NSU davasında neler oluyor?
11 Kasım 2015Münih Eyalet Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen NSU davasında gözler baş sanık Beate Zschaepe'nin ilk kez vereceği ifadeye çevrilmişti. Ancak Mahkeme Heyeti Başkan Manfred Götzl salı günkü duruşmada davanın 17 Kasım'a ertelendiğini açıkladı. Zschaepe'nin salı günkü duruşmada ifade verip vermeyeceği ise şimdilik bilinmiyor. NSU davasını başından bu yana Alman kamu televizyonları ARD ve WDR için izleyen gazeteci Ayça Tolun, DW Türkçe'ye davada gelinen aşamayı değerlendirdi.
DW Türkçe: Neden böyle bir gelişme oldu, erteleme kararı neden alındı? ?
Ayça Tolun: Ana sanık Beate Zschaepe ile avukatları arasında geçen yazdan beri çok büyük sıkıntılar, bir güven bunalımı var. Bu nedenle de Beate Zschaepe, üç avukatından geçen yazdan beri kurtulmaya, onlara görevden el çektirmeye çalışıyor. Güven bunalımı olduğu gerekçesiyle. Avukatlar da 'biz Beate Zschaepe'yi yeterince savunamıyoruz bu şartlarda' diyerek görevden azledilmek istiyorlar. Fakat mahkeme, böyle bir durumda davanın düşebileceği ya da temyize gidebileceği gerekçesiyle şu ana kadar bu taleplere olumlu yanıt vermedi. Sadece Beate Zschaepe'ye dördüncü bir avukat atadı. Ve şu anda da herşey bu dördüncü avukat üzerinden gidiyor. Nitekim Beate Zschaepe'nin ifade vereceği konusunda eski üç avukatına haber vermediği ortaya çıktı. Bu üç avukat da 'Biz bu şartlarda bu güven bunalımı çerçevesinde Beate Zschaepe'yi usulüne uygun olarak savunamıyoruz, lütfen bizi görevden azledin' diye mahkemeye başvurdu. Beate Zschaepe ile birlikte yargılanmakta olan dört sanıktan biri de 'Beate Zschaepe doğru düzgün yargılanmandığı için, daha doğrusu savunulamadığı için, 'bunun ucu bize de dokunuyor' diyerek reddi hakim talebinde bulundu. Reddi hakim talebine ilişkin mahkemenin karar vermesi gerekiyor. Bunun için de normalde duruşmalara ara veriliyor. Verilen ara da bununla ilgili. Dolayısıyla Beate Zschaepe'nin ifadesi de gelecek salıya ertelenmiş oldu, çünkü reddi hakim başvurusuna ilişkin bir karar verilmesi gerekiyor.
DW Türkçe: Peki Zschaepe haftaya ifade verir mi ve verirse bu, davanın gidişatını değiştirir mi? Böyle bir ihtimal var mı?
Ayça Tolun: Zschaepe fikirini değiştirmez de gerçekten salı günü ifade verirse, ki bu ifadeyi de doğrudan kendisi vermeyecek, bu güven duyduğu dördüncü avukatı vasıtasıyla bir açıklama okutucak mahkemeye. Herkesin tahmini, bu açıklamanın savunma biçiminde olacağı. Daha sonra da mahkemenin sorularına cevap vereceğini bildirdi. Söyleyeceği şeyler, dediğim gibi kendini savunmaya yönelik olacaktır, çünkü şu an itibarıyla Beate Zschaepe, sadece eldeki deliller ve tanık ifadeleri ile ömür boyu hapis cezası alabilecek duruma geldi ve bu çerçevede haliyle mahkemenin seyrini değiştirmeye çalışıyor. Ama tecrübeli hukukçular, aslında mahkemenin seyrini değiştirebilecek birşeyler söyleme şansının kalmadığını, zira kendisine atfedilen bütün suçların deliller ve tanıklar yardımıyla zaten ortaya çıktığını söylüyor. Kaldı ki, aslında müdahil avukatların, yani kurban ailelerinin avukatlarının kafasını karıştıran ve ortada kalan soruların da cevabı verilmeyecek. Çünkü sonuç itibarıyla bu bir ceza mahkemesi, dolayısıyla sadece ve sadece Beate Zschaepe suçlu mu değil mi ve onunla birlikte yardım ve yataklık suçundan yargılanmakta olan toplam beş kişi suçlu mu değil mi, buna bakılacak. 'İstihbaratın bu işte bir rolü var mıydı, yok muydu, bu NSU terör hücresi üç kişiden ibaret miydi, neden bu 10 kişiyi seçtiler, başkalarını seçmediler', bütün bu sorulara zaten bu mahkemede, bu davada yanıt aranmıyor.
DW Türkçe: Peki dava bundan sonra nasıl devam edecek?
Ayça Tolun: Aslında nisan gibi kararın çıkmasını bekliyorduk. Büyük bir ihtimalle müebbet; en azından ana sanık Beate Zschaepe için. Fakat bu yeni gelişmeler nedeniyle davanın yazın ilk haftalarına kadar uzama ihtimali belirdi. Önümüzdeki haftalarda belki Beate Zschaepe'nin yapacağı açıklamalar çerçevesinde yeni tanıkların dinlenmesi ya da delillerin araştırılması gerekebilir. Sonuç itibarıyla aslında bu davada son kerteye geldik. Bu bağlamda ilkbaharda karar aşamasına gelinmiş olur, eğer çok büyük bir sürpriz olmazsa.
© Deutsche Welle Türkçe
Söyleşi: Çelik Akpınar