Netanyahu bu sefer gerçekten "gidici" mi?
28 Kasım 2023İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu uzun siyasi kariyerinde zorlu süreçlerden geçti. Ama bir şekilde iktidara yeniden gelmeyi başardı.
Altıncı başbakanlık dönemini yaşayan 74 yaşındaki Likud partisi lideri, İsrail'in en uzun süre görevde kalmış başbakanı. İlk olarak 1996'da başbakan oldu, aradan geçen zamanda dışişleri ve maliye bakanlıkları ve ana muhalefet liderliği yaptı. 2009'da yeniden Başbakanlığa seçildi, 2013, 2015, 2019 ve 2020'de yapılan seçimlerde de koltuğunu korudu. 2020'de hakkında rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçundan dava açıldı. 2021 Mart ayındaki seçimleri kazanamasa da Kasım 2022'deki erken seçimlerde iktidara gelmeyi yine başardı. Bu sefer yanına aşırı dinci ve aşırı milliyetçi güçleri toplayarak İsrail tarihinin en tartışmalı ve en "sağ" hükümetini kurdu.
Gençliğinde bizzat İsrail ordusunun elit komando biriminde görev yapan Netanyahu, Filistinlilere karşı sertlik yanlısı "şahin" politikalarıyla "Bay Güvenlik" diye anıldı, bu lakapla övündü.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail topraklarına girerek bir askeri üssü saatlerce işgal etmesi, yerleşim yerlerine saldırarak İsrail verilerine göre çoğu sivil bin 200 kişiyi öldürmesi ve yaklaşık 240 kişiyi rehin alarak ciddi bir engelle karşılaşmadan Gazze Şeridi'ne geri dönebilmesi, "Bay Güvenlik" için şüphesiz hayatındaki en büyük siyasi darbe oldu. İkinci Dünya Savaşındaki Yahudi Soykırımı sonrasında Yahudileri hedef alan en kanlı saldırılardan Başbakan'ın haberi bile olmamıştı.
Sandalye sayısı 18'e düştü
Saldırıların hemen ardından kendisine Hamas'ın bu yönde planları olduğuna dair hiçbir bilgi verilmediğinibelirterek istihbarat ve orduyu suçlaması sadece güvenlik ve istihbarat bürokrasisinde değil, kamuoyunda da büyük tepki çekti. Netanyahu, sosyal medya hesabından paylaştığı bu mesajı silmek zorunda kaldı.
7 Ekim saldırıları ve sonrasında yaşanan süreçte Netanyahu'ya duyulan öfke, anketlere de yansıdı. Maariv gazetesinin 15-16 Kasım tarihlerinde yaptırdığı son anket, Netanyahu'nun koalisyon hükümetinin büyük kan kaybını gözler önüne seriyor. Ankete göre bugün bir seçim olması durumunda koalisyon partilerinin toplam sandalye sayısı 64'ten 41'e düşerken muhalefetin sandalye sayısı büyük bir sıçramayla 79'a yükseliyor. Mecliste şu an 32 sandalyeye sahip olan Netanyahu'nun Likud partisi, bugün seçim yapılsa sadece 18 sandalye kazanabiliyor.
Anketler, Netanyahu'nun istifa etmesini ya da savaş sona erer ermez yerine başkasının geçmesini isteyenlerin oranını yüzde 75'lerde gösteriyor.
Biden Netanyahu'ya "gidicisin" dedi mi?
Washington kulislerine yakınlığıyla bilinen Politico gazetesinin Kasım ayı başında ortaya attığı iddia, Netanyahu'nun günlerinin sayılı olduğu düşüncesinin ABD yönetiminde de hakim olduğunu ortaya koyuyor. Gazetenin Biden yönetiminden üst düzey kaynaklara dayandırdığı haberde, Başkan Joe Biden'ın 18 Ekim'de İsrail'e yaptığı ziyarette konuyu bizzat gündeme getirdiği ve Netanyahu'ya, "halefine aktaracağı dersler üzerinde düşünmesi" tavsiyesinde bulunduğu belirtildi.
Beyaz Saray'dan görüşmede böyle bir konunun gündeme gelmediği açıklaması yapılsa da savaşın gidişatı ve savaş sonrası planları konusunda ABD ile Netanyahu hükümeti arasında görüş ayrılıkları yaşandığı sır değil. Politico'ya konuşan ABD'li yetkililer, "Netanyahu'nun kendi siyasi geleceğini savaşa bağlı görüp gerilimi tırmandırmaya çalışacağı" konusunda Biden yönetiminde endişeler olduğuna da yer verdi.
Önce savaş, sonra soruşturma
Bir dahaki genel seçimlere daha üç yıl var. Bu şartlarda Netanyahu'nun kendi isteğiyle istifa etmeyeceği konusunda hemen herkes hemfikir. Nitekim 7 Ekim saldırılarının sorumluluğunu üstlenmeyi reddeden Netanyahu, kendi rolü dahil olmak üzere kapsamlı bir soruşturmanın da ancak "savaşı zaferle bitirdikten sonra" gündeme gelebileceği sinyalini veriyor.
Dünyanın Arapça yayın yapan en etkili gazetelerinden Şarkul Avsat da Netanyahu'nun günlerinin sayılı olduğunu ve emekliliğe hazırlık yaptığını öne sürdü. Ancak habere göre Netanyahu'nun görevi savaş sonrasında hemen bırakmaya niyeti yok.
