NOZ: Erdoğan yorgun görünüyor
8 Haziran 2018Neue Osnabrücker Zeitung 24 Haziran seçimlerini konu alan yorumunda otoriter yönetimin ağır ekonomik sonuçlara yol açabileceğini belirtiyor:
"Erdoğan, Türk Lirası'nın hızla değer kaybetmesine seçimi kazandıktan sonra faizleri düşürme vaadiyle tepki gösterdi. Ucuz para kredi hacmini artırıp halkın keyfinin kaçmasını önlemeyi amaçlıyordu. Ama sonunda yatırımcı güvenini kaybetti, enflasyon tırmandı. Türkler de otoriterliğin sadece özgürlükleri kısıtlamadığını, aynı zamanda refah kaybına da yol açtığını öğrendi. Öte yandan Erdoğan seçim kampanyasında yorgun görünüyor. Rakibi Muharrem İnce ciddiye alınması gereken bir aday. İktisatçılar, Türkiye'de arta kalan tek muhalefetin Lira olduğunu söylüyorlar. Erdoğan nihayet Lira muhalefetinin korkulacak bir şey olduğunu idrak ediyor.”
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları 7 Haziran'dan itibaren oy kullanmaya başladı. Mindener Tageblatt gazetesi Almanya'da başlayan oy verme sürecine şu satırlarla değiniyor:
"Hasat acaba bu kez de bereketli olacak mı? Uzun süredir yaşadıkları Almanya'da demokrasinin sağladığı özgürlüklerin kıymetini bilen ve özgürlük istemesini öğrenen büyük bir Türk seçmen kitlesi Recep Tayyip Erdoğan'a sempati duyuyor. Erdoğan'ın başlangıçtaki liberalleşme rotasını terk edip ana vatanlarındaki demokrasinin yavaş yavaş soluğunu kesmesi, vatandaşlık haklarını ayaklar altına alması ve adeta diktatörlüğe heveslenmesi anlaşılan intizamı koruduğu izlenimi kadar ağır basmıyor. Hele ekonomik esenlik söz konusu olduğunda.”
Berliner Zeitung Kanada'daki Yediler Grubu (G7) zirvesinin uyumlu bir havada geçmesinin beklenemeyeceğini yazıyor. Gazetenin yorumu şöyle devam ediyor:
"G7 liderlerinin Kanada buluşmasında ortak bildiri üzerinde mutabakata varacakları şüphe götürür. Atmosferi bozan Donald Trump. Trump liderliğindeki Amerika güvenilir olmayan bir ortak haline geldi. Trump'ın oyunculuk dürtüsüne ciddiyetle karşılık verilir ve dünyaya yeni bir somutluk ve şeffaflıkla sürpriz yapılabilirse G7 güç ve önem kazanır. Ev sahibi Kanada kadın hakları ve okyanusların korunmasını özel başlıklar olarak zirve gündemine ilave etti. G6 bu konuların önemini vurgulamak yerine somut hedef ve eylem programları kararlaştırarak bir sonraki renksiz zirveyi beklemeden işe koyulmalı.”
Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung gazetesinin Kanada'daki G7 zirvesini konu alan yorumu ise özetle şöyle:
"ABD Başkanı dış rekabetten korumayı vaat ederken bin iktisatçı ek gümrük vergilerinin yol açabileceği vahim sonuçlar karşısında uyarıyor. Ancak Başkan ne uzmanları ne de 900 ticari engeli protesto eden 33 hükümeti dinliyor. İlgili ülkeler misillemeye başvuruyor. Güncel haber gibi görünenler aslında 1928 – 1930 yılları arasına dönüşü yansıtıyor. 90 yıl önce ABD Başkanı Herbert Hoover'in Amerikan çiftçisine verdiği sözü şimdi Trump Amerikan çelik işçisine veriyor. Hoover'in inatçılığı tarihe dipnot olarak geçmedi. Başlattığı ticaret savaşı büyük depresyonu daha da azdırdı. G7 zirvesi arifesinde bir miladın eşiğinde olunduğunu söyleyenler abartmış sayılmazlar. Trump'ın vurdumduymazlıkla dünya ticaret rejimine açtığı ‘kutsal savaş' radikal dincilerin ‘cihadını' anımsatıyor.”
AFP, dpa/AG, HS
© Deutsche Welle Türkçe