir eylemi mi?
İsrail henüz resmi olarak operasyonun sorumluluğunu üstlenmiş değil. Ancak İsrail medyası da ağırlıklı olarak saldırıdan İsrail'in sorumlu olduğunu varsayıyor.
Haaretz gazetesinde yer alan bilgilere göre çağrı cihazlarının patlatılması kararı kısa bir süre içinde alındı. Aslında bu operasyon beklenen büyük çatışmanın başlangıcı için planlanıyordu. Ancak gazetenin haberinde iki Hizbullah milisinin çağrı cihazlarında patlama olabileceğini fark ettiği belirtiliyor. Bunun üzerine de saldırının öne çekildiği aktarılıyor.
Gazetenin haberine göre bu saldırı Hizbullah'ın operasyonel birimlerini tamamen etkiledi ve ağır hasar verdi.
Gazetede, "Bu durum örgüt içindeki güvensizlik hissini artırdı ve yakın gelecekte komuta ve kontrol sistemini zayıflatması muhtemel" değerlendirmesine yer verildi.
Başarısız diplomasi
İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü (Mitvim) adlı düşünce kuruluşunun İcra Direktörü ve siyaset bilimci Gil Murciano, İsrail açısından bakıldığında operasyonun Hizbullah ile diplomatik bir anlaşmanın görünür olmadığı bir ortamda gerçekleştirildiğini söyledi.
Mevcut durumda açık bir savaş yaşandığına ve gerginliği tırmandırmanın savaşın bir parçası olduğuna işaret eden Murciano, "Bu sadece operasyonel bir fırsatın kullanılması meselesi değil. İsrail, Hizbullah'ın savaş gücünü sınırlamak için akla gelebilecek her türlü önlemi alacağını gösteriyor" değerlendirmesini yaptı.
Beyrut'ta yaşayan ve "The Beyruth Banyan" adlı internet sitesini yöneten gazeteci Ronnie Chatah'a göre de Hizbullah'ın nasıl bir tepki vereceğini zaman gösterecek.
Ancak Chatah, sivil kayıplara ve büyük insani acılara rağmen milislerin büyük çaplı bir misillemeden kaçınacağını düşünüyor.
"7 Ekim'den sonra tüm taraflar, Temmuz 2006'daki ya da 1982 Lübnan Savaşı'ndaki gibi bir senaryoya dönmek istemiyor" diyen Chatah, bu nedenle savaşın askeri hedeflerle sınırlı kalmaya devam edeceği tahminini dile getirerek "Hizbullah savaşı bunun ötesine taşıyacak hiçbir şey yapmayacaktır" diyor.
ABD'nin rolü nedir?
Eylem, ABD Başkanı Joe Biden'ın siyasi danışmanı Amos Hochstein'ın bölgeye gittiği bir dönemde gerçekleşti. Hochstein hafta başında İsrail ile Lübnan Hizbullah'ı arasındaki savaş tehdidini önlemek amacıyla Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Benyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant ile temaslarda bulundu.
Görüşmelerin amacı İsrail yönetimini Hizbullah'a karşı geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmamaya ikna etmekti.
Hochstein daha sonra Lübnan hükümetinin temsilcileriyle görüşmek üzere yola çıkacak. Lübnan'daki temaslarla ilgili Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın da onayını aldığı tahmin ediliyor.
Öte yandan Hochstein'ın meydana gelen patlamalarla ilgili önceden haberdar olmadığı sanılıyor. Ancak İsrail Savunma Bakanı Gallant ABD'li mevkidaşı Lloyd Austin'i herhangi bir ayrıntı vermeden bilgilendirdiğini açıkladı.
Gil Murciano'ya göre bu eylem İsrail ile ABD arasındaki ilişkilerde bir gerginlik anlamına gelmiyor: "Amerikalılar saldırı hakkında bilgilendirilmediklerini söylüyorlar. Onlar için önemli olan bölgede arabuluculuk yapmak."
Ancak Ronnie Chatah'a göre ABD'nin bu noktada önemli bir sorunu var: ABD'nin Lübnan'da bir muhatabı yok.
Chatah, "Çatışmayı ülkenin yararına olacak şekilde sona erdirebilecek hiçbir temsilci, hiçbir politikacı yok. Bu siyasetçilerden hiçbiri Hizbullah'ı pes etmeye ikna edebilecek konumda da değil. Öte yandan bana öyle geliyor ki İsrailliler de Amerikan çıkarlarını her zaman göz önünde bulundurmuyorlar."
Bundan sonra ise muhtemel gelişmelerin ucu açık. Haaretz pek iyimser değil. Gazetenin internet sitesinde "İsrail'e atfedilen saldırı Hizbullah'ın zayıflığını ortaya çıkardı ve liderlerini küçük düşürdü. Bu, Ortadoğu'da sessizce sona erecek türden bir olay değil" öngörüsünde bulunuluyor.