Oswiecim'de "Auschwitz" gölgesi
28 Ocak 2005Dünyanın Almanca adıyla Auschwitz olarak tanıdığı küçük Polonya şehri Oswiecim’deyiz. Daha şehrin girişinde tarihin gölgesi hissediliyor. Yol kenarındaki Oswiecim tabelasına, Auschwitz Toplama Kampı Müzesi’ne giden yolu gösteren dev büyüklükte bir tabela eşlik ediyor. Kampın girişinde beton parmaklık ve dikenli teller tehdit edici bir hava yaratıyor.
Auschwitz’e ilk nakledilen tutuklular arasında bulunan Kasimir Smolen, 1327 esir numarasıyla dörtbuçuk yıl Auschwitz cehennemini yaşamış ve her şeyden önce de hayatta kalmış. Özellikle 1944 yılının aklından çıkmadığını söylüyor. Hergün trenlerle yeni tutukluların getirildiğini, onbinlerce Yahudi’nin Birkenau’da gaz odalarına götürüldüğünü anlatıyor.
“1944’te Macaristan’dan 300 bin Yahudi getirildi. Adeta bir ceset yığınıydı. Salgın hastalık tehlikesi nedeniyle hepsini üst üste yığıp yaktılar. Birkenau’daki ceset yığını ile Auschwitz arası 3 kilometrenin üstünde. Rüzgar Auschwitz’e doğru estiğinde burada yanmış ceset kokularını duyardık.“
1,5 milyon insan katledildi
Naziler sadece Auschwitz’te 1,5 milyon insanı katletti. Aralarında 1 milyondan fazlası Avrupa’daki işgal edilmiş ülkelerden getirilen Yahudiler idi. Kurban sayısını tam olarak kesitirebilmek güç. Eldeki veriler, her nakilde trenin içindekilerin yüzde 75’inin kaydedilmeden doğrudan gaz odalarına gönderildiğini gösteriyor. Oswiecim Belediye Başkanı Janusz Marszalek ise Auschwitz’in gölgesindeki şehrin hayatta kalabilmesi için bir yaşam mücadelesi verdiğini anlatıyor:
„Dürüstçe söylemeliyim ki, en zoru, genelde hiçkimse Oswiecim’in ne olduğunu bilmiyor, herkes Auschwitz’i tanıyor. Ve burada şehirde birşey yapmaya, birşey inşa etmeye kalktığımızda bile dünyanın dört bir yanından bir sürü kişi karışıyor.“
Eğlence yerlerine kısıtlama
Belediye Başkanı örneğin kamp müzesini çevreleyen çitlerin oraya turistler için pizzacı, çiçek dükkanı ve bir kitap dükkanından oluşan bir servis noktası yaptırmak istemiş. Los Angeles’taki Simon-Wiesenthal Merkezi anında Polonya Cumhurbaşkanı Aleksander Kwasnievski’ye bir protesto mektubu göndererek, böyle bir girişimin müzeyi ileride bir Disney-Land tema parkına dönüştüreceği endişesini dile getirmiş.
Ayrıca 2001 yılında uluslararası baskıyla şehirdeki tek diskonun kapatılması da şehir sakinlerini oldukça rahatsız etmiş. Şehir sakinleri kendilerini bir kafese kapatılmış gibi hissediyor ve normal bir yaşam sürmeye hakları olduğunu söylüyor. Belediye Başkanı Marszalek de şehir halkının düşüncelerini paylaşıyor ve Auschwitz’te ölenleri anarken Oswiecim’de yaşayanların unutulmaması gerektiğini vurguluyor.