1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı

18 Temmuz 2019

Gezi Parkı davasında mahkeme heyeti oy çokluğuyla Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

https://p.dw.com/p/3MHSw
Osman Kavala
Osman KavalaFotoğraf: Imago/Zumapress

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davanın ikinci duruşmasında mahkeme heyeti oy çokluğuyla, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Osman Kavala'nın yanısıra aralarında Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve Memet Ali Alabora'nın da bulunduğu 16 sanığın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün yapıldı.

Tutuklu yargılanan Kavala, yaptığı savunmada Gezi olaylarını yaygınlaştırmak ve derinleştirmek amacıyla tarafınca yürütülen bir eylem ya da teşebbüsün ortaya konulmadığını anlatırken şunları kaydetti:

"Ne Gezi olaylarından hemen sonra ifademe başvuruldu, ne de gözaltına alındıktan sonra emniyette alınan ifademde iddianamede yer alan suçlamalar ve deliller hakkında açıklama yapmam istendi. Emniyette alınan ifademde benimle paylaşılan Gezi ile ilgili somut deliller; Gezi olaylarından 3 ay sonra Brüksel'de gerçekleşmiş fotoğraf sergisi ve Taksim Meydanı'nda çekilmiş iki adet fotoğraftır. İddianamenin de, tutuklanmamdan 16 ay sonra hazırlanabilmiş olması da somut delil arama çabasına işaret etmektedir. Tutuklanmamdan sonra yürütülen soruşturma sürecinde ise ortaya çıkarılan ve iddianameye dahil edilen deliller, Bilim Seyahat Programı ile Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. hakkındaki mali bilgilerinden ibarettir. Bu bilgilerin edinilmesinde tutuklu kalmamın herhangi bir etkisinin olmadığı açıktır.”

Kavala tahliye talep etti

Osman Kavala, iki suçlamadan ötürü tutuklu olduğunu hatırlatırken şu noktalara dikkat çekti:

"Bu suçlamalar; Gezi olaylarının yöneticisi ve organizatörü olmak ve 15 Temmuz darbe girişimin organizatörlerinden olduğu iddia edilen Henri Barkey ile irtibatlı olarak darbeye destek vermek. Aralarında 3 yıl olan bu iki olayla ilgili aynı anda tutuklanmış olmam, savcılığın iki olay arasında bağlantı teşkil edecek faaliyetler içinde olduğuma dair şüpheleri olduğunu göstermektedir. Ancak soruşturma ilerledikçe benim üzerinden iki olay arasında bir bağlantının mevcut olmadığı anlaşılmış olacak ki ayrı bir Gezi iddianamesi ortaya çıktı.

Soruşturmanın başında aynı dosyadan tutuklu olduğumuz Metin Topuz hakkında da benimle ilgisi hiç olmayan ayrı bir iddianame hazırlandı. Şu anda yargılandığım Gezi davası iddianamesi, büyük ölçüde 2014'de başlatılmış olan soruşturma dosyasına dayanıyor. 15 Temmuz darbe girişimine destek olma suçlaması iddianameye dönüşmedi. Soruşturma dosyası olarak muhafaza ediliyor. Hakkımdaki gizlilik kararı devam ediyor.”

Henri Barkey ile yoğun irtibatta olmakla suçlandığını ancak kendisiyle hiçbir görüşmesi olmadığına dair HTS raporu bulunduğunu hatırlatan Kavala, "İddianameden de anlaşıldığı gibi şüphe ile delil arasındaki kopukluk, bugün 21 ay öncesine kıyasla çok daha belirgin hale gelmiştir. Bu nedenlerden dolayı tahliyemi talep ediyorum” dedi.

Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar da müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Mahkeme talepleri reddetti

Ancak davayla ilgili ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy çokluğuyla, 625 gündür cezaevinde bulunan Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mahkeme ayrıca Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Pınar Öğün, Meltem Arıkan, Gökçe Yılmaz ve Hanzade Hikmet Germiyanoğlu hakkındaki yakalama emrinin de devamına karar verdi.

Mahkeme ayrıca sanıklardan İnanç Ekmekçi ile Can Dündar'ın avukatlarının, müvekkillerinin savunmasının istinabe yoluyla alınması talebinin reddine karar verdi.

Bir sonraki celsede tanık beyanlarının dinleneceğini kararlaştıran heyet, duruşmayı 8-9 Ekim 2019 tarihine erteledi.

"Almanya Türk sivil toplumun yanında yer alıyor”

Alman Hükümeti'nin İnsan Haklarından Sorumlu Özel Temsilcisi Baerbel Kofler, bu sabah, duruşma öncesinde yaptığı yazılı açıklamada, "saygın Türk işadamı” olarak nitelendirdiği Osman Kavala'nın serbest bırakılması beklentisine vurgu yapmıştı.

Kofler açıklamasında, "Bugün bir kez daha, Osman Kavala, diğer 15 sanık ile birlikte, eleştirel Türk sivil toplumu adına yargı önüne çıkıyor. Bir kez daha yurttaşlık faaliyetleri, uluslararası bir komploya dönüştürme çabasına girişiliyor” ifadelerine yer verdi.

Alman insan hakları sorumlusu, 25 Haziran'daki duruşmada Yiğit Aksakoğlu'nun tutukluluk haline son verilmesinden ötürü memnuniyet duyduğunu ifade ederken, Osman Kavala'nın da tutukluluk haline son verilmesi zamanın "çoktan geldiğinin” altını çizdi. Kofler açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Almanya Türk sivil toplumun yanında yer alıyor ve onunla dayanışma içerisindedir.”

DW/DA,EC

©Deutsche Welle Türkçe