D Atomkraftwerke Laufzeiten
28 Ekim 2010Hrıstiyan Demokrat Parti ve Hür Demokrat Parti'den oluşan Merkel hükümetinin Almanya'da kullanımda olan 17 nükleer enerji santralinin işletme süresinin uzatılmasını öngören tasarısına, Federal Meclis yaşanan büyük tartışmaların gölgesinde "evet" dedi. Karar tasarısı, mecliste yapılan oylamada 289 "hayır" oyuna karşı 308 "evet" oyuyla kabul edildi. 2 milletvekili ise çekimser oy kullandı. Buna göre 1980’den önce devreye giren yedi santral 8, kalan on santral de 14 yıl daha işletilecek.
Söz konusu düzenlemeyle Almanya'da nükleer santrallerin kapatılması 2036 yılını bulacak. 2002 yılında Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller partisi iktidardayken hazırlanan yasa ile Almanya'da nükleer enerji santrallerinin 2022 yılına kadar devreden çıkarılması öngörülmekteydi. Bu yüzden de oylama adeta hükümet-muhalefet çekişmesine dönüştü.
"Toplumsal bir sorun başlatıyorsunuz"
Hükümete ağır eleştiriler getiren eski Çevre Bakanı ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Sigmar Gabriel koalisyon hükümetini nükleer santrallerin kullanım süresini uzatarak, toplumsal huzuru bozmakla suçladı. Gabriel, "Yıllar boyunca yoğun emek harcadığımız bir konuda toplumsal bir sorun başlatmış oluyorsunuz. Toplum içinde uzlaşmanın sağlandığı bir meselede bölünmeye yol açıyorsunuz. İşte bayanlar baylar sizin politikalarınızın sonucu budur." şeklinde konuştu.
Almanya'da pazar payı en büyük elektrik şirketleri E.on, RWE, EnBW ve Vattenfall Europe. Bu dört şirket ülkedeki elektrik ihtiyacının yüzde 80'ini karşılıyor. Elektriğin dörtte biri nükleer santrallerde üretiliyor. Elektriği nükleer santraller aracılığıyla daha ucuza üretebilen ve daha fazla kâr elde edebilen enerji devleri bu yüzden atom santrallerini işletme süresinin mümkün olduğunca uzun tutulmasını istiyor.
"Yaptığınız kabul edilemez"
Sol Parti'nin Meclis Grubu Başkanı Gregor Gysi de nükleer santrallerin kullanım süresinin uzatılmasının sadece Almanya'da faaliyet gösteren dört enerji devinin çıkarına olduğuna ve tüm bedelin halkın omuzlarına yüklendiğine dikkat çekti. Bu durumun toplumda bir bölünmeye yol açacağı uyarısını yapan Gysi, "Bu toplumu yakından ilgilendiren ve yüzleşilmesi gereken önemli bir tartışma konusu. İnsanlara nükleer santralin birinde bir patlama olduğunda ne diyeceksiniz? O zaman bu ülke bile olmayacak, burada kimse yaşamayacaktır. Bunların tümünü dört büyük enerji şirketinin çıkarı için göze alıyorsunuz. Bu yaptığınız kesinlikle kabul edilemez." dedi.
Muhalefetin eleştiri oklarının merkezinde Çevre Bakanı Norbert Röttgen vardı. SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Röttgen'i Almanya'nın nükleer güvenliğini göz ardı etmekle suçladı. Gabriel şunları kaydetti: "Sizin burada yaptığınız atom endüstrisinin emirlerini yerine getirmektir! Kısacası emir kulusunuz, Almanya'nın nükleer güvenliğinden sorumlu bakanlar değilsiniz! İşte gerçek bu!"
Yeni fikir veya konsept yok
Çevre Bakanı Norbert Röttgen ise muhalefetin suçlamalarına yine suçlamayla yanıt verdi. Röttgen enerji temini ve nükleer güvenlik konularındaysa yeni bir fikir ya da konsept öne sürmedi. Röttgen "Siz partinizin çıkarlarını ülke çıkarlarına, bu ülkenin geleceğine yönelik çıkarlara tercih ediyorsunuz. Doğal olarak seçmen desteğini kazanmak istiyor. Bunun için insanlara korku veriyorsunuz. Bunu ülkenin çıkarına mı yapıyorsunuz? Hayır! Bunu partinizin çıkarına olduğu için yapıyorsunuz. Ama size şunu söyleyeyim, halkın zekâsını böylece küçümsemiş oluyorsunuz. Onlar gelecekleri için bir yol belirlenmesini istiyor. Sizin yaptığınız gibi parti kavgası değil." şeklinde konuştu.
Eski Çevre Bakanı Yeşiller Partili Jürgen Trittin'e göreyse nükleer santrallerin kapatılma süresinin uzatılması kararı göreve gelecek yeni bir hükümet tarafından ya da Federal Anayasa mahkemesine başvurulması suretiyle değiştirileceği için uzun ömürlü olmayacak. Trittin "Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, bugün burada verdiğimiz karar, bu dört enerji şirketi için çok kısa ömürlü bir hediye anlamına geliyor. Zira ömrü dört yıl bile sürmeyecektir." dedi.
Hükümet 2050 yılına kadar yeni enerji planı kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin, ihtiyacın yüzde 80'ini karşılayabilecek düzeye çıkarılmasını amaçlıyor. Bunun yanında iklime zararlı emisyon hacminin de yüzde 80 oranında düşürülmesi öngörülüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Bettina Marx / Çeviri: Banu Ertek
Editör: Meltem Karagöz