Nükleer fizikçiye esrarengiz suikast
12 Ocak 2010İranlı nükleer fizikçi Prof. Dr. Mesud Ali Muhammedi bugün başkent Tahran’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Tahran Üniversitesi ve Malik Eşter Üniversitesi öğretim üyesi Muhammedi, evinin önünde bir motosiklete yerleştirilen bombanın uzaktan kumandayla patlatılmasıyla saldırıya uğradı.
İran’ın nükleer programı konusunda yaşanan uluslararası kriz nedeniyle İranlı bilim adamının öldürülmesi büyük yankı yarattı. Muhammedi’nin suikaste uğramasında yabancıların parmağı olduğunu savunan İran yönetimi, suçlamalarını ABD ve İsrail’e yöneltti.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Muhammedi’nin öldürülmesinin arkasında ABD ve İsrail'in olduğuna dair ipuçları bulunduğunu dile getirdi. Sözcü, ''İlk bilgiler, terör saldırısının arkasında ABD, siyonist İsrail ve onların yerli işbirlikçilerinden oluşan şer üçgeninin olduğunu ortaya koyuyor'' ifadesini kullandı.
Muhalefete suçlama
“Yerli işbirlikçiler” diyerek muhalefet yanlılarını işaret eden Tahran yönetimi, suikasti İran’ın nükleer programına yönelik bir eylem olarak da değerlendirdi. Bakanlık sözcüsü, atom uzmanlarının bu tür terör saldırılarıyla ortadan kaldırılmasının İran’ın bilim ve teknolojideki gelişmesini durduramayacağını kaydetti. Washington ise bu suçlamaları geri çeviriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Tahran’ın açıklamalarını “saçma” olarak niteledi.
Diğer yandan İran devlet televizyonu tarafından devrimi desteklediği bildirilen Prof. Dr. Mesud Ali Muhammedi’nin aslında Mir Hüseyin Musevi’yi destekleyen muhalefet yanlısı bir isim olduğu belirtiliyor. Muhammedi, devlet başkanı seçiminden önce muhalif aday Musevi'ye destek veren 240 üniversite öğretim üyesinin arasında yer alıyor. Muhammedi’nin ders verdiği Tahran Üniversitesi de hükümet karşıtı öğrenci protestoların merkezi sayılıyor.
Gerilim tırmanıyor
Suikastin İran ile batılı ülkeler arasında New York’ta yapılacak görüşmeler öncesi meydana gelmesi ortamın daha da gerilmesine neden oldu. Zira taraflar arasında diplomatik çözüm arayışları sona ermek üzere ve sertleştirilmiş yaptırımlar gündemde. O da işe yaramazsa, askeri saldırı olasılığı her zaman saklı tutuluyor.
Ancak ABD'nin, Tahran’a, İran’ın nükleer teknolojiyi sivil amaçlar için kullanmasını güvence altına almak amacıyla bir müzakere yolu da önerdiği belirtiliyor. Obama İran yönetimine bugüne kadar verdiği mesajlarda, Washington’un askeri çözüm aramadığını belirtmişti. Obama, birkaç ay önce "Şüphesiz sabrımız sınırsız değildir. İran yönetiminin şeffaflık için çaba göstermesi ve nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullandığını kanıtlaması gerekiyor“ ifadeleri ile Tahran'ı uyarmıştı.
Obama, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya’nın son derece kabul edilebilir önerisinin de masada bulunduğunu vurguluyor. Öneri, İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını yurt dışında, Rusya ya da Fransa’da yapabilmesini içeriyor. İran ise nükleer anlaşmayı kabul etmeye niyetli değil. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, duydukları endişeyi şu sözlerle dile getiriyor:
"İran ile yaşanan nükleer sorunu diplomatik yollarla çözmek için zamanın durdurulamaz bir şekilde ilerlemesi hepimizi endişelendiriyor.“
© Deutsche Welle Türkçe
DW, Ajanslar HK/AG