Ozan Ceyhun atamasının tartışmaları sürüyor
28 Şubat 2020Dışişleri Bakanlığı’na AKP döneminde yapılan siyasi atamalar ve son olarak da milliyetçi çevrelerde tartışmalı bir isim olan Ozan Ceyhun'un Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliğine getirilmesi Ankara gündeminde yer tutmaya devam ediyor.
Yazar Demirtaş Ceyhun’un oğlu olan Ozan Ceyhun, Temmuz 1980'de İstanbul Sarıyer Yeniköy’de çalıştığı inşaatta öldürülen ülkücü Mustafa Eroğlu’nun cinayet davasından uzun yıllar yargılandı. Ceyhun'un hakkında cinayet suçundan çıkarılan gıyabi tutuklama kararı 17 yıl sonra 1998'de kaldırıldı. Muhalefet ve ülkücü çevreler davanın zaman aşımından dolayı düştüğünü, Ceyhun ise davadan beraat ettiğini savunuyor.
Ana muhalefet partisi CHP, Ceyhun’un büyükelçi yapılma kararının ardından TBMM’ye bugün bir araştırma önergesi sunarak, Dışişleri Bakanlığı’na yapılan istisnai atamaların gündeme alınmasını talep etti. Ancak önerge yapılan oylamada kabul edilmedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel önerge ile ilgili yaptığı açıklamada, Ceyhun’un MHP ve ülkücü tabanda ciddi tartışmalar yarattığını hatırlatarak, "Ülkücüler Ceyhun’un neler yaptığını biliyor ama biz bu tartışmayı onlara bırakıyoruz. 'Ceyhun şunun katilidir' demedik, ama Ceyhun’un Türkiye’nin itibarının katili bir atamanın ürünü olduğunu de hep ifade ettik, önemli olan bu" dedi.
CHP: Büyükelçiler siyasi bağı olanlardan seçiliyor
CHP, Ozan Ceyhun örneğinden yola çıkarak büyükelçiliklere "liyakat ve teamül dışı" atamalar yapıldığına ve bu atamaların çoğunlukla AKP’ye yakın isimlerden seçildiğine dikkat çekiyor.
DW Türkçe’ye konuşan Dışişleri Bakanlığı kökenli CHP Milletvekili Ünal Çeviköz, siyasi büyükelçi atamalarının geçmişte de olduğunu ancak son dönemde artık bunun bir istisna olmaktan çıktığını söyleyerek, şu saptamada bulunuyor:
"Yapılan atamaların Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la bir tanışıklık, ilişki, danışmanlık veya vaktiyle AKP’de vekillik ya da bakanlık yapmış olmak gibi özelliklere bağlandığı anlaşılıyor. Bunun artık istisna olmaktan çıktığı rahatlıkla söylenebilir."
Türkiye’nin Prag büyükelçiliğine atanan Egemen Bağış’la yakın olan Ceyhun, 7 Haziran 2015 seçimlerinde İzmir’de AKP’den milletvekili adayı olmuş ancak seçilememişti.
Çeviköz’ün verdiği rakamlara göre; 142’si büyükelçilik, 13’ü de daimi temsilcilik olmak üzere toplam 155 yurt dışı görevin 26’sına dışardan atama yapılmış durumda.
"Bu bizim Cumhuriyet tarihimizde görülmemiş bir orandır" diyen Çeviköz, bu tür atamaların giderek artırılarak Dışişleri’nde, kariyerinde yükselme bekleyen meslek memurlarının heveslerinin kırıldığını ve Türk dış politikasının giderek daha da siyasileştirildiğini ifade ediyor.
Kamuoyunda çok tartışılan Ozan Ceyhun ve Egemen Bağış atamalarının yanı sıra diğer bazı atamalar da eleştiriliyor.
Son yıllarda yayımlanan farklı kararnamelerle; 1999’da Fazilet Partisi'nden milletvekili seçilen Merve Kavakçı Kuala Lumpur'a, AKP eski milletvekili Murat Mercan Tokyo'ya, AKP eski milletvekili Abdülkadir Emin Önen Pekin'e, AKP eski milletvekili Tülin Erkal Kara Üsküp'e, AKP eski milletvekili Zekeriya Akçam Cakarta'ya, AKP eski milletvekili Şaban Dişli Lahey’e, Erdoğan’ın eski danışmanı Lütfullah Göktaş Vatikan’a büyükelçi yapılmıştı.
AKP ise istisnai atamalara yönelik eleştirileri kabul etmeyerek, bu kararların yasalara ve o ülkelerin şartlarına uygun yapıldığını savunuyor. AKP Milletvekili Salih Cora, TBMM’de önerge ile ilgili konuşmasında, "Bizim şu andaki en başarılı büyükelçilerimizin dışarıdan atananlar olduğu ifade edilmektedir. Olaya meslek taassubuyla yaklaşmak büyük bir yanılgı olur. Bu önergeyi hariciyedeki monşer lobisinin bir uzantısı olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Milliyetçi kesimde Ceyhun tartışması
Ozan Ceyhun'un büyükelçi atanması, bir ülkücünün ölümüyle sorumlu tutulması ve hakkındaki yargı süreci nedeniyle milliyetçi kesimlerde de ayrı tartışmalara yol açtı.
Ülkücü camiadan ve parti içinden gelen bazı eleştirilere grup toplantısında yanıt veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu atamayı maske yaparak Cumhur İttifakı’na husumet kusanlar, bilip bilmeden, partimizin resmi görüşü teşekkül etmeden akıntıya kapılanlar yanlış yapmışlar, ters köşeye yatmışlardır. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu tuzağa bazı milletvekillerimizin ve parti yöneticilerimizin düşmesi de hazin ve ibretlik bir vakıadır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne sosyal medyadan istikamet çizilemez" dedi.
DW Türkçe’nin atamaya ilişkin görüş sorduğu MHP’liler son sözü Bahçeli’nin grupta söylediğini belirterek konuşmamayı tercih etti. Ancak edinilen bilgiye göre Ceyhun ile ilgili rahatsızlık parti tabanında devam ediyor.
Milliyetçi kesimin bir diğer önemli partisi İYİ Parti'nin ise konuya ilişkin görüşü net. DW’ye atamayı değerlendiren İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, şöyle konuşuyor:
"Ne kadar aklamaya çalışırlarsa çalışsınlar, Ozan Ceyhun cinayetle yargılanmış ve dosyası zaman aşımından kaldırılmış DEV-YOL üyesi bir katildir. Ceyhun’un atamasını savunan her kim varsa o katilin geçmişte işlediği bütün suçların da suç ortağıdır."
Ceyhun ise Hürriyet gazetesine verdiği demeçte hakkındaki iddiaları reddederek, "Dava, iddia edildiği gibi zaman aşımından düşmedi, beraatle sonuçlandı. Bana yönelik bu suçlamaları yapanlar varsa tek ricam, beni tanıyanlara sormaları, benimle ilgili bu iddiaları araştırmaları. O zaman iddiaların yanlış olduğunu görecekler" ifadesini kullandı.
Gülsen Solaker / Berlin
© Deutsche Welle Türkçe