Gazete, Netanyahu'ya yakın siyasi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Başbakan'ın ABD Başkanı Joe Biden ile kapsamlı bir bölgesel barış planı üzerinde çalıştığını, savaşta zafer kazanılıp bu plan hayata geçirilene kadar görevi sürdürmek ve bölgesel müzakerelerde yer almak istediğini yazdı. Gazeteye göre plan, Netanyahu hakkındaki yolsuzluk davasının düşürülmesini de içeriyor.
Rüşvet davası kıskacı ve Batı'da artan eleştiriler
Rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla hakkında açılan dava, Netanyahu'nun başının üstünde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor. Hakkında dava açılması sürecinde rol oynayan savcı ve hakimlerle medya ve polisi "halkın iradesine karşı kumpas kurmakla" suçlayan Netanyahu, 2022'de yeniden Başbakan olduğunda ilk iş tartışmalı yargı reformunu gündeme getirdi.
Yüksek yargının yetkilerini tırpanlayarak kendisinin ve parlamentonun yargıya karşı konumunu güçlendirmeyi amaçlayan bu düzenleme, İsrail tarihinin en büyük protesto hareketine, ama aynı zamanda Batılı ülkelerde de kaşların çatılmasına yol açtı.
Netanyahu ve sağ koalisyon ortaklarının Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerini sürekli genişletme politikası da Batılı ülkelerde yoğunluğu giderek artan eleştirilere neden oluyor. ABD ve AB'nin savunduğu "iki devletli çözüm" konusunda da Netanyahu ile Batılı merkezler arasında görüş ayrılıkları olduğu biliniyor.
Güvensizlik oylaması olasılığı
Hem dış hem de iç politikada popülaritesini yitiren Netanyahu'nun görevde ne kadar kalabileceği ise belirsiz. Netanyahu'yu düşürmenin tek yolu, hükümetin içinden başlatılacak bir güvensizlik oylaması gibi görünüyor. "Yapıcı güvensizlik oylaması" denilen sistemde Knesset'te çoğunluğu oluşturacak sayıda milletvekilinin sadece mevcut hükümeti düşürmede değil, yeni başbakanın kim olacağı konusunda da anlaşmış olması gerekiyor.
Jewish Insider haber portalına göre bunun gerçekleşmesi önündeki en büyük engel, aşırı sağ koalisyonun güç birliğine gitmesi. Koalisyonun toplam 64 milletvekilinden 61'inin hükümetin devamında direnmesi durumunda yapabilecek bir şey kalmayacağına işaret eden portal, çok zayıf durumdaki koalisyon ortaklarının olası bir erken seçimi kaybetmektense hükümetin devamı için güçlerini birleştirebileceğine dikkat çekiyor. Bu durumda koalisyonun en büyük ortağı Likud içinden firenin büyük olması gerekiyor.
Netanyahu'nun halefi kim olur?
Anketlere göre Netanyahu'nun kan kaybından en kârlı çıkan, muhalefet lideri Benny Gantz oldu. 7 Ekim saldırıları sonrasında Netanyahu'nun kurduğu savaş kabinesine dahil olan eski genelkurmay başkanlarından Gantz, seçmenlerin gözünde en şanslı Başbakan adayı haline geldi.
Kasım'daki seçimlerde mecliste 12 sandalye kazanan Gantz'ın Ulusal Birlik partisi, anketlere göre sandalye sayısını 43'e çıkarmış durumda. "Kimi Başbakan olarak görmek istersiniz?" sorusuna seçmenlerin yüzde 52'si Gantz yanıtını verirken Netanyahu'yu tercih edenlerin oranı yüzde 27'de kalıyor. Netanyahu'nun kendi partisi Likud seçmeninin yüzde 26'sı da Gantz'ı Başbakan olarak görmek istediğini söylüyor.
Jewish Insider haber portalı, Netanyahu'nun yerine geçebilecek isimler olarak, son yıllarda Netanyahu'yu eleştiren açıklamalar yapan Savunma Bakanı Yoav Gallant ile İsrail parlamentosu Knesset'in Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi Başkanı Yuli Edelstein'ın konuşulduğunu bildirdi. Gazete, Modi'in kentinin Belediye Başkanı Haim Bibas'ın parti içindeki ılımlı isimleri bir araya getirecek bir ittifak oluşturmak üzere haftalardır görüşmeler yürüttüğü bilgisini paylaştı.
Netanyahu'nun savaş kabinesine çağrıldığı halde katılmamayı tercih eden Yair Lapid de önümüzdeki dönemin belirleyici isimlerinden biri olabilir. Anketlere göre partisinin sandalye sayısı 24'ten 13'e düşmüş olmasına rağmen eski başbakan Lapid, kurulacak Netanyahusuz bir ulusal birlik hükümetinde rol oynayabilir. Lapid, Başbakan olduğu Eylül ayında BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, "iki devletli çözüm"ü savunmuş, 16 Kasım'da yaptığı açıklamada da Netanyahu'nun Likud partisine "Netanyahu'yu değiştirin, muhalefetin katılımıyla ulusal birlik hükümeti kuralım" çağrısıyla dikkat çekmişti.
DW / BK,JD